"Bang."
Başka bir ses, aklımı karıştırmış, beni o tarafa dönmeye zorlamıştı.
Daha sonra, bütün sığınakta yankılanan ses, bende dahil herkesin kulaklarını acıtmıştı.
Jungsoo oppanın ateşlediği silahtan çıkan mermi, Jungwon'u öldürmek üzere olan adamın tam da alnının ortasına gelmişti.
Herkes o an durdu. Diğer adamlar bıçaklarını bıraktı ve geri çekildiler. O bıçakları bizimkiler aldı. Yuin ve bense sadece yere yığılan adama bakıyorduk. Belki de ikimizde dehşet içindeydik. Belki de değildik...
"Yuin, bir şeyin yok, değil mi?!" diye bağırdı Haneul unnie, elindeki bıçağı neredeyse adamın gözüne sokacakken.
"Ha-hayır... Bıçağın ucunun değdiği yer yanıyor sadece. Bir şeyim yok." ~Yuin
"Oh... Tamam." ~Haneul
"Yuin, bıçağı bana vermeye ne dersin?" ~Kwangwoo
"Çeneni kestim, neden hâlâ konuşuyorsun?!" ~Yuin
Bıçak, Yuin ve Kwangwoo'nun arasında gidip geliyordu. Yuin azimliydi, asla boşluğuna gelmez, güçsüz olduğunu bilse bile devam ederdi. Ama sorun da buydu, güçsüz olduğu için Kwangwoo bıçağı alabilir ve Yuin'e bir şey yapabilir.
Yuin'e yardım etmek için, Kwangwoo'nun bıçağın sapının üzerindeki Yuin'in elinin üzerinde olan elini ittirmeye çalıştım. Her seferinde Yuin bırakması için bağırıyor, Kwangwoo da küfür edip duruyordu.
En sonunda tek eli ile Yuin'in elini sıkıp, diğer eli ile de Yuin'i sertçe iteledi ve o an bende Kwangwoo'nun elini bıçaktan uzaklaştırmaya çalıştığım için, sinirle hareket ederek, bıçağı karnıma sapladı.
"Unnie!!" ~Yuin
"Heeseung hyung-nim!" ~Jungsoo
"Heeseung hyung, yapma!!" ~Niki
Arkamızdan gelen Heeseung, Jungsoo ve Niki'yi dikkate alarak Kwangwoo'yu öldürmekten vazgeçmiş, bıçağı onun omzuna saplamıştı. Kwangwoo'nun omzunda hissettiği acı ile, karnımdaki bıçağı çekmesi bir olmuştu.
Tanrım... Neden bağıramıyorum? Neden ağlayamıyorum? Neden istediğim gibi hareket edemiyorum? Oysaki çok acıyor. İkinci kez, aynı yerden olması... Bu benim kaderim mi? Buranın bir hastanesi yok. İlkinde hastanede zor kurtulduysam, burada ölecek miyim? Ama ölmek istemiyorum. Yapmak istediğim çok şey var. Sevdiğim insanlar var... Ailemin beni bıraktığı gibi bende onları bırakamam.
Ellerimi kanayan karnıma götürdüm ve bastırmaya çalıştım. Titreyen ellerim bir işe yaramıyordu. Korkuyordum. Kwangwoo'ya bıçağı saplayıp, geri çeken ve bana anlamlandıramadığım gözlerle bakan Heeseung'a baktım. Sonra iki adım geri gittim, dengemi toplamak için ama başarısız olmuştum. Heeseung beni yere düşmemem için tutmuştu. Gözlerim kapanırken, bir elini karnıma bastırdığını hissettim. En son onu gördüm. Ama herkesin bağırışını, çığlıklarını, ağlayan seslerini boğuk bir şekilde duyuyordum.
Heeseung'ın Bakış Açısından
"Liderine başlatma beni!! Önce Cheonsa'ya bakacaksın!!" diye bağırdı Jay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑪𝑶𝑳𝑶𝑹 ⚜𝐸𝑁𝐻𝑌𝑃𝐸𝑁⚜ ✔
Hayran KurguAşık olmadan renkleri göremeyeceğinizi düşünün; kim bilir o kişiyi ne zaman ve nasıl bulacaksınız? Nerede olduklarını bilmeyen bir grup genç kız ve orada uzun zamandır mahsur kalan diğer insanlar, karşılaştıkları garip olaylar karşısında ne yapacak...