Bölümlerdeki her medya o bölümün ilham kaynağı. Dinleyerek okuyabilirsiniz.
-------------------------------------------
Bir gün hayaller gerçeklerden daha güzel olacak Portuga
- José Mauro de Vasconcelos
İki arkadaş konuşmalarını bitirip kalkmışlardı oturdukları yataktan. Birlikte kahvaltı masasını kurarken Mine'de uyanmış Efsun'un daha keyifli halini görünce yüzüne iliştirdiği gülümseme ile yardım etmişti onlara. Masaya oturduklarında ise Ekin Efsun'a karşılaşmanın nasıl olduğuna dair sorular sormuş ve Efsun'u dinlemişti.
Efsun daha iyi hissediyordu şimdi. Ekin'in varlığı onu hep daha rahatlatıyordu. Mine'nin desteği ve arkadaşlığını da yok sayamazdı ama Ekin'in ile on senedir kardeşten öte kurdukları bağ çok güçlüydü ve onunlayken her şey daha kolaydı. Cesaretlenmişti Efsun.
Kahvaltı faslının sonuna gelirken ortamdaki havayı dağıtmak için başka soru sordu Mine.
"Bugünkü seçmeler için heyecanlı mısınız?"
Bugün seçmeler vardı. Gelen aydınlanma ile heyecanla yerinde kıpırdandı Efsun. Görkem'i gördüğünden beri aylardır hazırlandığı seçmeleri unutmuştu. Oysa babası son mektubunda onu şehrin en büyük sahnesinde görmek istediğini söylemişti ve bunu yerine getirmenin en güzel yolu okulun yaptığı bağış gecesinde yer almaktı. Orada yer alıp babasını gururlandıracaktı.
Heyecanla başını salladı ikisi de "Sen heyecanlı mısın?" diye sordu Ekin.
"Heyecanlıyım tabi. Bunu için çok çalıştım. O sahnede olmak istiyorum."
Herkes için çok önemli bir organizasyondu ve sadece fakültenin son sınıf öğrencilerinden seçilenlerin sahnede yer aldığı bir gece olduğu için tek bir şansları vardı.
Saate bakan Mine seçmelere iki saat kaldığını görünce panikle kalktı masadan ve sakarlığıyla masadakilerini birbirine katınca diğer iki arkadaş seslice kahkaha atmıştı. Bu minik sakarlığın yarattığı dağınıklık ve sofrayı hızlıca toparlayıp çıktılar evden. Seçmeleri hatırlamak meşgul etmişti Efsun'un aklını. Şuan sadece dansına odaklanması gerekiyordu.
Kısa bir otobüs yolculuğundan sonra okula varan gruptan ilk önce Mine ayrılmıştı. Mine onlar gibi dans etmiyordu. O bir çello sanatçısı olacaktı ve seçmeler için kendi bölümüne gitmesi gerekiyordu. Daha sonra Efsun ayrılmıştı Ekin'in yanından. Arkadaşı seçmelerin olduğu salona giderken o kantine uğramak istemişti.
Fakülte binasının dışında bulunan kantine gidip suyunu almışken dışarda yine görmüştü Görkem'i. Bir ağaç altında bir dizini kendine çekerek oturmuş kitap okuyordu. Sonbaharın güzel günleriydi. Ağaçlar yavaş yavaş yapraklarını dökmüş yerler sarı hüzne boyanmıştı. Görkem'de bir ağaç gövdesine yaslanmış öylece oturuyordu orada.
Liseden beri görünüşü çok değişmişti aslında Görkem'in. Dün çok fazla gözlerini değdirmekten kaçınsa bugün fark ediyordu. O zaman kısa kullandığı siyah saçları şimdi alnına dökülüyordu. Kulaklarında delikler vardı ve gümüş küpeler her iki kulağından da sallanıyordu. Lisede de takmayı ihmal etmediği ince gümüş bileklikler bileklerini süslüyordu. O zamanlar kot tişört dolaşan çocuk şimdi ise keten pantolonunun üzerine giydiği gömlekle oturuyordu.
Olgunlaşmış diye düşündü Efsun elinde aldığı suyla kantinin önünde dururken. Ardından özledim diye düşündü. Çok özlemişti inkâr edemediği gerçeklerden biriydi Efsun için bu. Arkadaşlığını, ona bakışını, sarılmalarını... her şeyi çok özlemişti. Şimdi o ağacın altında elindeki kitabı okurken bile ne kadar güzel durduğunu düşündü Efsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smeraldo
RomanceBüyük boşluklar bırakır bazı insanlar bazı insanların kalplerine bilmeden. Ve o insanlar yaşar o boşluklarla gizlerini söyleyemeden.