19 eylül....
Sonunda o gün gelip çatmıştı. İşte başlıyorduk.
Kendime ufak bir sırt çantası alıp en ihtiyacım olacak şeyleri koydum içine üzerimede denize atmak için üst üste kıyafet giydim. Ve onları inandırmak için yazdığım intihar mektubunu masanın üzerine koydum. Şuanlık her şey yolundaydı. Çantayı sırtıma giyinip ayakkabılarımıda giydim ve ilk iş olarak sahile ilerledim.
Karadeniz gerçekten güzel bir yerdi. Denizi yeşili her şeyiyle ama artık ayrılma vaktimiz gelmişti bu güzel memleketle, üzerime giydiğim hırkayı çıkarıp denize attım boynumdaki atkıyıda kayalıkların üzerine bıraktım.
"Kendine iyi bak Trabzon belki bir daha görüşemeyiz seni özleyeceğim. "
Diyip memleketimle vedalaşmıştım. Burayı gerçekten özleyecektim ama artık gitme vaktiydi. Çantamı tek omuzuma takıp elimdeki doktor maskesinide yüzüme taktım kimsenin tanımaması ,görmemesi lazımdı ve terminalin yolunu tuttum. Terminale geldiğimde gözlerim istanbul inişli otobüsü aramıştı ve işte oradaydı. Derin bir nefes alıp cebimden bileti çıkardım ve arabaya doğru ilerledim. Kapıda gelenlerin biletlerini kontrol eden kırmızı kravatlı beyaz gömlekli abiye biletimi gösterip." 17 numaradayım." Dedim.
Adam bileti inceledikten sonra kafasını kaldırıp"ver bakalım çantanı bagaja koyalım başka bir şeyin var mı."
"Hayır yok teşekkürler."
"Rica ederim arabaya binip yerine oturabilirsin."
"Tamam." Diyerek hemen arabaya binip yerimi aldım. Gerçekten çok heyecanlıydım. Kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Umarım hiçbir sorun çıkmadan halledebilirdim.
Yarın benim için yeni bir başlangıç olacaktı. Yeni bir şehir, yeni bir hayat...
Belki zor olacaktı ama halledeceğime eminim ölmek var dönmek yok artık bu yoldan. Ben yazılım mühendisi olacağım kendime küçük 1+1ev tutup o evde tek başıma mutlu bir hayat kuracağım kimsenin karışmadığı kimsenin söz hakkı olmayan.
Az önce çantamı bagaja koyan abi tek tek herkese nerede ineceğini sormaya başlamıştı. Sehi nerede inecektim bilmiyordum ki. Telefonumda yoktu bakmaya neredeydi şu üniversite. Hatırlamıyordum bir türlü.
"Ece demir siz nerede ineceksiniz."
"Şe-şey ben eminonunde." Diyivermiştim birden. Sanırım istanbulda tek bildiğim yer orasıydı.
"Malesef o tarafa geçmiyoruz anadolu yakasında en son durağımız."
"Tamam o zmn orda ineyim."
"Tamam pendik yazıyorum o zmn."
"Evet tamam."
Orası neresiydi hiçbir fikrim yoktu ama elbet sora sora bulurdum ya. Hele bir gidelimde gerisi gelirdi öyle değil mi?
Derin bir iç çekip kafamı otobüsün camına yasladım. Umarım başarabilirdim herşey güzel olurdu. Gözlerimi kapattım ve arabanın sallantısıyla uykunun derinliğine kendimi bıraktım.
20 eylül...
"Hadi kızım uyan geldik istanbul'a"
Muavin abinin çağırmasıyla yavaşça gözlerimi araladım. Onu onaylamak için hafifçe kafamı salladım.
"Hadi bak bırazdan ineceğin yere geleceğiz toparlanmaya başla."
"Tamam abi saol."
Diyip iyice açılan gözlerimle kendimi doğrulttum. Camdan dışarıya baktığımda heryerde kocaman binaları görüyordum. Trabzonda da vardı elbette ama yinede burası sanki daha büyük daha kocamandı. Arabanın durmasıyla muavin tekrardan konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son defa
Teen FictionDelikanlı mahçupca yaşlı adama defalarca teşekkür etti. "Saol amcacım çok güzel bir hediye bu." Kapıların açılmasıyla adam ineceğe yere gelmişti. Son bir kez baktı delikanlıya. "Bazı bağlar vardır evlat kaybetmeden farketmen gereken. Son defa olduğu...