8.Bölüm

849 46 4
                                    

Şok olmaya hazır olun

Sıla

Yunus kapıyı kapatıp çıktığında Keremle ne yapacağımızı düşündük. Ardından film izlemeye karar verdik. En gerilim dolu sahnesinde film keyfimizi bölen kapının zil sesi olmuştu...

"Yunus bir şey unuttu herhalde ben şimdi bakar gelirim." diyerek Kerem'in yanından hiç istemeyerek kalktım. Kapı ısrarla çalmaya devam ediyordu. "Patlama Yunus!".

Kapıyı açtığımda karşımda amcamı -yani Yunus'un babasını- gördüm. Şaşkınlıkla öylece kalırken amcam konuşmaya başladı.

"Sen ne yaptığını zannediyorsun! Sen bizi düşman mı edeceksin?" öfkesi yüzünden, ses tonundan belliydi.

"Ben sa-"

"Tek bir kelime daha etme! Oğlumun da başını belaya sokacaksın. Bak kızım, babandan uzaklaşmak istediğini anlarım ama benim oğlumun başını da belaya sokacaksın. Baban senin burada olduğunu öğrenirse ne olur biliyor musun sen? Ayağını denk al! Anladın mı beni? Bir daha geldiğimde seni burada görmeyeceğim!" amcam tüm öfkesini kustu ve öylece çekip gitti.

Öylece olduğum yerde kalakaldım. Bu kadar nefreti hak etmiyordum. Hiçbir insan bu kadar nefreti hak etmez.

Kapıyı kapatıp sırtımı kapıya yasladım ve dizlerimi kendime çektim.

Neden benim varlığım insanları bu kadar rahatsız ediyor? Bu kadar mı değersizim ailem dediğim insanların gözünde? Bu kadar mı bir hiçim?

Zihnimdeki düşünceler arttıkça mümkünmüş gibi dizlerimi daha çok kendime çektim, daha çok sıktım sanki ne kadar çok sıkarsam acım o kadar dinecekmişcesine.

Sakin ol Sıla
Derin nefesler al...

Çöktüğüm yerden yavaşça kalktım. Elimi göğüs kafesimin üzerine yerleştirerek nefes alış verişimi düzene sokmaya çalıştım.

"Sıla? İyi misin bir sorun mu var?" içeriden Kerem'in meraklı sesini duyunca elimin tersiyle gözlerimi sildim. "Ellerimi yıkayıp geliyorum." diyerek seslendim.

Soğuk suyu sertçe yüzüme çarptım. Yüzüme çarpan gerçekleri alıp götürebilecekmişcesine...

Neden kimse benim mücadelemi görmüyordu? Kendi ideallerim için, hayallerim için olan çabamı kimse neden görmüyordu?

"Sıla, sen iyi misin?" Kerem sakat ayağına rağmen ayağa kalkmış kapı pervazından bana bakıyordu. "Evet, bir sorun yok." dedim yüzüme bir gülümseme yerleştirmeye gayret ederek.

Bana hiç inanmış gibi bakmıyordu. "Asıl sen nasıl bu halde ayağa kalkıyorsun? Bak bir şey olacak." dediğimde yüzüne ona çok yakışan tebessümünü yerleştirdi. "Ya kızım sende bizi iyice öldürdün yani evelallah aslan gibiyim." dedi karizmatik bir bakış atarak. Bu hallerine gülerek yanıt verdim:

"Aynen canım aynen, yaralı aslan." diyerek güldüğümde yalandan bana kızgın bakışlar gönderdi. "Aslanın her türlüsü aslandır." başımı salladım ve ekledim "Aslanın dişiside aslandır." gülümsedi "Hiç şüphesiz." diyerek beni tamamladı.

Uzunca süre gözlerine baktım. Aklımdaki tüm sesleri suturup nabzımı hızlandıran gözlerine...

İpeksi saçlarımda gezdirdiği ellerini boynuma götürüp oraya yerleştirdiğinde aramızdaki mesafe biraz daha azalmıştı. Eli narince yüzümü severken anın büyüsü beni tamamen içine hapsetmişti.

Elimi omzundan çekerek yeni çıkmaya başlayan sakallarına götürdüm. "Aklımı başımdan alıyorsununuz hanımefendi." mırıldanır gibi söyledikleri içimdeki ateşi iyice harlayan şey olmuştu. "Bu konuda sanırım benzer fikirlere sahibiz beyefendi." dedim. Tatmin olmuşcasına güzel gülüşü... Ve ardından nazikçe dudaklarıma temas eden sıcak dudakları...

Bölüm Sonu🔥

Aslında bu yoktu ama şampiyon olunca öyle bir içimden geldi. Yorumlarınızı bekliyorum.

Son Kadeh |Kerem Aktürkoğlu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin