.
Keyifli okumalar.........
Gözlerimi açtığımda yatağımda buldum kendimi. Etrafıma baktığım zaman olmam gereken yer gerçek evimdeydim. İyi de bu nasıl mümkün olabilir? Ben vurulmuştum. Alas beni kurtarmaya çalışmıştı. Şimdi nasıl hiçbir şey olmamış gibi odamdaydım ki? Hep birer rüya mıydı yoksa? Ben onca şeyi hiç yaşamadım mı yani? Hızla yatağımdan kalkıp kapıyı açtığım zaman karşımda gözlerinin içi gülen azeri gördüm. "günaydın diğer yarım iyi ki benim ikizimsin" diyerek kocaman bana sarılmıştı. Ne oluyordu yahu? Kaşlarımı çatıp" azer ne oluyor burada" demiştim. Azer geriye doğru çekilip yüzündeki gülümseme ile "kızım daha ne olacak bugün bizim doğum günümüz. Aşağıda hazırlıklar tam gaz devam ediyor. Her şey tamda senin istediğin gibi oluyor merak etme" diyerek göz kırpmıştı. Doğum günü mü demişti o? İyi de bu nasıl mümkün olabilir. Kafam çok karışmıştı ve ne diyeceğimi bilemiyordum."alas abim nerede" dediğim zaman azer kahkaha atıp" aman da aman hemen biricik kahramanını sor uyandığın gibi. Nerede olacak ondan istediğin hediyeni alıp geldi şimdi. Artık ne istediysen ondan hiçbirimize göstermedi. Odasında şimdi "dediği an odasına doğru koşmaya başladım. Kapısını çalmadan açmam ile birlikte" akın siktir git ne aldığımı göstermiycem sana" diyerek elindeki küçük kutu ile döndüğü zaman beni görmüştü.
Akın değil de ben olduğumu fark edince şaşkın bir şekilde "miniğim" demişti. Kapıyı kapatıp ona doğru yürümeye başladım. Yüzüm artık ne durumdaysa gözlerindeki parlaklığın yerini endişe almıştı. Elindeki kutuyu yatağa bırakıp "miniğim ne oldu ne bu yüzünün hali" demişti. Tam önünde durunca "ne oluyor burada abi. Ben buraya nasıl geldim" diyerek konuştum. Yüzüme anlamadığını belli eden bir şekilde bakıyordu. Şaşkınlıkla kaşlarını kalıdırıp "nasıl yani miniğim. Ne demek istiyorsun anlamadım seni" dedi. Sinirden ağlayacaktım şimdi. Neler oluyordu burada. Neden herkes bir şey olmamış gibi davranıyordu. Ellerimi saçlarıma geçirip yatağa oturup "abi" diye seslendim çaresiz sesimle. Her şey rüya olamazdı. Bu kadar gerçekçi rüya olamazdı. Hayır. Alas abim ayaklarımın dibine çöküp ellerimi sımsıkı tutup endişeli sesiyle "miniğim neler oluyor bir şey mi oldu. Bana söyleye bilirsin biliyorsun sorun neyse hallederim ben" demişti. Gözlerim dolu dolu ona bakıp "abi ben kaçırılmıştım üvey babam tarafından. Sen beni kurtarmaya geldiğin zaman vurulmuştum vurmuştu beni o. Ama şimdi gözlerimi açtığımda yatağımda uyandım ve bugün doğum günüm olduğunu öğrendim" diyerek göz yaşlarım eşliğinde anlattım. Derin bir nefes alıp "hiç biri gerçek değil miydi şimdi. Hiç biri yaşanmadı mı?Ben sizden ayrı kalmadım dimi beni sizden almadılar hiç dimi?" diyerek hıçkırarak ağlamaya başlamıştım bu sefer. Alas abim ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette bana bakıyordu. Elleri ile yüzümü kavrayıp yaşlar akan gözlerimden öperek" miniğim çok kötü bir kabus görmüşsün. Sen asla bizden ayrılmadın ve onların hiç biri yaşanmadı. Sana söz veriyorum kimsenin seni bizden koparmasını asla izin vermiycem. Ne pahasına olsa bile canımı bile veririm yine de seni bırakmam bırakmayız da" dedi. Yüzümdeki yaşları silip içten bir gülümseme ile "hadi ağlama artık bugün senin en özel günün şuan kahkahalar ile evin içinde koşturman gerekiyor" diyerek güldürmeye çalışmıştı beni. Onun bu haline güldüğümde tek kaşını kaldırıp "hem sen hediyeni görmek istemiyorsun galiba " demişti munzır sesi ile. Kaşlarımı çatıp "hediyem mi" demiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zengin Aile Mi?
General FictionKafamı kaldırıp karşımda duran eve baktım. Pardon ev dedim zira karşımda duran ev değildi saraydı. Devasa büyüklükte ki saray göz kamaştırıyordu. Bu saray artık benimdi. Neden mi benimdi biliyor musunuz. Çünkü artık zengindim. Nasıl olduğunu sormayı...