Sana en muhtaç olduğum şu anda gel
Yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel
-Ümit Yaşar Oğuzcan
Hava soğuktu. Ve bu soğuğu arabanın içerisinden bile iliklerine kadar hissedebiliyordu iki bedende.
Okuldan çıktıktan sonra önce pastaneye uğramışlar ve Mine'nin doğum günü için sipariş verdikleri pastayı almışlardı. Ardından evi biraz süslemek için bir AVM'ye girmişler ve oradan birkaç süs eşyası ve yemek için gerekli birkaç malzeme alıp tekrar eve doğru yola çıkmışlardı.
Efsun Görkem'in evine ilk defa gideceği için biraz heyecanlıydı aslında. İlk defa gidecek ve akşamki parti için hazırlık yapacaklardı. Yine ilk defa birlikte bir ilk gerçekleştirip beraber yemek yapacaklardı. Yıllar sonra tekrar böyle olmak onu deliye döndürüyordu.
Arabanın camından yine kaçamak bakışlarla Görkem'i izliyor arada akı giden yola çeviriyordu bakışlarını. Arka fonda ise hafif bir müzik eşlik ediyordu yolculuğa.
"Keşke kar yağsaydı." dedi Efsun. "Yılbaşına hiç kar yağarken girmemiştim. Güzel olurdu."
Onun sözleri üzerine gülümsedi Görkem. "Bu sene hiç kar yağmadı değil mi? Belki bu soğuk karın habercisidir."
Bu sene hiç kar yağmamıştı ve şuan Görkem'leydi aklına gelen şeyle gülümsedi Efsun. Onun gülümsemesini gören Görkem "Niye gülüyorsun?" dedi. Onunda yüzünde bir gülümseme vardı şimdi. Efsun'un gülümsemesi bulaşıcıydı.
"İlk karda beraber olursak söylerim." dedi Efsun onun sorusuna. Gözleri akan yoldaydı. İçinden ise bir gün yağan ilk karda Görkem'le beraber olmayı diliyordu.
Görkem dudaklarını birbirine bastırıp kafasıyla Efsun'u onaylarken sohbeti devam ettirmek için konuştu "Uzun zamandır hikâyelerini dinlemedim."
Efsun'un lisedeyken ona anlattığı hikâyeleri severdi. Bazen ikisinin de canı sıkılınca ansızın bir hikâye anlatır ve onun üzerine sohbet etmeye başlarlardı.
"İstersen bir tane anlatabilirim. Bende uzun zamandır anlatmadım. Bir dinleyicim yoktu."
Bakışları şimdi Görkem'deydi. Yansımadan izlemekten vazgeçip anlık cesaretle araba süren Görkem'e çevirdi bedenini. O dikkatle yolu izlerken Efsun'da onu izliyordu. Eskisinden daha uzun olan dalgalı saçlarını, keskin çene hattını. Sonra gözü direksiyondaki ellerine kaydı Efsun'un. Görkem bileklik ve yüzük takmaya başlamıştı ayrı kaldıkları zamanlarda ve bunları çok iyi taşıyordu. İnce bileklikler bileklerini süslüyordu. Gömleğin üzerine bir süveter giymişti ve ona bu tarz çok yakışıyordu.
Daldığı yerden gözlerini kırpıştırarak uzaklaştı Efsun. Sonra aklına ilk gelen hikâyeyi anlatmaya başladı.
"Yunan mitolojisinden bir tane anlatayım ozaman. Yunan mitolojisine göre tanrı Zeus insanları dört kol, dört bacak ve ikikafadan yaratmış. Fakat insanlar yaşamlarını ruh eşleriyle birlikte huzurlu birşekilde sürdürürken tanrıları Zeus'u unutmuş. Tanrıların ve insanların babasıolarak adlandırılan Zeus buna çok kızmış ve insanların ona karşı gelmesiniönlemek için ceza vermek istemiş. Göklerin, şimşeklerin ve gök gürültülerinin tanrısıolan Zeus elini havaya kaldırmış ve gökten gözleri kör edercesine aydınlık birşimşek görülmüş. Tanrı Zeus insanları ikiye ayırmış. Daha sonra ayırdığıbedenleri birbirlerini kolayca bulamasınlar diye de her birini farklı yerleredağıtmış. Ve Zeus insanları ömürleri boyunca diğer yarılarını aramaya mahkûmetmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smeraldo
RomanceBüyük boşluklar bırakır bazı insanlar bazı insanların kalplerine bilmeden. Ve o insanlar yaşar o boşluklarla gizlerini söyleyemeden.