Bölüm / 13

208 12 7
                                    

Evet bugün benim için zorlu birgün olacak. Yıllarca beklediğim adamla yüzleşeceğim. Yani umarım öyle olur.

Sabahın sekizinde kalkmıştım çünkü erkenden gidip salih hocayı göz hapsine alacaktım. Bu yüzden dolayı uykumu düzgün alamamıştım ha birde dün üstüme taşınan komşum saolsun onun sesinden dolayıda alamamış olabilirim. Ama şuan bunlara takılarak zamanımı harcayamazdım o yüzden üzerime bulduğum en düzgün kıyafetlerimi geçirip kendimi dolmuş durağına attım.

Yine bir otobüs bekleme senfonisi evet. Bütün uykusuzluğumla otobüs beklerken Dünkü o tanıdık sesi tekrar duydum. Salih hocayı göz hapsine almama gerek kalmayacaktı belkide hemem sesin geldiği yöne kafamı çevirdim.

Evet bu oydu.

Mert Korkmaz.

Mert telefonla konuşarak benim olduğum durağa doğru yürüyordu. Ben ise sadece donmuş bir şekilde onun geldiği yöne bakıyordum. Durağa biraz daha yaklaşınca hemen kendimi toplayıp üzerime çeki düzen verdim. Ee şimdi ne olacaktı. Yani o beni görünce.

"Evet ali otobüsle gelicem işte neyi anlamıyorsun." Diyerek telefonu kapattı ve benim tam önümde durarak otobüs beklemeye başladı. Bu adam inatla niye benim olduğum yere bakmıyordu ya. Baksın diye arkasında bir kırk takla atmadığım kalmıştı ki saolsun sena bana yardımcı oldu.

"Ecee benide bekle." Sanki otobüs gelmeden gidebilecekmişim gibi bende geri cevap verdim. " bekliyorum hadi çabuk ol."

Senanın bana seslenişi mertin beni farketmesini sağlamıştı. Dönüp bize bakmıştı. Bu fırsatla bende bütün dikkatimi ona verdim ama mert kısa bir bakıştan sonra hemem önüne döndü.

Galiba can haklıydı. Beni gerçekten unutmuştu hatta hayatında biri vardı belkide. Ben içimde bu hayal kırıklığını yaşarken otobüsün gelmesiyle sena kolumdan çekiştirdi. "Hadi ece binelim."

Önümüzdeki öküz adam pardon mert centilmenlik yapıp eliyle önce bizim binmemizi işaret edince senanın eli ayağına dolaşmıştı o yüzden kolumdan çekiştiriyordu. Bende daha fazla direnmeyip otobüse bindim. Peşimizdende mert binmişti. Sanırım salih hocayla buluşmak için fakülteye geliyordu. Gelsin bakalım bizde öğreniriz beni hemen nasıl unutmuş.

Üstelik o kadar değişmedim de. Bir insan bir gününü neredeyse birlikte geçirdiği kişiyi nasıl unutur ya. Tamam 3 yıl geçmiş olabilir ama.

Senanın birşeyler anlatmasıyla yolculuğumuzun sonuna gelmiştik sonunda senayla ben arabadan inmiştik ama mert hala oturmaya devam ediyordu ne yani buraya gelmemiş miydi?

Peki nereye gidiyodu bu adam. Her neyse zaten tanımadı bile beni. Arabadan inince sena yanağıma bir öpücük kondurup. "Ben kaçar bebeğim."dedi.

"Nereye kaçıyorsun."

Sena gözlerini devirdi." Resim klübüne gidicem unuttun mu yolda bahsettim ya."

Dinleyememiştim ki kafam kazan gibi olduğu için. Onu onaylar bir şekilde kafamı salladım ve olduğum yerde gözden kaybolmasını bekleyip bende kantine yürümeye başladım. O sırada dün bize trip atan canı gördüm. Sahi onun dedikleri gerçekten doğru çıkmıştı ee adamın bir bildiği var demekki hemcinslerini iyi tanıyor.

Elimi kaldırıp bir yandan sallarken bir yandanda cana seslendim. "Heyy trip bey."

Can sesimin geldiği yöne bakıp ben olduğumu görünce yanıma doğru yürümeye başladı. Bende o gelene kadar bize kantinden hemen bir masa kaptım.

Can yine tripli ses tonuyla sandalyesine otururken konuşmaya başladı. "Senin salih hocayı takip ediyor olman gerekmiyor muydu ya."

Canın kendi için aldığı kahveyi önüme çekip karıştırırken derin bir iç çektim. "Gerek kalmadı ona ya."

Canın bir anda gözleri parlamıştı."neden niyeki şey yani ne oldu."

Bu tepkisine bende şaşkınlıkla karşılık verdim. " oo can bey dün hiç ilginizi çekmiyordu ne oldu bir anda ya böyle."

"Merak ettim sadece hem seninle ilgili her konu dikkatimi çekiyor benim." Dost olduğumuz için normaldi tabi benimde dostlarımla ilgili her konu dikkatimi çekiyor.

"Ya sabah gördüm ama beni tanımadı bile. "

Can dünkü söylediklerinin haklı çıkmasının verdiği hazla iyice yayıldı sandalyesine." Ee kızım bi bildiğimiz varki konuşuyoruz."

Onun bu bilmişliği canımı sıktığı için kahvenin içindeki sıcak kaşığı alıp eline bastırdım. Can acıyla olduğu yerde elini sallarken bir yandanda söyleniyordu. "Ne yapıyorsun ece ya ." Bense bu haline gülüyordum.

"Ee sen benim canımın yanmasıyla eğlenirsen bende senin canını yakarım."

Can bir anda ciddileşip kafasını bana doğru yaklaştırdı. "Canının yanmasıyla eğleceğim son insansın."

Derin bir iç çektim." Evet biliyorum."

"Evet bil bi zahmet."

"Öff tamam be."

Can bu aralar anlamadığım şeyler söylüyordu." Ama sen benimkini yakıyorsun ve pekte umrunda değil." Ben ne zaman canı üzmüştümki.

"Ne zaman yaptım bunu ne yaptım özür dilerim bilmiyorum."

Can bir kahkaha atıp." Boşver yavrum şaka yapıyorum hadi derse gidelim senin şu cadı komşun nerde."

Ne kadar gülsede dediğinin şaka olmadığı aşikardı." Lafı karıştırma sena resim klübünde sen söyle bana ben seni ne zaman kırdım."

Can kolumdan tutup beni sınıfa doğru sürüklemeye başlamıştı. "Hiçbir zaman dedim ya şakaydı."

Kolumu elinin arasından kurtardım. "Yok ya ben seni tanıyorum gayet ciddiydin."

Can ciddileşmişti. "Tanıyorsun demek öyle mi?"

"Evet." Dedim kendimden emince.

O da kendinden çok emindi. "Hayır sadece öyle sanıyorsun."

"Demek öyle."

"Evet öyle." Durmuş okulun orta yerinde kavga ediyorduk. Ve 3 yıllık atkadaşlığımız boyunca ilk kez oluyordu bu.

"Bak kızım." Can bu şekilde tam söze girmişti ki senanın seslenmesiyle sözü yarıda kesildi. "Can can dur."

Senanın bu gereksiz telaşını anlayamadım. "Neden duruyormuş bırak söylesin ne söyleyecekse."

Malesef bir türlü izin vermiyorlardı ki tartışalım bu seferde salih hocanın uyarısıyla benim sözüm kesilmişti. "Hey gençler ne oluyor orada."

Kafamı Salih hocaya çevirdiğimde yanındaki adamla ikinci kez yüzleşmiştik. Mert gelmişti ve şuan çirkef bana bakıyordu. Ne var yani kavga edebilir insanlar.

Can salih hocayı sakinleştirmek için cevap verdi. "Birşey yok hocam canım arkadaşım eceyle bir konu hakkında tartışıyorduk biraz sesimiz yükselmiş tartışmanın hararetinden.

"Amam ha başka bir şey olmasında sonra."

"Yok hocam ne olacak bilirsiniz biz canla birbirimizi çok severiz." Mertin gözünde iyice kavgacı birine dönüşmemek için bütün şirinliğimle kurmuştum bu cümleyi ama can beyin ifadesini sonra alacaktım tabi.

"Tamam hadi sınıflarınıza gidin tartışmanızıda daha müsait yerlerde yapın."

Canla birlikte ."tamam hocam." Diyerek salih hocayı ve merti başımızdan savuşturduk. Burda kavga edemeyeceğimiz içinde ikimizde hiç konuşmadan derse girdik. Mert beni nasıl hatırlamıyordu ya bu can meselesi hallolur kaç yıllık arkadaşız da bu mert olayı ne olacak hiç bilmiyorum.

Kendimi hatırlatmalı mıyım acaba?

Sizce ece merte kendini tanıtmak için uğraşacak mı?

Mertin eceyi tanımamasının sebebi ne olabilir?

Bölümü beğendiyseniz lütfen oylamayı unutmayın. İyi okumalar:)

Son defaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin