-Keşke-

18 4 0
                                    

Çünkü hiçbir zaman sıfırdan başlayamazsın hayata.

Her dönüş biraz daha eksiltir seni.

-Burak Aksak

Hepimiz bin türlü pişmanlıkla yaşarız bu hayatta. Hep bir keşkemiz vardır içimizde. Kimimiz geçmişte yaptıklarımızın pişmanlıklarını yaşayıp tüm keşkelerini yaptıklarına sunarken, kimimiz yapamadıklarımızın pişmanlıklarını yaşar tüm keşkelermizi yapamadıklarımıza sunarız.

Efsun, yirmi iki senelik hayatı boyunca yaptıklarına hiç pişman olmamıştı. Onun en büyük pişmanlığı yapamadığınaydı.

Sadece on altı yaşındayken rastladığı bir çocuğa yavaş yavaş âşık olmuş, aşkın sadece filmlerdeki tanımını bilirken daha yeni yeni tattığı bu hisle ne yapacağını bilememişti. Bilemediği hislerle boğuşurken ise kalbi uzun bir müddet hislerin yoğunluğunu inkâr etmişti. Kalbinde gün be gün artan boşluklara anlam vermeye çalışırken inkâr etmek kolay gelmişti başta. Daha sonra inkârın işe yaramadığını fark etti. İnkâr ettiği tüm duygular yavaş yavaş kök salıyordu içinde. İnkâr ettikçe, kaçtıkça çoğalan hisleriyle daha hızlı dönüyordu ona. Hislerini artık kabullenip kendine itiraf ettiğinde ise hislerini ona söyleyemeyeceğiyle yüzleşti.

Söyleyemezdi çünkü korkuyordu Efsun. Karşıdan gelecek olan tepkiden korkuyordu, aşk denen bu his hep sonunda ayrılıkları getiriyordu ve ondan tamamen gitmekten korkuyordu. Hiç değilse bu şekilde yanındaydı onun, bu şekilde duyabiliyordu kokusunu, bu şekilde bakabiliyordu içinde kaybolduğu gözlerine. 

Onu kaybetmekten delicesine korkuyordu Efsun.

Söyleyememesinin tek sebebi korku değildi aslında. Görkem yanındayken, ona bakarken bazen çok derin bakıyor, Efsun kalbinin yerinden çıktığını hissediyordu. İşte o zamanlarda onunda kendi hisleri gibi hisleri var zannediyordu. Ama bazen de o bakışlardan, duruşlardan hiçbirini göremiyor, hatta bazen o kadar soğuk davranıyordu ki Efsun'un kafası iyice karışıyordu. Belirsizlik yoruyordu Efsun'u ve o zamanlar yeni yüzleştiği hisleri taşımakta çok yoruyordu. Ve bu yüzden kaçmaya karar vermişti Görkem'den.

Efsun'un en büyük keşkesi ona gizlerini açamamasıydı. Onun en büyük keşkesi, onu kendinden uzaklaştırmaktı. Onun en büyük keşkesi söyleyemediğine ve yapamadığınaydı.

Onu kendinden uzaklaştırdıktan sonra keşkeleriyle bir başına kalmıştı Efsun. Keşkelerinin sesini görmezden gelerek susturmuştu. Unuttum yalanlarıyla sarıp sarmalamıştı içindeki boşlukları. Üstünden geçen üç sene ise görmediği için bu yolda başarılı olduğunu düşündürüyordu Efsun'a lakin yanılmıştı. Onu o gün kafede gördükten sonra boşlukları kapattığını zannettiği örtüler birer birer açılmıştı. 

Önce hasret açıldı. Görmediği yüzüne, dokunamadığı tenine, dinleyemediği sesine olan hasret. Sonra kırılmışlıkları açıldı. Onun Efsun'a başka birini anlatırken, bazen bir şeyler anlatırken umursanmadığı içinde yaşadığı kırılmışlıklar. Kırmışlıkları açıldı sonra. Görkem'i yavaş yavaş görmezden geldiği, artık onunla iletişimi kestiği zaman karşıda gördüğü kırılmışlığın içinde bıraktığı boşluklar. Ve ona olan aşkı açıldı en son. Karşılıksız, sevilmeden sadece severek yaşadığı, içinde ona dair ufak umutları barındıran ama karşılık alamayınca birer birer açılan aşk boşlukları.

Yıllardır bir daha görmem diye düşündüğü bedenle önce bir kafede karşılaşmış daha sonra okulun her yerinde karşısına çıkmaya başlamıştı. En sonunda ise artık aynı performansta yer aldıklarını öğrenmişti. O âşık olduğu adamın âşık olduğu piyano karşısında âşık olduğu müzikle dans edebileceğini öğrenmişti. İşte o zaman yüzleşmişti artık kaçamayacağı keşkeleriyle. Kaçamadığı aşkıyla.

SmeraldoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin