Kapıyı zorla açıp, adımımı attığımda, ayağım takılmış, kollarımdakilerle birlikte yere düşmüştüm.
Bir kaç şey kafama, göğsüme ve karnıma çarpsada, kesici alan tek şey yanlızca sol işaret parmağımı kesmişti. Ama o şey kırılıpta içindeki sıvı da etrafa saçıldığı için, başım dertteymiş gibi hissediyorum. Bundan daha kötüsü olamazdı...
"Yaa!"
Olabilirmiş...
Kendimi köşeye sıkışmış bir kedi yavrusu gibi hissediyorum. Şu an ne dese haklı. Ne kadar kızsa haklı. Tamamen benim hatam, benim üşengeçliğim...
Yerden kalkmama yardım edip, sol elimi tutarak işaret parmağımdaki kesiğe bakmıştı.
"Çok acıyor mu? Bekle, yara bandı getireceğim. Hiç bir şeye elini sürme." sadece gözlerimi kırpıştırdım. Çok telaşlıydı. Bu aynı kişi mi?
"Aju- aish! Bekleyin! Oppa-nim!" peşinden seslensem de, hiç durmadan hızlıca aşağı inmişti.
Bezgin Sapık Ajusshi olmalı, düşünceli ve telaşlı oppa değil...
Elini sürme dedi ama...
Biraz laftan anlamayan biri olduğum için, o gelene kadar yere saçılan eşyaları depo olarak kullanıldığını anladığım kısıma koydum. Parmağımı kesen cam kırkları ve o değişik sıvı hâlâ olduğu gibi duruyordu ama şu an onlarla ne yapacağımı bilmiyorum. Sıvı birazdan kurur gibi ama cam kırıkları... Tekrar bir yerimi kesmekten korkuyorum. Onları kenara itebileceğim bir şey de yok.
Bezgin Sapık Ajusshi yara bandı ile gelmiş, parmağıma yapıştırmış ve bir şey demeden, ayağı ile iteleyerek, cam kırıklarını demirliğin tek boş olan kısmından aşağı atmıştı.
"Demek laftan da anlamıyorsun... Aynı Sunoo gibisin." kafasını iki yana sallayıp söylenirken, karşıma geçip oturdu.
Galiba yanlış düşündüm, bence suç kendine kalmasın diye yara bandı getirdi. Başka bir açıklaması yok! Gıcığın teki!
"Adın Cheonsa mıydı?" hayır desem ne yapabilir ki?
"Evet." dedim, bende yere oturup dışarıya o şekilde bakarak. Demirliklerden dolayı her şeyi göremiyordum ama uzaklar görülüyordu.
"Bende Heeseung." sormadım?
"Memnun olamadım... Bezgin ve sapık bir ajusshisiniz." ~Cheonsa
"Neyim?" gülmeye başlayınca, neyin bu kadar komik geldiğini düşünmeye başladım. Sinirden falan mı gülüyor?
Yaa... Bu şekilde bezgin durmuyor. Çok güzel duruyor.
"Bezgin ve sapık bir ajusshi demek... Hangisine, nasıl vardın?" ~Heeseung
"Dün akşam geldiğimizde size uykucu diyorlardı ama sabahta fark ettim ki, sadece uykulu olduğunuz için demiyorlarmış. Siz gerçekten hayattan bezmiş gibi duruyorsunuz. Üstelik bana suç işlemişim gibi bakıyorsunuz ve sapık gibi sürekli gözleriniz üzerimde. Benden de büyüksünüz." ~Cheonsa
Yeniden gülmeye başlayınca, kendimi aynı soruyu sordum; bunun neresi komik?
"Woah... Öyle göründüğüme sevindim." dedi, gülmeye son verirken. Sonrasında ciddileşip "Çünkü öyleyim." dedi.
Bu korkutucu... BUNUN DAHA DA KORKUTUCU OLACAĞINI KIZLARA SÖYLEMİŞTİM!!
"Yani sapık değilim. Ve ajusshi de değilim! Sadece bezginim, yorgunum, uykum var..." ~Heeseung
"Geceleri iyi uyuyamıyor musunuz?" ~Cheonsa
"Buraya geldiğimden beri, aylardır düzgün bir uyku çekemedim. Bu yüzden hiç bir şeye tahammülüm yok. Geceleri uyuduğum iki-üç saatle günü geçirmeye çalışıyorum. Gözlerimi dinlendiriyorum çünkü ağrıyorlar. Uyuyormuş gibi hareketsiz kalıyorum çünkü çok yorgun oluyorum. Bulduğum her boş vakti değerlendiriyorum bu şekilde. Yoksa, bir saldırı olursa kimseyi koruyamam." ~Heeseung
Onun... Böyle bir sorunu olduğunu kimse bilmiyor sanırım. Amacı... O gerçekten iyi biri. O kadar da gıcık değil anlaşılan.
Rüzgarın kapıyı sertçe kapatıp, saçlarımı uçuşturması ile, üşüdüğüm için bacaklarımı da kendime çektim. Buradaki en büyük sorunda bu olmalıydı. Yaz akşamı ama soğuk, kış akşamlarını düşünemiyorum bile.
Saçlarımı yüzümden çektiğim sırada, sırtımın artık soğuk almaması ve vücudumu saran kollarla hızla kafamı çevirdim.
"Nöbette hasta olmak çok kolay. Yorgunluk ve rüzgar. Üşüteceksin. Seni ısıtacağım." ~Heeseung
Bir süre şaşkınca baktım yüzüne. Beni daha da şaşırtan şey, karanlık olsa bile renklerin artık kendini belli etmesiydi. Renkleri tekrar görebiliyordum. Ama şu var ki; O kesinlikle gerçek bir sapık.
"Sapık olduğumu ya da sana suç işlemişsin gibi baktığımı düşünme. Senin sayende dünyam renklendi. Senden hoşlanıyorum." ~Heeseung
"Beni tanımıyorsunuz... Ve gerçek bir sapıksınız." ~Cheonsa
"Tamam. Yarın hasta olunca görüşürüz." beni bırakıp kalktı ve nöbet kulesinin diğer tarafına geçti.
Renkler nasıl oldu da geldi? İçimdeki bu garip his ne? Ben... Gerçekten köşeye sıkıştım. Bu gece bitmeyecekmiş gibi uzun geçecek.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑪𝑶𝑳𝑶𝑹 ⚜𝐸𝑁𝐻𝑌𝑃𝐸𝑁⚜ ✔
Fiksi PenggemarAşık olmadan renkleri göremeyeceğinizi düşünün; kim bilir o kişiyi ne zaman ve nasıl bulacaksınız? Nerede olduklarını bilmeyen bir grup genç kız ve orada uzun zamandır mahsur kalan diğer insanlar, karşılaştıkları garip olaylar karşısında ne yapacak...