O günün üzerinden üç gün geçmişti. Can ve Cansu'ya her şeyi tek tek anlatmıştım. Can üç gündür Kenan'a sövüyordu, adamı yolda görünce trip bile atıyordu. Şimdiyse ikizlerle balkonda oturmuş dedikodu yapıyorduk. Bizim en sevdiğimiz aktivite net buydu. Mahallede olup bitenleri bir birimize yetiştiriyorduk.
"Balım, Kenan hiç yazdı mı o günden sonra sana?" dedi Cansu.
"Hayır ne aradı, ne de yazdı. Karşıma bile çıkmıyor adam. Ne zaman işe gidiyor, geliyor anlamıyorum. Yarak suratlı abime de yazmıyor galiba." Benimle karşılaşmamak için buraya da gelmiyordu vicdansız. Yüzüne hasret kaldım it oğlu itin.
"Kanka boşver onu sen. Sana erkek mi yok lan. Taş gibi çocuksun maşallah, ben sana en iyisini bulurum." dedi Can.
Güldüm "Yavrum sen önce kendine bul, ben kendi işimi kendim hallederim merak etme sen. Hem bana başka adam lazım değil. Bana Kenan lazım." dedim. Üzgündüm ve kendimi boşluktaymış gibi hissediyordum. Bu boşluğu sadece Kenan doldurabilirdi.
İkisininde bana üzgün bir şekilde baktığını görünce "Abi iyiyim, neden öyle bakıyorsunuz?" dedim.
"Kanka iyiyim diyorsun ama yüzün çökmüş lan üç günde." dedi Can. Nasıl göründüğümü biliyordum, ama Can'ın dediği kadar da kötü değildim be.
"Kanka sence de biraz abartmıyor musun?" diye sorunca gözlerini devirdi. "Abartmıyorum Bora." Can'a bir şey diyecektim ki birden annem balkonun kapısını açınca irkildim.
"Bora'm ben pazara gidiyorum. Almamı istediğiniz bir şey var mı? Gelirken markete uğrar alırım." dedi gülerek.
"Annem sen gitme istersen. Bir liste yaz ben gidip alayım. İkizlerde benimle gelir. Zaten sıkıntıdan ne yapacağımızı şaşırdık." Annem biraz düşündükten sonra kafasını salladı. İçeri geçip her şeyi yazıp listeyi bana uzattı.
"Siz isterseniz çıkın ben üstüme doğru düzgün bir şey giyip geliyorum beş dakikaya." dedim ve odama geçtim. Üstüme beyaz sweatshirt, altıma da siyah eşofman giyip odadan çıktım.
Ayakkabımı giyip anneme haber verdikten sonra evden çıktım. İkizler evin önünde durmuş bir şeyleri tartışıyordu yine. Bu hallerine istemsizce güldüm. Çok tatlılardı, yavru kediler gibi kavga ediyordular sürekli. Yanlarına gidip "Hadi gidelim yavru kedilerim." diyince Cansu, Can'a gözlerini devirip benim koluma girdi. Can bizi kıskanmış olmalı ki hemen kolunu omzuma attı.
Havadan sudan konuşarak pazara geldik. Elimdeki listeye bakarak sebzeleri poşete doldurdum. Cansu bana yardım ederken, Can kenarda durmuş meyve tıkınıyordu. Şerefsiz herifi bütün mahalle seviyordu.
Her şeyi aldıktan sonra evin yolunu tuttuk. Canım bir şeyler çektiği için marketten kendime biraz abur cubur almak istedim.
"Ballarım siz beni burada bekleyin birkaç şey alıp geliyorum hemen. İstediğiniz bir şey var mı onu da alayım?" diyince ikiside kafası salladı.
"Tamam hemen geliyorum." diyip markete girdim.
İki tane çips, çubuk kraker ve cola alıp kasaya gidince içeriye giren Kenan'ı görünce donup kaldım. Bana bakmadan yanımdan geçti. Arkama dönüp ona baktım. Bildiğim gibi yüzüme bile bakmıyordu artık. Kendine soğuk su aldıktan sonra kasaya doğru ilerledi. Elimdekileri poşete toplayıp Hasan amcaya parayı uzattım.
