En son ne zaman bu kadar gergin olduğumu hatırlamıyordum. Galiba ilk okuldayken bütün okulun önünde şiir okuyacağım zaman gergindim. Şimdi niye bu kadar gerildim ki. Altı üstü anaannem ve dedemi görecektim. Ama sorun şu ki ikisiyle ilgili çok bir anı hatırlamıyordum ve nasıl birileri oldukları hakkında bir bilgim yoktu. Bana karşı davranışları tepkileri ne olucak bilmediğim içinde daha çok gerilmeme sebep oluyordu. Alas abim yanıma gelip kolunu omzuma atıp kulağıma doğru eğilip "gerilmene gerek yok miniğim heyecanla seni bekliyorlar" demişti. Başımı kaldırıp gözlerine baktığım zaman güven bana dermiş gibi bakıyordu. Kafamı olumlu anlamda sallayıp derin bir nefes alıp salona giriş yapmıştık. Bakışlarım koltukta oturan yaşına rağmen genç ve tarz giyinimli anannemle dedem olduğunu tahmin ettiğim iki kişi oturuyordu. İkisininde bakışları beni bulunca aynı anda ayağa kalkmışlardı. İkisini incelediğim zaman dede beyin sportif bir şekilde giyindiğini anaanne hanımında tam bir istanbul hanımefendisi gibi giyindiğini gördüm. İkisi de çok tarz ve şıklardı. Hızla kendi üzerime baktığımda üstümde pijamalarım olduğunu fark ettim. Al işte ilk görüşmede verdiğim izleneme bak.
Tam bir aşko kuşko kuzla mahalle abisi kombini gibiydik şuan. Aşko kuşko gibi olan anannemle ile dedem mahalle abisi de bendim. Annem hızla yanıma gelip elimi tutup yüzündeki gülümsemesi ile " bak seni annem ve babamla tanıştırayım kızım " diyerek elimden tutarak yanlarına doğru götürmeye başladı. Annem eli ile ilk dedemi gösterip " bu Asil Soyel bu da anaannen Defne Soyel" dediği an dedem hızla bana sarılıp "biliyordum ölmediğini bir gün tekrar bizimle beraber olacağını biliyordum minik kelebeğim" demişti. Bana aniden sarılması ile anlık donup kalmıştım. Bakışlarım kapının pervazına yaslanmış gülen gözler ile bakan babam ile karşılaşmıştı. Yüzündeki gülümsemesi ile başını hafif sallaması ile dedeme bende sarılmıştım. Dedem geriye doğru çekilip yüzümü avuç içlerinin içine alıp dolu gözleri ile yüzüme bakarak "hiç değişmemişsin hala benim küçük kelebeğimsin "
Gözünden düşen yaşı hızla silip yüzünde ki gülümseme ile bana bakmıştı. Anannemde yanıma gelip iki elimi de tutup yüzündeki duygusal gülümseme ile " evine hoş geldin güzel kızım yine ait olduğu yerdesin "diyerek oda bana sarılarak geri çekilmişti. "ananii dedii " diyerek bir anda atlas bağırarak koşturmaya başlamıştı. Dedem atlası kucağına alıp " ailenin en küçük velihatı " diyerek havaya atmıştı. Onların bu hallerini bütün aile gülümseyerek izliyordu.
"uiyy nerde ha benim deniz gözlüm nerdedur. Evin her yerine baktum yoktur" bütün evi inleten bir ses duyulmuştu. Arkadamdan o meşhur sesi duydum" aha şimdi sıçtık"Herkes koltuklara oturmuş bana bıyık altından gülerek bakıyorlardı. Durum şu babaannem ve anannem asla anlaşamayan ezeli düşman kişilermiş. Düşman dediğimde anaannemle babaannemin tarzlarının zıt düşmesi. Ve bunu ben bilmediğim için ikisinin ortasında oturmuş benim hakkımdaki düşüncelerini dinlyordum. Anaannem osmanlı soyundan gelen her şeyin adap kurallarına uygun büyümüş biri. Dedemde fransa kökenli bunun yanı sıra fransa büyük elçisiydi. Anannemde zamanında ona öğretilen ne varsa bana da öğretmek istiyordu. Ama babaannem bunu istemiyordu. Tam bir anadolu kadınıydı ve oda kendine göre adetlerini öğrendiklerini öğretmek istiyordu. Bu durumu büyük bir zevkle izleyende bir abi tayfam vardı. Akın yüzündeki hain gülümsemesi ile "anannem ve babaannem biraz daha alini zorlarsa kız kaçıcak evden az kaldı " diyerek gülmüştü. Bakışlarım akını bulduğunda gülerek bakıyordu bana. Gözlerimi devirip babama çevirdiğim zaman eliyle yanına çağırmıştı. Gülümseyerek hızla oturduğum yerden kalkıp yanına gittiğim zaman kocaman bana sarılıp kucağına almıştı. Saçlarımı okşayıp gülen gözleri ile " sana bir süprizim var güzel kızım " demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zengin Aile Mi?
General FictionKafamı kaldırıp karşımda duran eve baktım. Pardon ev dedim zira karşımda duran ev değildi saraydı. Devasa büyüklükte ki saray göz kamaştırıyordu. Bu saray artık benimdi. Neden mi benimdi biliyor musunuz. Çünkü artık zengindim. Nasıl olduğunu sormayı...