Keyifli okumalar, Patates'i oy ve yorumlarınızdan mahrum etmeyin💜.
Kieran
"Bu olanlara bir açıklamanız var mı General?" Kral Archer'ın kulaklara sakin gelen sesi derinlerde tehlikeli tınılar barındırıyordu. Gözlerim yerdeki damarlı karolara takılmıştı ve başımı kaldırıp kralın gözlerinin içine bakmak zor geliyordu. Sanki boynuma kilolarca yüklü bir ağırlık asılmıştı.
Yanımda duran ve işkence odasının kapısında beklemekle görevli muhafız "Majesteleri, inanın ki nasıl olduğunu anlamadık. Kontrol etmek için içeriye girdiğimizde ölmüştü tutsak." dedi titreyen sesiyle. Kral Archer krallığını bu günlere böyle getirmişti; yerinde bir korku, sadakatin altın kuralıydı.
"Seninle konuşmuyorum asker!" diye bağırdı bu kez Kral. Sesi geniş salonda iki kez yankılandı. Prens Arcum ve Prenses Sagitta'nın Kral'ın iki yanında ellerini omuzlarına koyduğunu gördüm başımı kaldırdığımda. Öfkesini dindirmeye çalışıyorlardı.
"Benim suçum majesteleri, bayılttıktan sonra çağrılmasam da kontrole gitmem ve en baştan tutsağın sandalyesini yere sabitlemem gerekirdi. Ne cezayı uygun görürseniz kabulümdür."
Muhafızlar odaya girdiklerinde devrilmiş bir sandalye ve başı kanayan ölü bir tutsakla karşılaştıklarını söylemişlerdi, benim de gittiğimde gördüğüm buydu. Baştan benim darbelerim sonucu ölmüş olabileceği düşünülse de adli tıp hekimi kafasını defalarca yere vurduğunu söylemişti ve bu sonuç beni temize çıkarmıştı. Artık söylemek istemediği nasıl bilgilere sahipse kafasını yere vura vura kendini öldürmüştü Captiv. Sandığımızdan da önemli biri olmalıydı.
Kim bilir, belki Magnalum en sadık neferini kaybetmişti.
"Demek öyle!" dedi Kral Arcum tahtından hızla kalkıp. Oldukça uzun bir boyu ve cüsseli bir vücudu vardı, üzerine kürkünü de giydiğinde salondaki en devasa adam oymuş gibi görünüyordu.
"Babacığım..." dedi Prenses gözleri neredeyse fark edemeyeceğim kadar kısa bir süre bana çevrilip babasına döndüğünde. "...Fevri bir karar vermek istemezsiniz. General Kieran'ın bir yıldan biraz uzun bir sürede kendini defalarca kanıtlayan ve hızla yükselen, iyi ve sadık bir askeriniz olduğunu unutmayın."
Kral "Tam da bu yüzden ona yalnızca kendince ağır olabilecek bir ceza vereceğim. Buralara bu şekilde yükselerek gelebildiyse bizim sayemizde." dediğinde yumuşadığı anlaşılıyordu.
"Kieran beni daha önce hiç hayal kırıklığına uğratmamıştır." diye ekledi Prens de bana bakıp göz kırparak. Prens Arcum saraya geldiğim ilk andan itibaren bana arkadaş canlısı davranmış ve bendeki cevheri fark etmişti. Kendi aramızda prens-asker ilişkimiz yoktu. Belli belirsiz başımı salladım teşekkür edercesine.
Kral Archer tahtından uzaklaşıp üzerime doğru yürüdü. Geri çekilmedim ya da gözlerimi kenarları kırışan ve kısılan ela gözlerinden ayırmadım. Cezamı bekledim. Aramızda neredeyse bir karışlık bir mesafe kaldığında durdu, boyum uzun olmasına rağmen göz göze gelebilmemiz için başımı kaldırmam gerekiyordu. "Amaury, kızım için hazırladığımız zarfı getir." dedi elini havaya uzatıp başdanışmanının ona bahsettiği zarfı uzatmasını beklerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk ve Ölümün Hançeri (+18)
Fantasy▪︎Aşk ve Ölümün Hançeri▪︎ WattpadFantasyTR Aşk Ateşiyle Kavrulan Fantastikler okuma listesinde! Etimizi keserseniz bizim de kanımız akmaz mı? Gıdıklarsanız gülmez miyiz? Zehirlerseniz ölmez miyiz? Peki ya bize haksızlık ederseniz öcümüzü almaz mı...