"Anne ben geldim." Uzun bir günün sonunda eve gelebilmiştim.
"Hoşgeldin oğlum sofra hazır üzerini değiştirip gel hemen."
Odama çıkarken anneme cevap verdim."Tamamdır ." Hızlı adımlarla merdivenlerden çıkıp odama girdim. Gerçekten acıkmıştım hemen üzerimi değiştirip yemeğe inmek istiyordum.
Gömleğimi çıkarırken cebindeki foroğraf yere düşmüştü. Yavaşça eğilip yerdeki foroğrafı aldım. "Ece demir." Bu isim bana o kadar tanıdık geliyordu ki. Ama tanışmamız imkansızdı kız doğma büyüme Trabzonluydu ben ise İstanbullu yani olmayacak şeydi. Ama nereden tanıyordum bu ismi.
"Mert hadi oğlum." Annemin sesiyle elimdeki fotoğrafı çalışma masamdaki başka resimlerinde olduğu panoya raptiyeledim ve hızlıca üzerimi değiştirip aşağı indim.
Yarın gideceğim için en yakın arkadaşım olan Aliyide yemeğe çağırmıştım. Ali beni görür görmez yanıma gelmişti.
"Mert bey son günümüz ha." Elimizle tokalaşırken bu sözden sonra sarılmıştım.
"Gelirsin be arada yanıma." Sırtına elimle dostça vurmuştum bunu söylerken. Yıllar sonra ilk kez ayrılacaktık belki öz kardeşim yoktu ama Ali bu eksikliği tamamen yok eden biriydi. Çocukluğumuz her şeyimiz beraber geçmişti. Annesi ve babası Ali küçükken vefat ettikleri için aslında bizim evin ikinci çocuğu olmuştu. Ailesiyle ailem çok yakınlardı çünkü. Şimdide biz öyleydik. O yüzden bu ayrılık bizede baya ağır geliyordu.
"Ayıpsın her hafta ingilteredeyim." Hepimiz alinin bu şakasına gülmüştük. Masa hazırlanırken bizde sohbete devam ediyorduk. Babam gidiyorum diye ne kadar üzüntülü olsada belli etmemeye çalışmıştı ama bugün bir hayli belli oluyordu derin bir nefes alıp." Ne vardı sende Ali gibi burada kalsaydın."dedi.
Babamın bu duygulu sitemi benide üzüyordu ama işimi daha da iyi yapmak istiyordum.
"Baba konuşmuştuk bu konuları biliyorsun."
Annemde beni kurtarmak istercesine sözümü devam ettirdi." Hem sen değil miydin bir yıl oğlunu askere gönderen 2 yıl uzakta olması mı koyacak sana." Annemde seneler öncenin intikamını almıştı bu sitemiyle babamdan. Maddi durumumuz iyi olmasına rağmen babam bedelli gitmeme karşı gelip askere göndermişti beni tabi bu benim için iyi bir şeydi. Ama annem için değildi.
Ali bu gergin ortamı bozmak için boğazını temizleyip söze girdi.
"Siz onu bunu boşverinde sen bugün nerelerdeydin onu söyle. Son günün ama ortalarda yoksun bi kaç belge var alıp geleyim dedin akşam yemeğinde buluştuk."
Şaşkın gözlerle Aliye baktım. "Bir nefes alsaydın keşke kardeşim."
Ali bir kahkaha atıp." Lafımı karıştırma cevap ver nerdeydin ha hediye felan aldıysan şimdiden ver uzatma."
Almamıştım malesef. Tamamen aklımdan çıkmıştı nasıl unuturum. Stresle ensemi kaşıdım.
"Ya kusura bakmayın ben unutmuşum ama söz gelirken telafi edicem."
Merhametli anacım hemen lafa girdi.
"Ne kusuru oğlum sen bizim için en büyük hediyesin olur böyle şeyler."
Babam bana şüpheyle bakıp tek kaşını kaldırdı." Doğru hanım olurda mert pek unutmaz hayırdır sen nerdeydin bugün."
Aklımda dönüp duran ece demir ismini sormanında belki tam vaktiydi. Önce olayı anlattım. Tabi Ali olayları başka yerlere sürüklemeyi sever saolsun.
"Aşık mı oldun lan doğru söyle."
Derin bir iç çekip cevap verdim. "Yaşlı bir teyzeye yardım etseydim de aynı tepkiyi mi verecektin alt taragı iyilik yaptım."
Ali pis pis sırıtarak cevap verdi." Ama yaşlı bir teyzeye yapmadın işte."
Gözlerimi devirip anneme döndüm." Seninle uğraşamayacağım hem o değilde Anne ben sana bir şey soracaktım."
"Sor oğlum. "
Tüm dikkatini bana yoğunlaştırmıştı annem." Bu kızın ismi yani Ece demir sana tanıdık geliyor mu?"
Annem düşünür gibi biraz tabağıyla oynadı. "Sanırım hayır neden sordun ki hem kız trabzonluymuş nereden tanıyalım."
Hayal kırıklığı yaşamıştım doğrusu. Ben cevap vermeden Ali atladı hemen. "Aa zeynep teyze neden sordu mu var mı aşık olmuş işte."
Sinirle Alinin koluna bir tane vurdum. "Sus bi ya tanıdık bi isim gibi geldi o yüzden sordum ."
Ali imalı bir şekilde "tabi efendim." Dedi. Ve böylelikle ece konusu sofrada kapandı biraz daha sohbet ettikten sonra Ali evine gitmişti bense dinlenmek için odama çekilmiştim.
Panoya yapıştırdığım resmi yavaşça çıkarıp elime aldım ve yatağa uzandım. Resimdeki kız bana o kadar tanıdık geliyordu ki. Kahverengi kocaman gözleri, yanağında gülünce beliren o gamzesi , ağlayınca kızaran burnu sanki yıllardır tanıyormuşum gibi. Acaba gerçekten ilk görüşte aşk felan gibi bir şey miydi bu. Ondan mı böyle hissediyordum. Ya da çok başka bir şeydi.
Belki de bu hikaye burada bitti. Hem bir daha nerede görecektim. Aklıma takılan tek şeyin bu ismi ilk duyduğum andan beri bana çok tanıdık gelmesiydi. Danışmaya gidip adını söylediğinde bu kadar dikkatimi çekmeseydi ismi belkide yanına gidip hiç yardım etmeyecektim bile.
Sırf tanıdık gelen bu isim yüzünden gitmiştim. Belkide Allah yardım edeyim diye böyle hissettirmişti. Bugünü geride bırakıp artık ingiltere olayına kafa yormalıyım. Isığı kapattım ve yarın için dinlenmek üzare uykuya daldım.
Sizce merte ecenin ismi neden bu kadar tanıdık geliyor?
Gerçekten önceden tanışıyorlar mı?
Yoksa sadece mertin bir kuruntusu mu?
Bölümü beğendiyseniz lütfen oylamayı unutmayın:) iyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son defa
Teen FictionDelikanlı mahçupca yaşlı adama defalarca teşekkür etti. "Saol amcacım çok güzel bir hediye bu." Kapıların açılmasıyla adam ineceğe yere gelmişti. Son bir kez baktı delikanlıya. "Bazı bağlar vardır evlat kaybetmeden farketmen gereken. Son defa olduğu...