Odamın kapısı biranda açılınca korkarak yerimden kalktım. Annem ve babam korkarak yanıma gelip elini yüzüme atıp yanaklarımı okşadı sonra telaşlı bir şekilde "Oğlum öldüm korkudan. Niye telefona bakmıyorsun? Bir saattir kapıyı açmıyorsun. Mahalleyi ayağa kaldırdık. Çok korktum, sana bir şey oldu sandım Bora'm." diyip sarıldı bana.
Saate baktım 4-5 saattir uyuyordum ve ne kapı sesini, ne de telefonun sesini duymuştum.
Anne ve babama bakarak "İyiyim ben, duş aldıktan sonra yorgunluk çöktü üstüme. Biraz uyuyayım dedim, ama bu kadar uyuyacağımı bilemedim. Sizi de boşuna endişelendirdim. Özür dilerim." diyerek anneme sarıldım.
"Ne özürü çocuğum. Sen iyi ol yeter. Abini de aradım şimdi gelir o da. En son Kenan oğlum seninle olduğu için onu da aradım, ama işte olduğu için aradığımı geç görmüş." diyerek saçlarımı okşuyordu.
"Boşuna o kadar telaş yaptınız annem. İyiyim." diyebildim sadece.
Babam elini omuzuma atıp okşadı ve "Ah be Bora, biraz dikkatli ol oğlum. Annen sana ne kadar düşkün biliyorsun. Kapıyı açmadın diye ona merak etme Bora iyi, diyince aşağıda beni az kalsın öldürüyordu." diyerek gülemeye başladı.
Annem de babamı itip "Ne yani çocuğuma bir şey olmuş olabilirdi. Öylece duramam ben. Bora benim her şeyim." diyerek yüzünü bana çevirdi. Gözleri dolmuştu sanki. Bu halini görünce kendime kızdım.
"Ya anne iyiyim dedim ya, iyiyim. Rahatla artık ve git dinlen biraz. Benim yüzümden çok korktun." diyerek sakinleştirmeye çalıştım annemi. O da kafasını salladı tamam dercesine. Daha sonra ikisi de odadan çıktı.
Elimi saçıma atıp karıştırdım. Yatağın başına yaslanarak kenarda duran telefonumu elime alıp baktım. Bir sürü cevapsız arama ve mesaj vardı. Annem, babam, abim, Can ve Cansu hatta Kenan bile arayıp mesaj atmıştı. Diğer mesajları es geçerek Kenan'ın mesajına girdim.
Kenan abi: Bora oğlum iyi misin?
Kenan abi: Neden telefona bakmıyorsun?
Kenan abi: Ben çıktıktan sonra bir şey mi oldu?
Kenan abi: Oğlum baksana şu telefonuna, bir şey mi oldu?
Kenan abi: Bora korkutuyorsun beni. Mesajları görünce cevap ver bana.
Kenan abi: Annen ve baban da merak ediyor.
Bora: İyiyim Kenan abi, merak etme.
Bora: Sen gittikten sonra uyudum.
Bora: Ne kapının, ne de telefonun sesini duymuşum.
Bora: Telefonumu sessize almıştım.
Bora: Kusura bakma, seni de korkuttum.
Görüldü...
Kenan abi: Hele şükür ya.
Kenan abi: Bu telefon sessizde olacaksa ne işine yarıyor senin?
Kenan abi: Abin seni çok merak etti.
Kenan abi: Sabahtan beri seni arayıp duruyor.
Kenan abi: Çok korktu çocuk senin için.
İstemsizce sinirlendim bu yazdıklarına. Belki abartıyor olabilirim ama her zaman abin şöyle, abin böyle demesi canımı sıkıyordu artık. Onu ilk ben gördüm. Abimle daha sonra tanışıp arkadaş oldular. Keşke onu gördüğümde yakınlaşmaya çalışsaydım. Belki de şimdi Barış'ın kardeşi Bora olmazdım...
Bora: Abime benim için endişelenmesini ben söylemedim.
Bora: Hem size ne ya?
Bora: Çocuk dediğin adamla aynı yaştasın?
Bora: Eğer sen endişelenmediysen abim için yazma bana Kenan abi.
Kenan abi: Ne diyorsun sen Bora?
Kenan abi: Delirdin mi, ne oldu birden.
Bora: Bir şey olmadı Kenan abi.
Bora: Seni endişelendirdim... Pardon seni değil abimi*
Bora: Bir daha da olmaz.
Bora: İyi geceler sana.
Kenan abi: İyi geceler, seninle sonra görüşürüz.
Görüldü atıp çıktım. Daha sonra direkt Can'ı aradım. Birkaç çalışta telefonu açtı.
Telaşlı bir sesle "Alo Bora iyi misin? Annenler beni aradı telefonu falan niye açmıyorsun?" art arda sorular sormaya başlayınca ofladım. "Can susar mısın amına koyim, hoparlörü aç Cansu yanında mı?" diye sorunca sadece evet dedi.
"Oğlum Bora yine uyudun di mi?" dedi Cansu. Beni bir tek bu kız tanıyordu.
"Evet güzelim, uyuyordum. Ben ne bileyim kış uykusuna yatıcam ya. Az önce de Kenan'a atar yaptım zaten. Sinirim aşırı bozuk. Can sana çıkıştım kusura bakma lütfen." dedim ağlamaklı sesle.
"Anca Can'a sinirini dök sen. Kukla mıyım lan ben siniz için?" dedi. Evet haklıydı hep ondan çıkarıyordum sinirimi. Bunu isteyerek yapmıyordum.
"Haklısın." dedim sadece.
"Eee anlat niye Kenan abiye trip attın yine sen?" dedi Cansu. Ortamı yumuşatmak için.
"Ben telefonu, kapıyı açmayınca yazmış. Aramış ama ben açmamışım. Şimdi yazdım, hemen abin şöyle korktu yok yazık çocuğa falan dedi. Ben de sinirlendim ve abim için yazacaksan bana yazma dedim. Bu kadar." diye olanları anlattım.
"Balım şimdi ne desem bilemedim ki. Sen de haklısın tabii ki haksızsın diyemem. Adam şimdi neye uğradığını şaşırmıştır." dedi Cansu. Can'dan ses çıkmıyordu.
"Can bir şey söylesene ya." dedim oflayarak. Şuan ne yapacağımı bilmiyordum. Hata mı ettim ona öyle yazmakla?
"Bora." dedi ve bir kaç saniye sonra gülerek "Az bile yapmışsın amına koyim ya. Sakın üzülme bak sikerim seni. Pişman da olma. İyi yaptın." dedi Can.
Hiç gülesim yoktu. Zaten ne zaman mutsuz olsam Can bir yolunu bulur beni güldürür.
"Off Can ya. İyi yaptım ama yüzüne nasıl bakıcam ben? Zaten sonra görüşürüz dedi bana. Ben de görüldü atıp hemen sizi aradım." dedim. Can da "Bir şey olmaz ya. Her gün bizimle takılıyorsun zaten. Yanına gelince seni kaçırırız." dedi beni sakinleştirmeye çalışarak.
"Ya evimize gelirse? Ay evimiz diyince içim bir hoş oldu ya. Bir gün bizim de evimiz olur di mi?" dedim i harfini uzatarak.
"Balım bir sus hemen hayal kurma. Neyse, eve gelirse odana geç uyu. Ya da bize gel ders bahanesiyle. Nasıl fikir?" dedi Cansu.
Güzel bir fikirdi. "Tamam ballarım. Teşekkür ederim sizinle konuşmak bana her zaman iyi geliyor. Şimdi kapatıyorum. Aşağı inicem acıktım. İyi geceler size, yarın görüşürüz." dedikten sonra onlarda iyi geceler dedi ve telefonu kapatıp odamın duvarında duran boy aynasından kendime baktım.
Saçlarım biraz uzanmıştı sanki? Şuan saçlarımı kesesim vardı. Bir günde çökmüştüm resmen. Hepsi o şerefsiz yüzünden. Ayağa kalktım ve odamdan çıktım. Biraz tatlı yemem lazım yoksa depresyona girmeme az kaldı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA ABİ DEME - GAY
Historia CortaTAMAMLANDI Bilinmeyen numara: Merhaba yakışıklı. Bilinmeyen numara: Hey Kenan efendi. Bilinmeyen numara: Bir şey diyeceğim ama hemen bakma mesaja. Olur mu? Bilinmeyen numara: Ben sana çok aşığım ya. Kenan ve Bora'nın hikayesi YARI TEXTİNG