Beni affet, kaybetmek için erken
Sevmek için çok geç
–İbrahim Sadri
Efsun'un dersi bitmiş kantine doğru adımlamaya başlamıştı. Bugün Görkem ile buluşup seçtiği parçalar arasından en uygununa karar vereceklerdi. Efsun kantine gelince kendine uygun bir masa bulup oturdu. Ardından Görkem'e kantinde beklediğini söyleyen bir mesaj attı. Cuma günü saat üçten sonra diye sözleşmişlerdi ve üçe yarım saat vardı.
Efsun bu sırada okumak için yanından ayırmadığı kitaplardan birini açtı ve kulağına kulaklıkları takıp okumaya başladı.
Kendini kitaba o kadar kaptırmıştı ki gözlerini dinlendirmek için kapattı kitabı saate bakmak için telefonu eline aldı ve saatin üç buçuğa geldiğini gördü. Buluşmak için belirledikleri saatten yarım saat geçmişti ama bugün dersi vardı Görkem'in. Ders uzamıştır diye düşündü Efsun.
Bir müddet daha bekledi ama gelen giden yoktu. Üstelik Efsun'un mesajlarına da cevap vermiyordu Görkem. Sonunda meraklanıp dersinin olduğu sınıfa gitmek için adımladı. Sınıfın boş olduğunu görünce sinirlendi. Eskiden haber vermeden böyle bir şey yapmazdı Görkem.
Tam okuldan çıkacakken müzik bölümünden bir tanıdığını gördü ve ona sormak için seslendi.
"Kerem!"
Kerem kedine seslenen bedene dönerken minik bir baş selamı verdi.
"Bugün Görkem ile provamız vardı ama göremedim. Derse geldi mi acaba."
Kerem "Görkem?" diye sordu. Ardından "Şu bu dönem gelen çocuk." başıyla onayladı Efsun onu.
"O bugün derslerde yoktu. Gelmedi." dedi. O an içini bir korku kaplamıştı Efsun'un. Görkem önemli bir şeyde olsa haber vermeden gitmezdi. Kerem'e kısaca teşekkür edip evin yolunu tuttu.
İlerleyen günlerde de ulaşamadı Görkem'e. Başta cevap gelmediği için sinirlense de ilerleyen günlerde sinir yerini merak ve korkuya bıraktı. Başına bir şey gelme ihtimali bir yana tekrar ayrı kalmayı istemiyordu Efsun. Tam cesaretini toplamaya başlamışken ansızın uzaklaşmak istemiyordu tekrardan.
"Hey! Dalgınsın." dedi Ekin yanında bir hayalet gibi yürüyen Efsun'a doğru. Bugün Perşembeydi ve haftanın ilk provası için provanın yapılacağı salona doğru adımlıyorlardı.
"Görkem'i düşünüyordum." dedi Efsun. Yüzünden düşen bin parçaydı. "Aman bende bir şey oldu zannettim Efsun. Ne olmuş bu hafta göremediysen illa çıkar bir yerden." demişti Ekin Efsun'a karşı umursamaz bir tavırla.
"Öyle öyle de... Ne bileyim. Bu hafta dans için müziği kararlaştırmamız gerekiyordu. Hem heyecanlıydı o da neden birden ortadan kayboldu ki." Aynı Efsun'un yaptığı gibi birden gitmiş ve ne aramalarına ne mesajlarına cevap veriyordu.
Korkuyordu Efsun. Kendi yaptığının yıllar sonra onun yapmasından korkuyordu. Daha yeni kavuştuğu bedenin onu ansızın terk etmesinden deli gibi korkuyordu.
Prova yaptıkları salona geldiklerinde içeri girerek ısınmaya başladılar. Bu sırada hoca içeri girince Efsun'da mahcubiyet vardı. Kısa selamlaşmanın ardından provaya başlarken ders sonunda hocayla konuşması gerektiğini düşündü Efsun. Yarın sunacakları bir müzik yoktu sonuçta ortada.
Dans ederek geçirilen iki saat boyunca Efsun'un aklında sadece Görkem ve Hocaya karşı yaşadığı mahcubiyet vardı. Hoca provaya son verdiğini söylediğinde Efsun çıkmadan Hocayı yakalamak için Ekin'in yanından aceleyle ayrılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smeraldo
RomanceBüyük boşluklar bırakır bazı insanlar bazı insanların kalplerine bilmeden. Ve o insanlar yaşar o boşluklarla gizlerini söyleyemeden.