Bölüm / 5

264 17 7
                                    

"Açtı sonunda gözlerini." Diyen bir teyze dikkatimi çekmişti kendime geldiğimde. Bütün otobüs beni bir koltuğa oturtmuşlardı ve başımda toplanmış bana bakıyorlardı. Gözlerim hemen merti aradı.

"İyi misin?"

"Evet iyiyim merak etme." Diye endişeli bakan merti sakinleştirmek istedim. Eliyle elimi tutmuştu diğer eliyse başımın arkasındaydı. Kendimi toparlamaya çalıştığımı farkedince hemen ellerini çekti.

"Geldik sayılır ayağa kalkabilecek misin?" Mert bu dünya üzerindeki sayılı iyi insanlardan biriydi galiba.

"Evet kalkabilirim sorun yok"

"Tamam sen yinede kolumdan tutun olur mu?"

Tamam anlamında kafamı salladım ve kazağından tutundum. Aşağı indiğimizde karşımızda yine kocaman bir bina duruyordu. Kolundan tutmuş bir şekilde mertin peşinden ilerledim o nereye gidiyorsa bende oraya gidiyordum.

Kapısında masa ve sandalyelerin bulunduğu kantin gibi bir yere geldiğimizde durdu mert. "Sen otur burda ben geliyorum. Şey aç mısın birşey istiyor musun?" Bunu söylerken başıyla kantini göstermişti.

Gösterdiği yere oturup."yok aç değilim saol " dedim.

"Tamam o zmn."diyip kantine doğru gitti.

Bende Oturduğum yerden merti izliyordum onu kaybetmek istemezcesine gözüm her hareketini takip ediyordu.Mert yiyecek ve içeceklerin olduğu bölüme gidip iki tane su aldı. Daha sonrasında kasanın yanına geldiğinde eliyle bir şeyler işaret etti ve kasadaki abi iki tane çikolata verdi onlarıda alıp yanıma doğru geliyordu. Ama gelmesi esmer uzun boylu bir adam tarafından durdurulmuştu.

"Ooo mert bey hayırdır hangi rüzgar attı sizi buraya."

"Diploma işleri için geldim hocam nasılsınız."

"İyiyim ya bak mezun oldun diye bizi unutma gel arada ihmal etme."

"Burda olursam gelirim tabi hocam ama biliyorsunuz yüksek lisans için ingiltereye gideceğim."

"Aa doğru hatırladım.  Neyse artık geldiğinde görüşürüz mutlaka." Adam  kolundaki saate baktı."ben derse geç kalıyorum dikkat et kendine."

"Sizde hocam Allaha emanet olun."

Hocası olduğunu anladığım adamla vedalaşınca hemen yanıma gelip karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Ne kadar aç değilim desende acıkmışsındır şu işleri halledelim bir yere gidip yemek yeriz şimdilik bu çikolatayla bastıralım midemizi."elindeki çikolatayı ve suyu bana uzattı.

"Teşekkür ederim." Dedim elindekileri alırken. Ben bu kadar düşünülmeye alışık değilim oturup burda iki saatte bunun için ağlayabilirdim ama kendimi tuttum. Sanırım ne kadar tutmaya çalışsamda başaramamıştım.

"Ağlıyor musun sen?"

"Ş-şey yok gözüme toz kaçtı."

"Aynen bende inandım."

Kafamı kaldırmadan yeri izliyordum. Gözümden akan yaşları silip bir yandanda çikolatamı yemeye başladım. Mertin benim bu halim hakkında manyak bu kız diye düşündüğüne emindim. Ama herhangi bir şey demiyordu ikimizde sessizdik.

Öğlen ezanın okunmasıyla mert olduğu yerde doğruldu." Ece ben bir namaz kılayım olur mu sonra gideriz kayıt işlemlerini yaptırmaya."

Bu devirde namaz kılan erkek mi? Şaşırmıştım. Bende kılacaktım.

"Bende kılacağım zaten. "

"Tamam gel hadi zaten mescidler yan yana."

"Abdest alabileceğim bir yer var mı peki."

"Var var ben gösteririm sana gel hadi."

Masadan çöplerimizide alıp kalktık. Mertin peşinden yine onu takip ediyordum kapısında mescid,lavabo yazan yere gelince durdu mert.

Eliyle lavabo yazılı yeri işaret etti."Bak burda abdest alabilirsin burda da namazı kılarsın sonra burda buluşalım tamam mı sen beni burda bekle ben gelirim."

Gösterdiği yerleri süzdükten sonra "tamam." Dedim merte. Mert onu onayladıktan sonra hemen karşıda olan erkekler mescidine girdi. Bende önce lavaboya girip abdest almıştım. Uzun süredir başımda duran şalı çıkarttığımda kafama iz yaptığı yerler sızlıyordu. Yavaşça oralara masaj yaptıktan sonra abdestimi aldım ve tekrardan şalımı yaptım. Aynadaki kendime bakarak." Başaracaksın kızım başka yolu yok." Diye motivasyon konuşmamıda yaptım ve mescide gittim.

Üzerimdeki hırkayı çıkarıp mescid halısının üzeride seccade gibi serdim ve namazımı kıldım. Duamıda ettikten sonra dışarı çıkıp mertin gösterdiği yerde onu beklemeye başladım.

Yaklaşık bir saat olmuştu ama gelen giden yoktu. Gelmeyecek mi acaba. Çok yük oluyorum diye beni bırakıp gitti mi?

Erkekler mescidinin kapısına gidip kapıdan içeri baktım ama orada da yoktu.

"Hayırdır kızım birine mi baktın." Uzun sakallı yaşlı bir amca sormuştu bu soruyu.

"Amca kumral uzun boylu birini gördün mü buralarda."

"Yok kızım görmedim."

Amcanın sözüyle iyice yıkılmıştım. Nereye gitmişti bu adam. Beni öylece bırakmış mıydı. Oysa gerçekten güvenmiştim.

O kadar üzülmüştüm ki kalbim belkide ilk kez böyle bir hayal kırıklığı yaşıyordum. Ayaklarım daha fazla bedenimi tartmıyordu olduğum yere çöküvermiştim. Ve yine ağlıyordum evet. Ağlamaktan başka yapabildiğim bir şey yoktu galiba.

"Ağlayıp durma." Dedim kendi kendime sinirle."ne bekliyordun elalemin adamı seninle bu kadar uğraşması bile bir mucizeydi zaten kalkta kendi işini kendin hallet."

Derin bir nefes aldım. Gözyaşlarımı silip kendime gelmeye çalıştım. Yine bir erkek tarafından yarı yolda bırakılmıştım. "Kalk ece kalk hallet şu işlerini." Kendi kendime cesaret vermeye çalışıyordum.  Ama ayaklarım oradan ayrılmıyordu sanki mıhlanmıştı oraya. Çünkü kalbimde bir şey hala mertin gelebileceği ihtimalini düşünüyordu.

Bir yandan gözyaşlarımı silip bir yandanda geçen insanlara bakmaya başladım biraz bekleyeyim gelirdi belki.

Bölüm nasıldı?

Sizce mert eceyi öylece bırakıp gitti mi?

Peki bundan sonra ece ne yapacak kayıt işini halledebilecek mi?

Lütfen oy vermeyi unutmayın...

Son defaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin