18. Bölüm

121 13 108
                                    

"Cheonsa, uyan... Yukarı çıkalım." dedi, uykulu sesi ile. Neden ki? Uykum var. Uyumak istiyorum.

"Hayır..." dedim, ona daha sıkı sarılıp.

"Hadi. Kalk üstümden. Yukarı çıkmalıyız. Çocuklara iyi baktıklarını sanmıyorum. Yani, bakıyorlardır ama endişeleniyorum işte. Senin gibi ya da benim gibi bakamazlar." ~Heeseung

"İstemiyorum dedim... Uykum var." ~Cheonsa

"Kalk üstümden. Koala mısın sen? Yeter bu kadar." ~Heeseung

"Sus. Gece uyutmadın beni. Sarılıp yatma fikri hiç iyi değilmiş. Sen hep böyle uyanık kal, ben sarılıp uyurum." ~Cheonsa

"Niyeymiş o?" ~Heeseung

Sayıklıyorsun, terliyorsun, kabus görüyorsun, korkuyorsun... Yoksa, çok güzel sarılıyorsun. Çok naziksin. Sanki uykuda bile bana dokunmaya korkuyorsun. Çok masum görünüyorsun.

"Şey ya... Uykum kaçtı! Çıkmıyor muyuz yukarı?" diye ayağa fırladım, ondan uzaklaşarak.

"Daha verecek cevabın bile yok." dedi o da, ayağa kalkarken.

Acaba iyi uyudu mu? Uzun zamandır iki-üç saatten fazla uyuyamadığını söylemişti.

Kilitli kapıyı açarken, büyüklerden dolayı içime bir korku dolmuştu. Yukarıya çıktığımızda büyük ihtimalle bir kavga daha çıkacaktı.

Kapıyı açtığında arkasından seslenip onu durdurdum. Gidiyordu ve ben daha ilk adımımı bile atamamıştım korkudan.

"Şey... İyi uyudun mu?" ~Cheonsa

"Yani... Sanırım. Uzun zamandır bu kadar çok uyumamıştım. Hadi. Oyalanma." ~Heeseung

Korkarak peşinden merdivenlere ilerledim ve arkasından çıktım.

Bizimkileri içeride görmemle, acıyan dizlerimi pek umursayarak koşmaya başladım. Dizlerimin acısı geçerdi. Önemli olan korkumun bir an önce sona ermesi. Özlemimin bitmesi.

Ona doğru koştuğumu fark eden Sunoo'nun yanına ulaştığımda, sıkıca sarıldım ve ağlamaya başladım. Bir kere uzak kaldım, bir daha yaşanması berbat bir şey. Aylarca dayanmak, abim dediğim desteğimin yanımda olmadığını bilmek...

"Size bir şey oldu diye çok korktum! Seni yine kaybettim sandım! Senden bir kere daha ayrı kalmak istemiyorum. Bir tek sen kaldın... Seni de kaybedemem." ~Cheonsa

"Öyle bir şey olmayacak." dedi Sunoo, ağlarken.

"Ne demek “bir tek sen kaldın”?" ~Sunghoon

Büyük ihtimalle biri bunu cevaplayacaktı. Ama bu Sunoo ya da ben değildim. Ya da Haneul unnie, Soojin, Haerin... Onlar da her seferinde ağlardı.

"Diğer aile üyeleri bir kazada öldü. Evde tek yaşıyordu ve kendini baskı altında hissediyordu. O yüzden bize taşındı. Biz ondan önce birlikte yaşamaya başlamıştık. Ama en başında bu plana o da dahildi. Ama ailesi araya girince... Geç geldi işte." ~Balam

"Aile baskısı diyince, ben üstüne gidiyorlar sanmıştım." ~Sunghoon

"Bende." ~Jake

"Onun gözünün önünde öldürüldüler. Evlerinde oldu olay. O yüzden ev de, evdeki anılar da onu boğuyordu. Aile baskısıydı işte, kafasının içinde ailesinin onu azarladığı her şey, her an dönüp duruyor. Kendini suçlu hissediyor. Üstünde bunun baskısı var. Kim bilir, belki de ruhları onu rahat bırakmıyordur." ~Yuin

𝑪𝑶𝑳𝑶𝑹 ⚜𝐸𝑁𝐻𝑌𝑃𝐸𝑁⚜ ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin