15.Bölüm

574 33 11
                                    

Selaaamm çok soft bir Sıla&Kerem ile sizi şöyle alalımm. Pamuk eller yorum butonuna🤌

Sıla'nın ağzından

Israrla çalan telefonum uykumu üst üste böldüğü için istemeye istemeye doğruldum. Doğrulmamla mide bulantım iyiden iyiye kendini belli etti.

Baş ucumdaki sehpanın üzerindeki telefonumu elime aldığımda ekranda Kerem'in ismini görünce istemsiz oluşan tebessümle telefonu açtım.

"Efendim Kerem?"

"Ya kızım niye açmıyorsun telefonlarımı neredesin sen? Saat kaç oldu uyuyor olamazsın herhalde." dediğinde önce kolumdaki saate baktım saat iki olmuştu.

"Kerem ben biraz hasta gibiyim ya kaç saattir midem bulanıyor ondan uyuyordum."

"Ne? Ya nasıl bana haber vermezsin bekle hemen geliyorum ben." dedikten sonra cevap vermemi beklemeden telefonu yüzüme kapattı.

Yaklaşık yarım saat sonra kapı çaldığında hafifçe doğrulup üzerimi düzelttim ardından kapıyı açtığımda karşımda bana endişeli gözlerle bakan Kerem'i gördüm. "Çok şükür iyisin." diyerek kollarını bana doladığında afallayarak geri çekildi.

"İyiyim, eğer telefonu yüzüme kapatmasaydın gelmene gerek olmad-." derken yine midem ağzıma gelmişti. Lavaboya koşarak hemen kapıyı kilitledim. "Sıla şu kapıyı açar mısın canım? Senden iğrenecek değilim ben." Kerem'i duyuyor ama cevap veremiyordum.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kapıyı açtığımda Kerem endişeyle yüzüme baktı. "Sıla hadi hastaneye gidiyoruz olmaz bak böyle." dediğinde başımı iki yana sallayıp salona geçtim.

"Tamam madem doktora gitmeyeceksin o halde iyileşene kadar ben buradayım." dedi ve cevap vermeme izin vermeden üstümü örtüp mutfağa geçti.

Yaklaşık yarım saat sonra mutfaktan elinde bir tepsi ile geldi. Tepsiyi sehpanın üzerine bırakıp yanıma oturdu.

"Kerem çok teşekkür ederim ne zahmet ettin."

"Ne zahmeti yani benim başıma bir şey gelse sen bana bakmayacak mısın aşk olsun. Annemin tarifi ile sana domates çorbası yaptım hadi soğumadan ye." Kerem arkama bir yastık koyduktan sonra yanımdan kalkıp hemen karşımdaki koltuğa geçti. Kerem'e ayıp olmasın diye bir kaç kaşık aldıktan sonra sehpayı hafifçe ittim.

"Sıla güzel olmamış mı?" kafamı iki yana salladım "Hayır gerçekten çok güzel olmuş ama canım istemiyor." dediğimde yerinden kalkıp yanıma oturdu.

Önce bir kaşık alıp çorbanın tadına baktı "Valla ellerime sağlık mis gibi olmuş. Hadi Sılacım uçak geliyooo." bana itiraz etme fırsatı vermeden ağzıma tıkıştırdığında mecburen yemek zorunda kalmıştım.

...

Neredeyse karanlık çökmek üzereydi ve Kerem hala benimle ilgileniyordu. Ben koltukta uzanırken o yanımdaki berjere oturmuş meraklı gözlerle maç izliyordu. Yerimde hafifçe doğrulup bende onunla beraber maç izlemeye başladım.

"Senin hakem gibi ecdadını s-" Kerem'i öksürerek bölmüştüm. Şaşkın gözlerle bana baktı. "Özür dilerim uyandırdım mı seni? İyi misin biraz daha?" benim bir şey söylememe izin vermeden yerinden kalkıp yanıma geldi.

"Kerem gerçekten daha iyiyim. Hem saatte geç oluyor bütün gün benimle ilgilendin çok teşekkür ederim." dedim.

Kerem o çok aşık olunası tebessümüyle elimi tutarak cevap verdi. "Ben hasta olsam sende hiç şüphesiz tüm gününü bana ayırırdın onun için böyle mahcup mahcup bakma bana." baş  parmağı usulca çenemi okşadığında kafamı kaldırıp gözlerine baktım.

Kerem derin bir iç çekerek konuştu "Bence bana böyle bakmamalısın aksi takdirde olabilecek şeyler ne kadar hoşuna gider bilemiyorum." dedi kısık ama etkileyici ses tonuyla.

Çok düşünmeden yanıtladım. "Ya çok hoşuma giderse?" dedim onunla aynı tondan konuşmaya çalışarak.

Kerem kocaman gülümsemesiyle bana karşı parmak sallayarak konuştu. "Sen var ya senn... Sen benim aklımı başımdan alıyorsun." bir an yutkunduğunda gözüm adem elmasına ilişsede hemen kendimi topladım.

"Sanki sen bana aşıksın." dedim ağzım kulaklarımda. Kerem bir elini saçlarıma götürerek bana cevap verdi. "Cıks sankisi onun biraz fazla oldu. Ben sana baya baya aşık olmuşum. Ki bence sende bana karşı boş değilsin hatta olmamalısın."

Kalbim uzun zaman sonra o kadar şiddetli atıyordu ki Kerem'in bunu duyması hiç de içten değildi. Kendimi geri çekmek için hamle yaptığımda Kerem beni belimden tutup kendine çekti ve kucağına düşmüştüm. Ellerimi boynuna doladım. Yavaşça kulağına doğru eğilip kalbimin gerçekleri söylemesine izin verdim daha fazla zaman kaybedemezdim.

"Bu zamana kadar hem seni hem kendimi yordum ama artık yeter teslim olma zamanım geldi, ben sana yenildim Muhammet Kerem Aktürkoğlu. Kalbim senin için çarpıyor tüm benliğimle seni seviyorum."

Yavaşça geri çekildim. Kalbim deli dehşet atıyordu. Kerem'in bana mutlulukla bakan gözleri gözlerimi buldu. Kerem'in "Bütün bunlar gerçek değil mi?" sorusuna gülümsedim ve kafamı salladım. Bizim hikayemiz işte şimdi başlıyordu.

Bölüm Sonu

Görüşleriniz, istekleriniz ve eleştirilerinizi bekliyorum❤️

Son Kadeh |Kerem Aktürkoğlu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin