3-Bölüm

1.2K 44 4
                                    



Yazar anlatımıyla;




Karahallılar evinde her zaman olduğu gibi yas eviydi. Bir tek bu yas evinin havasını atlas bozuyordu.Onun enerjik ve gülen yüzü bir şekilde evin umudu sevinciydi.Asel hanım her sabah olduğu gibi ilk kızının odasında bir saat resimleri ile vakit geçirip daha sonra mutfakta kahvaltı hazırlamaya başladı.Kızın öldüğü günden beri her sabah erken saatlerde kalkıp kızının odasında vakit geçirerek hiç dinmeyen acısını dindirmeye çalışıyor.Aktan bey eşi çıktıktan sonra giriyordu kızının odasına.Göz yaşı dökerek ona doğum günü hediyesi aldığı prenses elbisisine salıyordu.Kızı hep prenses olduğunu ve prensesler gibi elbisesi olsun isterdi.Küçük kız abileri ve ikizi sayesinde kendesini prenses olarak düşünürdü.Çünkü abileri ve ikizi onu koruyup kollayıp her istediğini yapıp seviyorlardı.Evin diğer üyeleri ise o odaya giremiyordu.Her giren perperişan bir şekilde çıkıyorlardı.Ama her birilerinin odalarında baş uçlarında büyük çerçeveler içinde küçük kız ile resimlerini tutuyorlardı.Evde sadece asel hanım,aktan bey ve azer giriyordu.Azer zaten bütün günün çoğunlunu ölen ikizinin odasında zaman geçirerek vakit geçiriyordu.Evin bütün fertleri uyanıp masanın başına toplanmışlardı.Masada bıcır bıcır atlas konuş herkesi güldürdüğü için çok mutluydu.Yaşı küçük olsada hiç görmediği ablası için oda üzülüyordu.Aktan bey derin bir nefes alıp en büyük oğlu alasa hitaben "bugün kardeş okul olarak anlaştığımız okula gidicem.Daha sonra hiç kullanmadığımız bir arsamız var küçük bir mahallede onuda dolaşıp orada neler yapabiliriz bir bakıcam"demişti.Aktan bey kızı öldükten sonra kendi o kadar çok işe adamıştı ki türkiyenin ve yurt dışının milyonerler sırasındaydı.Alas kız kardeşinin ölümünde kendini sorumlu tuttuktan sonra kendini karanlık işlere adamıştı.Kendince kendini cezalandırlıyordu karanlığa kendini adayarak.Böyle daha güçlü olacağnı düşünüp ailesini koruyabileceğini düşünüyordu.Alas babasına bakıp"benimde seninle beraber gelmemi ister misin baba?"diye sormak için sormuştu.Çünkü alas ailenin her bir üyesini adamları ile takip ettirip gün içinde olan bitenden haberi oluyordu.Yine de saygısından babasına soruyordu.Aktan bey gerek yok anlamında kafasını sallayıp kahvaltıya devam etmişlerdi.

Aktan bey kardeş okul için anlaştığı küçük bir mahallede bulunan anadolu lisesine giriş yapmıştı.Arabasından inip kafasını kaldırığı zaman merdivenlerin başında kafası eğik ellerini dizlerini koymuş sarışın bir kız görmüştü.Kaşlarını çatıp kıza bakarken kızın arkasından bağırarak koşan erkek sürüsünü görünce kızı uyarmak için açtığı ağzını daha bir kelime dahi edemeden kız duyduğu sesler ile arkasını bile dönemeden ona çarpan çocuk ile merdivenlerden yuvarlanmaya başladı.Gördüğü görüntü ile hemen kızın yanına gitmesi ile kızın ayaklarının dibinde durması bir oldu.Aktan bey telaşla kızın başına eğilip yüzündeki saçları çektiği ana gördüğü yüz ve gözlerle elleri adeta buz kesmişti.Gerçek olamayacak kadar ölen kızına çok benziyordu kız.Gözleri yüzü tıpa tıp küçükken ölen kızıyla benziyordu.Bir anda kızı kucağına alan genç olan kendine gelen aktan bey kucağında kızla koşarak giden çocuğa baktı.Arkasından da dört tane daha genç koşuyordu.Merdivenlerin başında bağıran müdür bey ile hafif bir tebessüm ile durumu anlamıştı.