Ona doğru dönüp "Merhaba Kenan abi." dedim. Sanki varlığımdan bihabermiş gibi yüzüme baktı. "Merhaba." dedi sadece sonra da Hasan amcaya parayı verip marketten çıktı.
Arkasından çıktım ama o çoktan arabasına binip gitmişti. Can ve Cansu'ya doğru ilerledim.
"Bir şey mi oldu?" dedi Cansu. Kafamı salladım. Bir dakikada bütün moralim bozulmuştu.
Evin önüne geldiğimizde "Biz gidiyoruz balım. Kendine dikkat et ve ne zaman istersen ara bizi tamam mı aşkım." dedi Cansu.
"İyiyim merak etme. Sadece moralim bozuldu." dedim.
Onlarla vedalaşıp eve geçtim. Elimdekileri poşetleri mutfağa bırakıp odama geçtim. Üstündekileri çıkartıp rahat bir şeyler giyip yatağıma uzandım. Kafamı dağıtmak için bir dizi açıp izlemeye başladım.
Bir kaç saat dizi izledikten sonra canım sıkıldığı için bilgisayarı kapatıp masamın üzerine bıraktım. Telefonu elime alıp Kenan'la olan konuşmamıza girdim ve ona yazmaya başladım.
Bora: Gerçekten artık böyle mi yapacaksın?
Bora: Yolda görünce yüzüme bile bakmayacak mısın?
Bora: Sana selam vermesem beni görmezden gelip gidecek miydin cidden?
Kenan: Az soru sor Bora.
Kenan: Zaten kafam allak bullak.
Kenan: Sende üstüme gelme lütfen.
Bora: Ben senin üstüne gelmiyorum Kenan.
Bora: Sadece soru soruyorum.
Kenan: Bilmiyorum Bora.
Bora: Bilmiyor musun?
Bora: Hani unutacaktın bu olanları?
Kenan: Unutmak isterdim, ama maalesef unutamıyorum.
Bora: Unutma zaten.
Kenan: Canımı alın siz de kurtulun ben de.
Kenan: Bir günüm normal geçemez mi ulan benim.
Kenan: Yazma bana Bora.
Kenan: Hiç kimseyle konuşmak istemiyorum.
Bora: Bir şey mi oldu?
Kenan: Oldu.
Kenan: Ama bu seni ilgilendiren bir konu değil.
Kenan: Unut beni, kendi hayatına bak.
Bora: Ama benim hayatım sensin Kenan.
Kenan: Lütfen yapma Bora.
Bora: Keşke senden dediğin gibi vazgeçebilsem.
Bora: Ama olmuyor işte.
Kenan: Beni gözmezsen unutursun.
Bora: Şaka yapıyorsun.
Bora: Sen ciddi misin Kenan?
Bora: Seni görmezsem, seni unutacağımı mı sanıyorsun cidden?
Kenan: Evet, bir daha karşına çıkmayacağım.
Bora: Aynı mahallede oturuyoruz lan biz farkındaysan.
Kenan: Biliyorum.
Bora: Şaka gibisin Kenan.
Kenan: Kaç gündür senden uzak durmaya çalışıyorum, ama olmadı işte.
Kenan: Yine karşıma çıktın.
Kenan: Ama bundan sonra daha dikkatli olacağım.
Bora: Siktir git Kenan ya.
Uygulamadan çıkıp telefonu kapatıp yatağımın üzerine fırlattım. Sinirle ayağa kalkıp duşa girip üstümdekileri tek tek çıkardım. Duşu açıp soğuk suyun altına girdim. Kafamı kaldırıp soğuk suyun bütün vücudumu ıslatmasını bekledim.
꒰⑅ᵕ༚ᵕ꒱˖♡
Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın lütfen 🥺 keyifli okumalar. Az kaldı kavuşacaklar bebeklerim. Okuyan ve oy veren herkese teşekkür ederim 💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA ABİ DEME - GAY
Historia CortaTAMAMLANDI Bilinmeyen numara: Merhaba yakışıklı. Bilinmeyen numara: Hey Kenan efendi. Bilinmeyen numara: Bir şey diyeceğim ama hemen bakma mesaja. Olur mu? Bilinmeyen numara: Ben sana çok aşığım ya. Kenan ve Bora'nın hikayesi YARI TEXTİNG