Okulum açılana kadar haftada iki kere bölüm atmayı planlıyorum.Cuma ve pazar günleri.
Şarkıyı açıp dinlemenizi istediğim yerde açarsanız daha iyi olurrr
Keyifli okumalarrrrrrrrr
"Beni özledin mi kızım"
Duyduğum ses üvey babama aitti. Onun burada ne işi vardı. Burnumla ağızıma bastırdığı bezi koklamamak için çırpınmaya başladım. Çığlık atmaya çalışıyordum ama sesim boğuk çıkıyordu. Geriye doğru adımlıyorduk."Şşş" diye daha çok bastırıyordu elini. Nefesimi tuttuğum için artık zorlanıyordum. Korkuyordum. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. "daha fazla çırpınma kızım kimse duyamaz seni" demişti. Daha fazla dayanamıyordum ve kesik kesik nefes almaya başladığım için gözlerim kapanmaya başlamıştı. Tek umudum umarım bizimkiler yokluğumu fark eder.
Azer'den;
Akgün ile aramızda geçen aksiyondan sonra masaya geri dönmüştük. Gözlerim hemen alini aramıştı ama yoktu. Hemen masadakilere doğru dönüp "alin nerede" dedim. İçlerindeki kumral saçlı kahverengi gözlü denizdi galiba adı kaşlarını çatıp ayağa kalkıp "ne demek alin nerede. Alin sizin yanınızda olması gerekiyordu" demişti. Korku ile akgüne döndüğümde akgün kaşlarını çatmış bir şekilde "alin bizim yanımıza hiç gelmedi" dedi. Murat hızla ayağa kalkıp "nasıl gelmez ya sizi merak ettiği için arkanızdan gitti oda" demişti. İçe düşen sıkıntı ile hemen akgünün kolunu tutup "Akgün çabuk arayalım alini" dememle beraber kafasını aşağı yukarı sallayıp "tamam sakin olalım ilk. Okulu bilmediği için kaybolmuşta olabilir. Ayrılalım ilk. Özkan, murat ve aslan bahçe ve zemin kattaki her yere baksınlar. Caner ve deniz en katta ki spor solunu ve etkinlik odalarını baksın. Biz de sınıf katlarını gezecez" dedi. Herkes kafasını olumlu anlamda sallayıp dağıldı. Akgün ile sınıf katlarını tek tek dolaşıp aline benzeyen birini görüp görmediklerini sorduk. Aldığım her olumsuz cevapta içimdeki sıkıntı korku daha da büyüyordu. Aline bir şey olduğunu hissediyordum. Ona bir şey olmamalı. Daha yeni kavuşmuştuk birbirimize. Akgün endişeli yüz ifadesi ile bir sınıftan çıkmıştı."akgün, azer" diye ses duyunca kolidorda bize doğru koşarak gelen denizleri görmüştüm. Yanlarında alini göremeyince onlarında bulamadığını anlamıştım. Nefes nefes yanımıza gelip deniz endişeli sesi ile "ne oldu buldunuz mu alini" dedi. Kafamı iki hayır anlamında sallarken akgün caner ve denize doğru yürüyüp "alin en son spor soluna gitmiş. Bir şey görmediniz mi orada" diye telaşla sordu. Canerle deniz birbirine bakıp "hayır her yerine baktık ama kimse yoktu" dedi caner. Akgün hızla bana dönüp "hemen güvenlik kameralarına bakmalıyız" diyip koşmaya başlamıştı. Bu katta olan güvenlik odasına doğru bizde koşmaya başladık. Odaya hızla girmemizle beraber akgün "orhan abi hemen spor soluna ait bütün kamera görüntülerine bakmamız lazım acil kız kardeşim kayıp" dedi. Orhan abi hiç sorgulamadan oraya ait giriş çıkışlarda dahil bütün kameraları açmıştı. Deniz bir adım öne çıkıp "abi yarım saat önceki kayıtlara bakmamız lazım" dedi. Orhan abi bir iki tuşa bastıktan sonra hepimiz pür dikkat kayıtlara bakmaya başladık.vSpor salonuna doğru inen merdivenlerinde alini görmüştüm. Heyecanla "alin orda bakın" demiştim. Karşıdan gelen bir kızla konuşup koşarak aşağı inmeye başlamıştı. Başka kamerada spor solunun kolidorunda seslenerek yürüyordu. Akgün bunu fark etmiş olmalı ki "bize sesleniyor ama biz hiç oraya gitmedik ki" dedi. Alin bir anda karanlık bir kolidora girdi. Ve olduğu yerde sıçrayıp arkasını döndü." neyden korktu o "diye sordum. Alin her ne gördüyse rahatlamış bir şekilde nefes aldıktan sonra bir anda arkasında biri belirip ağızını biz bezle kapattı. Gözlerim gördüğü görüntü ile büyüyüp birden "siktir" diye bağırdım. Akgün hışımla kameraya yaklaşıp "kim lan o" diye bağırdı .Aslan dokunsam ağlayacak bir durumda "üvey babası" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zengin Aile Mi?
Ficțiune generalăKafamı kaldırıp karşımda duran eve baktım. Pardon ev dedim zira karşımda duran ev değildi saraydı. Devasa büyüklükte ki saray göz kamaştırıyordu. Bu saray artık benimdi. Neden mi benimdi biliyor musunuz. Çünkü artık zengindim. Nasıl olduğunu sormayı...