Mahalleye giriş yapan aktan bey gördüğü gençler ile arabasını durdurup uzaktan izlemeye başlamıştı.Aralarında gördüğü kızda vardı ve arsasında bulunan depoya gülüşerek giriyorlardı.Aktan bey kıza bakarak hüzünle kızı yaşasaydı aynı onun yaşlarında olucaktı diye düşündü.Ama kafasını kurcalıyan şey ise kızın ölen kızıyla benzerliğiydi.Anladığı ile kız bu mahallede oturuyordu ve merakla kızı araştırmak istedi.Arabasını çalıştırıp yolun sonunda bulunan bakkalın önünde durup indi arabadan.Bakkalın sahibi ile biraz hoş sohbet edip asıl öğrenmek istediği konuya girdi direk" ben aşağıda bulunan deponun sahibiyim.Orayı şuan birileri kullanıyor galiba kim onlar"dedi.Senelerin mahallenin en eski sakinlerinden olan nuri bey samimi bir gülümseme ile"bizim çocuklar onlar.Dört beş yaşlarından beri orasını kullanır onlar.Büyüdükçede orasını eve çevirdiler.Gözü gibi bakarlar oraya.En çokta Alin"diyerek aktan beyin duyduğu isim ile kalbi sıkışmaya başlamıştı bile.İsim ve benzerlik karşısında kuşkulanmakta haklı olduğunu anlamıştı."kim bu alin nuri bey?"diyerek kız hakkında bilgi alma umuduyla baktı.Nuri bey ise samimi hali ile bildiklerini anlatmaya başladı."mahallenin en eskisi sayılırım alinlirin yan komşularından sonra.Alin dört yaşındayken taşınmışlardı buraya.Utangaç bir kızdı.Alini bizim mahallenin beş oğlanı sahiplendi aralarına aldılar.Alinin ailesi biraz nasıl desem umursamazlar.Buraya taşındıkları günden beri alin hep tek başına büyüdü diyebilirim.Daha sonra bizim beş oğlan ile çok yakın dost olup depoyu ev yaptılar.Alinde kendi evinden çok o depoda olur".Duydukları karşısında hayretler içinde dinlemişti.Nasıl bir aileydi bu böyle.Daha küçük kızı tek başına büyümesini sağlıyorlardı.Dikkatini çeken şeyse yaşı olmuştu.Kafasındaki soru ile"evleri nerede peki tam olarak onların"diyerek beklemey başlamıştı.Nuri bey eli ile sağ tarafı gösterip"şurdan sağ dönün yokuş çıktığınız zaman ilk bina hemen"demişti.Öğrendikleri ile acele ile çıkıp arabasına binmişti aktan bey.Tarif edilen evin önüne geldiği gibi hemen inip binanın bahçesine girdi aktan bey bahçede gördüğü yaşlı teyze ile hemen yanına gidip "merhabalar efendim"dedi.Gördüğü yüz ile şaşkınlık ile kalkan kaşları neriman hanım tanıdık gelen siması ilen duran adama "buyur evladım"diyerek bakmaya başladı.Aktan bey sabırsız bir şekilde"ben alinin yan komşusunu arıyorum ama siz tanıyor musunuz?"diyerek sorarak sabırsız bir şekilde beklemeye başladı.Neriman hanım sorulan soru ile kaşlarını çatıp"benim o evladım niye soruyorsun sen aline mi bir şey oldu yoksa"diyerek korku ile bakmaya başladı.Neriman hanım hiç evlenmemiş bir bayandı.Alin ile tanıştıkları günden beri kendi evladı gibi sevip kollardı onu.Bazı geceler onda kalırdı alin.Aktan bey yaşlı kadını korkuttuğunu düşünerek"hayır hayır alin gayet iyi benim sadece birkaç sorum olucaktı size sadece"diyerek kadının rahatlamasını sağlamıştı.Neriman hanım alinin iyi olduğunu an gülümseyip"buyur evladım sor"demişt.Aktan bey aklındaki ilk soruyu hemen sormuştu."alinler buraya ne zaman taşındılar hatırlıyor musunuz?".Neriman hanım soru karşısında ilk bir kalsada kafasını evet anlamında sallayıp"yaz ayında taşındılar oğlum.Hatta temmuz ayının ilk haftasıydı galiba.Alin dört yaşındaydı kafasında sargılarlar ile taşınmışlardı"diyerek sorsuna cevap vermişti.Aktan bey duydukları ile kaşlarını çatıp"sargılı kafası ile mi"diyerek dikkatini çeken şeyi dile getirmişti.Neriman hanım o günü anımsayarak"evet sargılıydı başı.Alin ağaçtan düşüp kafasına darbe almış o yüzden çoğu şeyi hatırlamaz.Özellikle bir ara anne babasına bile adepte bile olamamıştı.Onların anne babası olmadığını söylüyordu ama daha sonra kabul etmişti"

Zengin Aile Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin