Keyifli okumalarrrrrrrrr...........
Multimedya;Akgün Karahallılar
Hastane maceralarımızdan sonra iki gün içinde taburcu olmuştum. Yarama çok dikkat etmem gerektiğini ve bir hafta sonra kontrol için geri dönmemi istemişlerdi. Eve adımı atmamla beraber atlasın üstüme atlamasıyla beraber yaram açılmıştı ve arıkan abim yaramı temizleyip yeni bandajlar takmıştı. Şimdi ise salonda bütün aile oturuyorduk. Atlas karşı koltukta akının kucağından üzgün gözleriyle ve büktüğü dudaklarıyla bakıyordu. O kadar masum bakıyordu ki hiçbir şeyden habersiz olduğu için canımı yaktığı için korkmuştu. Onun bu haline gülümseyip "atlas gelsene yanıma" diyerek kollarımı iki yana açtım. İlk kollarıma bakıp kararsız bakışlarıyla "cayını acıttım ama" diyerek dudak bükmüştü. En içtin gülümsemem ile birlikte "hayır canım acımadı ki benim gel hadi özledim seni" dememle birlikte akının kucağından atlayıp kocaman gülümsemesi ile koltuğa çıkıp temkinli bir şekilde kucağıma oturup sarılmıştı. " bende seni özyedim abyacım. Tekyay uzağa gittin sandım seni çok koyktum" demesi ile içimde bir yerlerin koptuğunu hissetmiştim. Bakışlarımı salondakilere çevirdiğim zaman üzgün gözler bize baktığını görmüştüm. Sımsıkı sarılıp başının üstünü öpüp "merak etme karpuz canavarı seni bırakmaya hiç niyetim yok" dediğimde kocaman kahkaha atıp "o zaman sana hediyem var" diyerek kucağımdan atlayıp hızla uzaklaşmıştı yanımızdan. Şaşkın gözlerim ile önüme döndüğüm zaman akın kıskanç bakışları ile "ben bu velede tav olmaya başladım ha" diyerek homurdanmıştı. Onun bu haline gülerken "eveeeet nerde benim civcivim" diyerek elinde taşıdığı tepsiyle aslan salona girmişti. Kafasından hala yazmayı çıkarmamıştı."uiyy çekil bakayim hırsuz sıpa seni" diyerek aslanı iterek elinde tepsiyle içere giren babaanneme bakışlar döndü bu sefer. Ne oluyor yahu burada? İkisi neden tepsi tutuyordu?
Babaannem yanıma gelip kucağıma bıraktığı çorba ile "sana kendi ellerum ile kelle paça çorbası yaptum ha. Şifa şifa. Bir haftada kendinu toplarsun bunu içtikçe allahın izniyle" demişti. İyi de ben nefret ederim kelle paça çobarsından. Yüzüm artık ne haldeyse akın kahkahalar eşliğinde "alin o yüz ifadesi ne kızım. Görende önüne canlı halini koydu sanırlar" diyerek gülmeye devam etti. Bakışlarımı salonda oturanlara çevirip yavru kedi bakışları atmaya başladım. Deniz derdimi anlamış olmalı ki yanıma gelmek için hamle yapacağı zaman "hanım hanım o benim yavrum. Kelle paça çorbasından nefret eder bir kere hayatta içmez" diyerek aslan giriş yapmıştı. Diğer tarafıma oturup babaanneme bakarak "onun en sevdiği çorba et sulu mercimek çobarbasıdır. Ama zerdeçallı olacak" derken elindeki tepside duran çorbayı göstermeyi de ihmal etmedi. Evet tek ve en sevdiğim çorba mercimek çorbasıydı. Babaannem aslana her an topuklarından vururum seni bakışları atarken aslan hiçbir şeyden habersiz sırıtarak etrafına bakıyordu. Biri beni buradan kurtarmalıydı acilen. Yoksa eltilerin savaşı gibi çorbaların savaşı başlayacaktı şimdi. Salona giren asel hanım şaşırmış gözler ile doğrudan bize bakıyordu." ne oluyor burada" demişti. Azer kıkırdayarak "çorba savaşı var anne" dediği an şaşkın gözler ile ona bakmıştı. İkiz olmak böyle bir şey mi? Biraz önce düşündüğüm şeyi azer sesli söylemişti. Bu durumu fark etmem ile gülümsemiştim. Asel hanım hızla yanıma gelip yavaşça beni oturduğum yerden kaldırıp "bu kızın yatıp dinlenmeye ihtiyacı var ve daha yeni yemek yedi yahu" demişti. Babaanne memnun olmamış gibi "aman çorba içse ne olacak gelin" demişti homurdanarak. Asel hanım gülerek beni yavaş yavaş yürütüp salondan çıkartmıştı. Asansöre doğru yürütürken "tam zamanından yetişmişim valla" diyerek kıkırdamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zengin Aile Mi?
General FictionKafamı kaldırıp karşımda duran eve baktım. Pardon ev dedim zira karşımda duran ev değildi saraydı. Devasa büyüklükte ki saray göz kamaştırıyordu. Bu saray artık benimdi. Neden mi benimdi biliyor musunuz. Çünkü artık zengindim. Nasıl olduğunu sormayı...