Medya: Kenan & Bora
Uzun bir bölüm oldu. Keyifli okumalar, umarım beğenirsiniz. Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın lütfen <3
♡
Elimdeki telefonu kapatıp hemen ayaklandım. Aşağı inip mutfağa geçtim. Annemin beni duyması için bağırarak "Anne ben her zamanki limonlu kekten yapacağım." dedim.
Annem de aynı benim gibi salondan bağırarak "Yap çocuğum, bana neden soruyorsun." dedi.
Gülerek buz dolabının kapağını açarak yumurtaları ve diğer gerekli olan malzemeleri aldım. Artık ezbere bildiğim keki bir kaç dakikada hazırlayıp fırına verdim.
Buz dolabında meyve gördüğüm için canım çekmişti. Birazını alarak küçük bir kaseye alıp bir suda yıkadım. Odamda tıkınırdım artık. Bu aralar ağzımı boş durmuyor, sürekli bir şeyler yemek istiyorum. Meyveleri alarak salona doğru ilerledim. Annem dikkatle her zaman ki gibi şu sinir bozucu Hint dizilerini izliyordu. Lütfen biri bu kadına dur desin, ağlayacağım.
Salonun kapısına yaslanarak "Annem kek fırında, ben odama çıkıyorum. Hazır olunca sen alır mısın lütfen?" diye sordum. Kafasını olumlu anlamda sallayarak "Evet, alırım merak etme. Kenan oğlum mu gelicek? Sen hep o gelince yaparsın bunu." diye sorunca gözlerimi büyüttüm. Bu kadar mı belli oluyordu amına.
Hızla kafamı salladım. "Ne alakası var anne ya. Canım çektiği için yapmak istedim. Yapamaz mıyım?"
Annem güldü "Niye bu kadar panikledin bebeğim. Yapabilirsin, sana yapamazsın demedim. Sadece merak ettim, o kadar." dedi. Gözleri televizyondaydı, nasıl gördü paniklediğimi?
"Anne ya." dedim a'yı uzatarak. "Pişman etme beni. Kenan abi falan gelmiyor. Ben onu Kenan abi için yapmıyordum ki. Kendim için yapıyordum hep, ama şans eseri denk geliyor işte. Benim ne suçum var?" diyerek, götümden bir şeyler uydurmaya çalıştım. Dediğim gibi çalıştım...
"Tamam Bora anladım. Bırak izleyeyim şunları oğlum ya." Gözleri hâlâ televizyondayken eliyle git dedi.
Trip atar gibi yüzümü çevirdim. Yukarı çıkıp odama girecekken gözüm abimin odasına sataştı. Akşam Kenan'ı ne yapıp edip yatıya ikna etmeye çalışacağım. O yüzden abimin dolabından bir eşofman alsam iyi olurdu. Aşağı bakıp elimdeki kaseyi yere bıraktım. Odasına yaklaşıp yavaşça kapıyı açtım. Şerefsiz herif odası çok temizdi.
Bu adamın tek güzel özelliği derli toplu olmasıydı. Çok titizdi. Kapını biraz aralık bırakarak içeri girdim. Dolabını açınca her şeyin düzenli olduğunu görünce yüzümü buruşturdum. İşim zordu, eşofmanı alırken dikkatli olmam lazımdı. Eşofmanların hepsi siyah olduğu için üstten birini aldım. Dolabın kapısını kapatıp odadan çıkacakken birden kapı çaldı.
"Hassiktir lan, geleceğin zamanı sikeyim senin Barış." diyerek hızlı bir hareketle odamın kapısını açıp eşofmanı odama fırlatıp kapıyı kapattım.
Aşağı inerek "Ben bakıyorum." diye bağırdım. Kapıyı açınca çatık kaşlı abimi görünce modum düştü. Beni iterek içeri geçti. Gözlerimi devirdim ve "Anne oğlun geldi." dedim.
Abim bana dönerek "Oğlun geldi ne Bora? Abinim ben senin, konuşmalarına dikkat et." dedi. Gözlerimi kırparak ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum. Boğazımı temizleyerek "Pardon, anne abim olan oğlun geldi." dedim yeniden. Gözlerinin içine bakarak "Oldu mu?" diye sordum. Kafasını sallayarak "Oldu." dedi.
Ayakkabılarını çıkarıp direkt mutfağa geçti. Ben de fırına verdiğim kek ne durumda diye kontrol etmek için mutfağa geçtim. Ben ona bakarken, Barış bir boş bardak alarak damacanadan kendine su koyarken tek kaşını kaldırıp bana baktı. Bir yudum su içtikten sonra "Hayırdır, Kenan mı geliyor yine?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA ABİ DEME - GAY
Storie breviTAMAMLANDI Bilinmeyen numara: Merhaba yakışıklı. Bilinmeyen numara: Hey Kenan efendi. Bilinmeyen numara: Bir şey diyeceğim ama hemen bakma mesaja. Olur mu? Bilinmeyen numara: Ben sana çok aşığım ya. Kenan ve Bora'nın hikayesi YARI TEXTİNG