Kenan'la konuştuktan sonra bir kaç saat soru çözdüm. Sınav gününe dört gün kalmıştı. Kendime güveniyorum, ama yine de bu gereksiz heyecan hissi beni bırakmıyordu. Evdekiler erkenden uyumaya gitmişti. Onların aksine benim gözüme uyku girmedi. Sabaha kadar yatağımda uzanıp, boş boş odamın tavanına baktım.
Kendi kendime düşüncelere daldım. Bugün olanları düşündüm. Artık ailemin bildiğine göre rahat nefes alacaktım.
Kenan'a olan sevgimi gizli saklı yaşamayacaktım artık. Günün bana yaşattığı duygu deşimleri beni yormuştu. Şuan Kenan'la birlikte uyumak istediğim tek şeydi. Evet, şuan sadece buna ihtiyacım vardı. Onun sıcak tenine dokunmak, sabah kadar kollarının arasında uyumak.
Onun kollarında olunca kendimi güvende hissediyorum. Sanki bütün kötülüklerden uzaktaymışım gibi.
Büyük ihtimalle birazdan gün doğacaktı. Gözlerimi kapattım ve zorla uyumaya çalıştım. Yarın Can bizde yatıya kalacak ve gece geç saatlere kadar uyanık kalacağımızı bildiğim için enerji toplamam lazımdı.
İki, üç saatlik uykudan sonra kalkıp aşağı indim. Babam ve Barış erkenden çıktığı için evde herkes bu saatte uyanık oluyordu. Mutfağa girince, annemin sofrayı topladığını gördüm. Benim geldiğimi görünce, elindekileri bırakıp "Bora, daha erken neden bu saatte uyandın? Ben de, sen geç kalkarsın diye sofrayı topluyordum." dedi.
"Gözüme uyku gitmedi annem. Sabaha doğru uyudum biraz." Annem yanıma gelerek saçlarımı okşadı. "Canın mı sıkkın? Bir sorun varsa söyle bana. Elimden geleni yapmaya çalışırım." Bana üzgün gözlerle bakan anneme baktım. "Her şey yolunda anneciğim. Her zaman yanımda olduğunu bilmek çok güzel. Teşekkür ederim."
Yüzündeki endişeli ifade biranda yok oldu. Gülümseyerek saçımı okşadı. "Ne yemek istersin? Sucuklu yumurta yapayım mı?" İşte buna hayır demezdim. Hevesle kafamı salladım.
"Hemen yapıyorum." diyerek dolaptan yumurtaları çıkardı. O gün Kenan'la birlikte yaptığımız kahvaltı geldi aklıma. Kısa sürede ne güzel anılar biriktirmişiz. Keşke zaman çabucak akıp gitse.
"Bu gece Can bizde kalıyor di mi?" Annemin sorduğu soruyla kendime geldim. "Evet, uzun zaman oldu. Eskiden daha sık sık gelirdi."
"Sizin için ne yapmamı istersin?" Ne yaparsa yerdik, ama şuan canım pizza çekiyor. "Pizza. Senin yaptığın gibi yapamıyor hiç kimse."
"Tamam."
Yemek hazır olunca annem tabağı önüme koyarak "Afiyet olsun." dedi.
Aklıma gelen şeyle anneme baktım. "Anne sana bir şey sorabilir miyim?" Kaşlarını kaldırarak bana baktı. "Tabii ki, buyur sor bakalım."
"Ama doğru söyle." Kafasını salladı. Sandalyeyi çekip yanıma oturdu. "Ne oldu?"
"Anne, Zümrüt teyzeye sen mi söyledin?" Sorduğum soruyla donup kaldı. Bir şey söylemek için ağzını açtı, ama hemen kapattı. Ne diyeceğini bilmiyordu. Alt dudağımı yalayarak "Anne, bu kadar düşünme. Sen söylediysen, ben söyledim de. Sana kızmaya hakkım yok. Çünkü sana kızacak olan kişi ben değilim, Kenan." dedim.
Yaptığı şeyin yanlış olduğunu biliyordu. Bu yüzden diyecek söz bulamamıştı. Masada duran elini tutarak "Bilerek olmadı. Yemin ederim bir anda ağzımdan kaçtı." dedi.
"Çok merak ediyorum, bir anda ne oldu ki sen Zümrüt teyzeye bizi anlattın." Aslında şanslıydık, Zümrüt teyze kötü tepki vermemişti. Uzun zamandır onu hiç görmüyorum. Beni görünce ne yapacağını merak ediyorum. Acaba kötü bir şey der miydi?
Annem boğazını temizleyerek "Her zaman ki gibi sohbet ediyorduk. Birden konu Kenan oldu. Son günlerde her zaman güldüğünü ve mutlu olduğunu söyledi bana. Ben de mutlu oldum bunu duyunca." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA ABİ DEME - GAY
Historia CortaTAMAMLANDI Bilinmeyen numara: Merhaba yakışıklı. Bilinmeyen numara: Hey Kenan efendi. Bilinmeyen numara: Bir şey diyeceğim ama hemen bakma mesaja. Olur mu? Bilinmeyen numara: Ben sana çok aşığım ya. Kenan ve Bora'nın hikayesi YARI TEXTİNG