Ne kadar yakınım sana
Ve ne kadar uzak
-Onat Kutlar
Kampüs içerisine girerken bugün hava ne güzel diye düşünüyordu Efsun. Kasım çıkmak üzereydi ama güneş bugün sıcak yüzünü gösteriyordu ve bahardan kalma bir hava vardı dışarıda. Ders saati gelmeden kendini binaya kapatmak istemiyordu. Bu yüzden fakülte binasına girmeden durdurdu Mine'yi.
"Dersine ne kadar var?" Mine Efsun'un kendini durdurmasıyla telefondaki saati kontrol etti. "Bir saat var daha."
Daha derse çok olduğunu öğrenince sevindi Efsun. Ağaçların altındaki masalara doğru adımlarken Mine'ye "O zaman Mert'e haber ver de içerde değil dışarda oturalım. Hava güzel." dedi.
Mine Efsun'u onaylayıp sevgilisini ararken Efsunda Ekin'in "Neredesiniz?" mesajına cevap veriyordu.
Mine Efsun'un karşısına oturdu. "Bugün provanız var mı?"
"Aslında yok ama ben biraz pratik yapacağım."
Anladığına dair mırıltılar çıkardı. Daha sonra Mine telefonuna bakarken Efsun'da etrafını izliyordu. Aralarındaki sessizliği bozan ise önce Ekin sonra ise ardından gelen Mert olmuştu.
Mert elindeki çayları uzatırken "Kızlar size çay getirdim." dedi. Hepsi uzatılan çayları alırken Ekin ve Efsun'da her zamanki gibi Mert'i yağlıyordu.
İki kızda Mert'i seviyordu. Bu zamana kadar hiç Mine'yi üzecek bir şey yaptığını görmemişlerdi ve hep el üstünde tutuyordu arkadaşını. Bu durum ise kızların Mert'e olan saygısını arttırıyordu. Hep bir abi gibi yaklaşırdı kızlara Mert. Başları dara düşünce çekinmeden danışabilecekleri biriydi her zaman. Ama bazen de şimdi olduğu gibi patavatsızlığı tutuyordu.
Mert Efsun'a gülümserken konuştu "Efsun dansın herkesin dilinde."
"Herkesin dilinde olan dansım?" derken kaşlarını çatarak anlamaz bir yüz ifadesiyle baktı Mert'e. "Herkes derken?" diye bu sefer Ekin sordu Mert'e.
Umursamaz bir tavırla cevap verdi Mert "Aman işte Görkem ya." Duyduğu isimle masada oturan üç kızında gözleri açıldı. Efsun'un ise duyduğu cümleyle kalbi yine yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı. Ekin üzerindeki şaşkınlıkla sordu Mert'e "Görkem ne alaka?"
Üç kızında gözleri Mert'teydi. Lisedeyken Görkem'in Efsun'la olan arkadaşlığı çok farklıydı birbirlerine hep iltifat ederlerdi ama bunları Ekin'in yanında bile yapmazlardı. Şimdi Görkem'in daha yeni tanıştığı arkadaşına Efsun'dan bahsetmesi ise Görkem'i tanıyan iki kız için şaşkınlık vericiydi.
"Bir hafta falan önce buluşmuştuk. Sohbet ederken bağış kampanyası için görevli olduğunu prova yapması gerektiğini ayriyeten bölümde kampanya ile ilgili başka şeylerden de sorumlu olduğunu söyledi. Bende tebrik falan ettim işte Efsunda bu etkinlikte yer alacak dedim. Biliyorum aynı ekipteyiz dedi." elindeki bardaktan çayını yudumlarken kısa bir es vermişti bakışlarını Efsun'a çevirdi. Ardından devam etti konuşmasına.
"Sonra ekipten falan bahsederken seni anlatmaya başladı birden. Ben ne zaman konuyu alıp başka bir yere getirmeye çalışsam konu hep sana geldi. Şaşırdım biraz aslında. Lise arkadaşısınız evet ama seni anlatırken gözleri parlıyordu, sesindeki ton çok farklıydı. Lisede sadece arkadaş olduğunuza emin misin?"
"Bu nasıl soru şimdi?" diye sordu Efsun. Emin olmadığı ses tonuyla. Zaten hiçbir zaman emin olmadığı için kaçmamış mıydı hislerinden? O yüzden emin değildi ama bir o kadarda emindi işte arkadaş olduklarına. Kurduğu cümle ile aklında onlarca soru doluşmuştu şimdi Efsun'un aklına yine, yeni, yeniden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smeraldo
RomanceBüyük boşluklar bırakır bazı insanlar bazı insanların kalplerine bilmeden. Ve o insanlar yaşar o boşluklarla gizlerini söyleyemeden.