7

1.5K 120 122
                                    

Acikcasi beni cidden uzuyorsunuz. Aranizdan biri cikiyor ve siniri doldurmak icin 60 tane yorum yapiyor ama geri kalanlar bi tane bile yorum yapamiyor cidden ayip. Ama ters anima gelirse ve kurguyu kaldirirsam bir anda, yazamadigim icin degil emegimin karsiligini alamadigim icin olur. Ondan sonra hic bir yerde "wattyde hic jirose fici yok ya" tarzi seyler gormek istemiyorum cunku olmamasi gayet normal. Uc bes kisi shiplemesine ragmen yoonsoo kurgularimda bile ne kadar yorum aliyorum ben. Neden boyle umursamazsiniz anlamiyorum.

Yirmi kisi 60 tane yorum yapmak cok zor geliyor. Oysa her biriniz ikiser yorum yapsa dolucak yani basit bir istek. Birde yorum yapmayip bolum soranlar oluyo onlar hakkinda hic konusmuyorum.

Ama vote sayisi gittikce arttigi muddetce yorum siniri da articak haliyle. Kimse kusura bakmasin. Yine de seviyorum sizi :). Iyi okumalar.

Sinir 65 yorum <3

Jimin dün okula gelmemişti. Bunun sebebi muhtemelen alkol aldığı için sızmış olması falandı. Ve o gün dediklerini geri plana atsamda dün aklıma gelip durmuştu.

Ailesinin onu sevmediğini iddia etmiştim. Ve aslında bunu yalnızca onu sinirlendirmek için yapmıştım çünkü o beni sürekli sinirlendiriyordu. Bana ailesi hakkında haklı olduğumu söylemiş olması içime bir öküz oturmasına neden olmuştu nedense. Ailevi konular her zaman hassas olurdu ve onun canını bu şekilde yakmam yanlıştı farkındaydım. Ve o çocuktan da bunun sinirini çıkartmış, o da benim canımı yakmak istemişti muhtemelen.

Başarmıştı da. Hem o çocuğun hemde söylediğimin vicdan azabını çekmiştim dün bolca. Dün bana yazmamıştı. Ne arama için ne mesaj için. Oysa ki yazıp bunların olmamış gibi davranılmasını falan ister sanıyordum. O ise kendi kafasında bile bunu görmezden gelmişti anlaşılan.

Kızlara bu konuyu anlatmamıştım çünkü ne olursa olsun bu onun özeliydi ve kızlara söylemekte bile tereddüt etmiştim işte. Lisa konusunda endişem yoktu ama Jennie sivri diline hakim olamazsa bu sıkıntı çıkartırdı.

Önümde ki deftere karalamalar yaparken sınıfın kapısının açılmasıyla o mu diye başımı kaldırmış ve bu defa yanılmamıştım. Yanında ki arkadaşları ile gülüşerek muhabbet eden Jimin'in dudağının kenarında ki küçük yara hızla gözüme takılmıştı.

Kaşlarımı çatarak bir kaç saniye yaraya bakmış ve ardından gözlerine dönmüştüm. Fakat o bana bakmayarak yerine geçtiğinde çatık kaşlarım önümde ki defteri bulmuştu bu defa. Aklıma istila eden bir kaç senaryoyu geri plana atmıştım hızla.

Başımı yanımda ki Lalisa'ya çevirip fizik ödeviyle ilgili bir şey sormak için dudaklarımı aralamıştım ama öylece kalmak zorunda kaldım. Çünkü Lisa yüzünde ki utangaç gülümseme ile başını eğmişti. Bu harekete yalnızca tek bir kişi sebep olabilirdi. Hırsla bir nefes verdiğimde alevler saçan gölerim Jeon Jungkook'u bulmuştu.

Oturduğu yerde iyice yayılmış olan dövemli zorba yüzünde ki çapkın sırıtışı ile yanımda ki saf arkadaşıma bakıyordu. Ona dönen bakışlarım ile bana baktığında öfkemi görmüş olmalı ki bu onu daha da eğlendirdi. Ben Jimin'i bu konuda uyarmamış mıydım?

"Önüne dön Jeon Jungkook." Sert uyarım ile kaşlarını kaldırmıştı. Ve Park Jimin'in de gözleri beni bulmuştu. Düz ifadesi ile bir kaç saniye bana bakmış ve kaçırırcasına çekmişti gözlerini benden. Jungkook'a yaptığı kısa kafa hareketi önüne dönmesi için bir nevi emir olduğunda derin bir nefes vererek bunu gerçekleştirmişti.

Yanımda ki Lisa bana şokla bakıyordu. Onaylamazca başımı iki yana sallayıp önüme dönmüş ve fizik ödevi de böylece arada kaynayıp gitmişti.

angels like you, jiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin