Bölüm/1

493 23 0
                                    

"Hala uyuyor musun? Yine hiçbir yeri toplamadan yatmışsın. Kime diyorum acaba ben."

Evet herkesin sabah alarmı belki bir çalar saattir ama benim alarmım annemin söylenme sesi malesef.

Bıkkınlıkla yorganı üzerimden atıp yerde duran terliklerimi ayağıma geçirdim. Bir yandanda ellerimle uykulu gözlerimi ovuşturuyordum uykum açılsın diye. Annemin sesinin geldiği yere doğru yürüyüp görüş alanıma girince gözlerimi devirip sordum"Ne oldu anne yine neden söyleniyorsun."

Annem elindeki bardakları tezgahın üstüne sertçe bırakarak bana döndü.
"Bir kere de şu mutfağı toplayıp yat koca kız oldun bir kerede bir işin ucundan tut." Bahsettiği bulaşıklar ben yattıktan sonra kendi yaptıkları bulaşıklardı zaten iki bardağı alıp makineye koymaya üşenen kendileri birde bana söylenip duruyorlardı. Bütün evi temizleyip toplasamda en ufak bir şeyde hiçbir şey yapmamış oluyordum.

"Ben kimsenin pisliğini temizlemek zorunda değilim." Diye çıkışarak odama  girdim ve hızla kapıyı çarptım.

Arkadan annemin bana ettiği beddualar ve bağırmaları duyuyordum ama aldırış etmedim dolabımın önüne geçip üzerimi değiştirmeye koyuldum.

Bu evden kurtulacaktım. Az kalmıştı üniversite sınavı sonuçları ya bugün ya yarın açılanırdı. Hele bir açıklansın o zaman çekmeyeceğim onların kahrını çekip gideceğim bu evden. Doğrusu kazansamda göndermezler ama bir yolunu bulup halledeceğim mutlaka bu evde bir yıl daha geçirmeyeceğim.

Üzerimi değiştirmiştimki annemin hırsla kapıyı açması bir oldu.

"Birde kapı çarpıyoruz çabuk evi süpür sonrada mutfağı topla yatmaya fena alıştın sen."

Çok sinirleniyordum benimle böyle emirli konuşmasına ama yapacak bir şeyim yoktu.

"Biz köye gidiyoruz geldiğimde evi pırıl pırıl göreceğim. "

"Tamam anne."

Sonunda köye gidiyorlardı. Bu benim kısa süreli nefes aldığım zamanlardan biriydi. En az bir hafta yoklardı. Benim astımım olduğu için köyde duramıyordum alerjim tutuyordu o yüzden götüremiyorlardı bu kadar vicdansiz değillerdi çok şükür.

Onların gitmesiyle kendimi oturma odasındaki koltuğun üzerine bıraktım yavaşça salak salak sırıtarak bir müddet tavanı izleyip hayaller kurdum.
Telefonumun çalmasıyla hayallerime son vermem gerekiyordu artık, arayan en yakın arkadaşım cerendi.

"Efendim ceren."

"Sınav sonuçları açıklanmış koş bak çabuk."

Duyduğum sözle kalbim hızla çarpmaya başlamıştı." T-tamam kapat ."

Telefonu kapatır kapatmaz hemen ösym'nin sayfasına girdim. Herkes aynı anda yüklendiği için sayfa çok geç açılıyordu. Sayfanın ortasında dönen beyaz okla benimde kalbimin atış hızı artıyordu.

Sonunda yüklenmişti sayfa hemen şifremi girdim. Ellerimin içi heyecandan terlemişti o yüzden telefon parmaklarımı bir türlü algılamıyordu telefonu yere bırakıp ellerimi eteğime silerek kuruladım ve tekrar aldım telefonu yanımda biri olsaydı kalp sesimi dışarıdan duyabileceğine emindim.

Derin bir nefes alıp sonuçlarım yazan yere bastım ve gözlerimi kapattım. Gözlerimi açmak çok büyük cesaret istiyordu deliler gibi korkuyordum çıkacak sonuçtan. Ama açmam lazımdı. Yavaşça açıp ekrana baktım.

Yes be! İşte bu be! Diye evin içinde çığlıklar atarak tepinmeme sebep olan bir sonucum vardı. Derece yapmıştım ben. Ben ben Ece Demir. Annemlerden fırça yemeyecek olsam çıkıp camdan haykırırdım bunu. O kadar emek o kadar çalışma boşuna gitmemişti. Başarmıştım. Sayısalda türkiye 234.sü Olmuştum. Ben olmuştum.

İstediğim bölüme kesinlikle gidebileceğim bir puandı bu. Boğaziçi yazılım mühendisliği istiyordum. Peki ya ailem onlar bunu duyunca ne tepki verecekler. Hızla atan kalbim sanki bir anda solmuştu.

Onlar beni liseye bile zor göndermişti. Evet onlara göre kız çocukları okumazdı çünkü. Eğer biraz olsun öğretmenlerimin desteği olmasa onada göndermezlerdi. Doğrusu göndermişlerdi ama bir şartla evimizin önündeki liseye gitmem şartıyla. Fen lisesini kazanmama rağmen gidememiştim. Peki ya şimdi ne olacaktı. Her ne olursa olsun ben o tercihi yapacak ve o okula gidecektim.

Şimdi bunları düşünüp üzülemezdim. Cereni arayıp mutlu haberi vermeliydim. Ve ondanda mutlu haber almalıydım. İki saattir bakıştığım içimi içime sığdırmayan ösym'nin sayfasını kapatma vakti gelmişti. Yüzümdeki kocaman gülümsemeyle çıkış yazısına tıkladım ve cereni aradım.

"Ceren baktımm."

"Bende." Cerenin seninden sonucunun iyi olduğunu anlamıştım o da benimkini anlamış olmalı ki ikimiz aynı anda bağırdık.

"Başardıkkk." Sonrasında kocaman bir kahkaha atmıştık. Cerenin en büyük hayali ebe olmaktı çünkü çocukları çok seviyordu. Ve o da ulaşmıştı hedefine. Onun ailesi benimkinin aksine onu her konuda destekliyordu. Onun adına gerçekten seviniyordum.

Heyecanımızı dolu dolu birbirimizle paylaştıktan sonra malum soruya gelmişti konu.

"Ece ailene ne diyeceksin peki."

"Bilmiyorum hele bi tercihleri yapalım kazandığımız tam belli olsun o zmn konuşacağım. "

"İnşallah izin verirler."

"İnşallah benim için bol bol dua et."

"Merak etme her zaman ediyorum birlikte başardık ve başarmaya devam edeceğiz. Kurtulacaksın ben eminim."

"Teşekkür ederim ceren hep yanımda olduğun için."

"Bende sana teşekkür ederim canım arkadaşım iyi ki varsın."

"Sende öyle."

"Ben artık kapatayım annemler beni çağırıyor ama yarın sizdeyim doğum günün için unutma bak."

"Tamam tamam unutmam doğum günlerimi unutmayan tek kişi sensin zaten."

"Öyle deme sen herkes için çok değerlisin de onlar biraz kas kafalı ."

"Neyse sen git hadi annenleri bekletme görüşürüz."

"Görüşürüz."

Diyip telefonları kapatmıştık. Sahi yarın benim doğum günümdü. Derin bir iç çektim 19 oluyordum artık.O kadar hatırlanıp kutlanmayan bir gündü ki diğer günlerden hiçbir farkı yoktu benim için. Ama bugün yaşadığım bu olay sanki doğum günü hediyesi gibi gelmişti bana artık 26 temmuzun benim için bir önemi olacaktı. Hayatımı tekrardan yaşamaya başlamanın birinci günü olarak sayacaktım onu.

Gece yatana kadar defalarca puanımı kontrol ettim. Hayal görmediğimi teğet etmek istiyordum sanki. Yattığımda bundan sonraki hayatım için bir sürü hayal kurarak uykuya dalmıştım.

Son defaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin