Dün akşam derslerden dolayı biraz kütüphanede vakit geçirdiğim için eve geç gelmiştim bu yüzden komşum beyi görememiştim. Ama en azından sabah karşılaşmak istiyordum bugün haftasonuydu evet ama o çalıştığı için izin günü pazardır diye düşünüyorum. O yüzden bende gidip bi üniversite havası alıp eve geri gelebilirdim.
Üzerime spor bir şeyler giyip dünkü karşılaştığımız saat gelince hemen evden çıktım. Mert bu sefer erken davranmıştı sanırım üst kattan hiç ses gelmiyordu. Belki duraktadır diye merdivenlerden inmeye başladım eğer duraktada göremessem eve geri dönerdim.
Kapının önüne geldiğimde mertin sesini duydum. Kapının dış tarafında telefonda biriyle konuşuyordu. Tabi ki hemen dinlemeye başladım.
"Tamam canım benim akşama gelicem."
Canım mı? Canın kim?
"Tamam kapatıyorum akşama görüşürüz olur mu öptüm yanaklarından." Diyip telefonu kapattı.
Kiminle konuşuyordu bu adam. Akşama yanına gidecekmiş birde. Kafamdaki düşünceleri savuşturup merti kaçırmamak için hemen evden çıktım. Durağa çoktan geçmiş mertin yanına doğru yürümeye başladım tam durağa geldiğimde bütün sevimliliğimle
"Günaydın." Dedim. Kimmiş şu canı öğrenelim bakalım.Mert de tebessümle bana " Günaydın." Dedi. Ve ee sohbetin devamı nasıl gelecekti. Ne desem acaba düşünürken mert söze girdi.
"Bugün okul var mı ki."
Sohbet etmesinin verdiği hazla otuziki diş sırıtmıştım. Sonrasında ne yaptığımı farkedip hemen kendimi düzelttim ve mertin sorusuna cevap verdim.
"Şey başka işlerim var o yüzden. Peki ya sen işe mi?"
Mert yorgun bir yüz ifadesi yapıp. "Malesef." Demişti. Ve şimdi şov yapma sırasıydı ece hadi bakalım.
"Bu arada sende üst komşumsun hiç hoşgeldin felan diyemedim kusura bakma."
Mert yine bütün sıcakkanlığıyla kocaman bir gülümseme koydu yüzüne. "Sorun değil sende baya yoğun gözüküyorsun dışarıdan ondan unutmam normal."
" şey evet bölümüm biraz zor sanırım ondan."
"Evet biliyorum zor mühendislik."
Nerden biliyorsun çünkü mühendissin. Benim mühendis olduğumu nereden biliyor çünkü geçende fakültede gördü bütün bunların cevabını kendi içimde verdiğim için asıl soruya odaklandım.
"Şeyy sen tek mi kalacaksın. Yani şey evli felansan bende tanışırdım eşinle hem arkadaş olurduk iyi olurdu ondan soruyorum." Bunu sorarken yüzümün domatesten hallice olduğuna eminim ama mertte en az benim kadar kızarmıştı. Ve bir panikle sorumu cevapladı.
"Y-yok ben evli felan değilim. Bekarım yani öyle bir şey yok."
Gülümsedim ve "tamam anlıyorum." Demekle yetindim. Hayatında biri yoktu işte bu bee. İyide kime canım diyordu. Doğrusu evli değilim dedi. Sevgilim yok demedi ki. Off aşk beni mahvettin.
Otobüsün gelmesiyle birlikte ikimizde otobüse bindik. Bu adam yüzünden şimdi gidip boş boş kampüste gezecektim.
Mert geçende yaptığı gibi kalabalıktan beni kurtarmak için cam kenarına çekti ve önüme geldi. Sevgilisi olsa bana böyle davranır mıydı? Ah doğruya ben komşusuyum ondan bu iyi niyeti.
Otobüsün dolmasıyla aramızdaki mesafe daha da azalıyordu. Mesafe azaldıkça ona sarılma isteğimde artıyordu. Ama adam daha benimle düzgün göz teması bile kurmadığı için hangi cesaretle bunu yapacaktım.
Azamızda en az 20 cm boy farkı olduğu için o aşağı bakmadığı müddetçe malesef göz göze gelemiyorduk oysa hep camdan dışarı bakıyordu. Bir insan birine bu kadar bakmamaya uğraşıyorsa kesin bir şey vardır öyle değil mi?
Belkide beni hatırlıyordur. Sorsam mı? Ama hatırlasa neden hatırlamıyormuş gibi yapsın ki off aklım çok karışık.
"Mert."
Seslendiğimi duyunca Mert kafasını aşağı eğip bana bakmıştı.
"Efendim."
Etrafıma yasladığı kollarını gösterdim.
"İnmem gerekiyorda geldik ya."
Mert hızlıca kollarını çekti."Kusura bakma farketmemişim."
Tebessüm ettim. "Görüşürüz." Diyip otobüsten iniverdim.
Kafamı kaldırdığımda giden otobüsten mert bana bakıyordu. Bende gözden kaybolana kadar ona bakmıştım. Sonrasında bomboş olan kampüste ne yapsam diye düşünmeye başladım.
Hayır tanıdık kimsede gelmemişti bugün doğrusu neden gelsinlerki acaba canı felan mı arasam. Bir bankın üzerine oturmuş böyle düşünürken salih hocanın seslenmesiyle yerimden kalktım.
"Ece hayırdır ne yapıyorsun burda."
Omuzlarımı silktim. "Evde canım sıkıldı belki kütüphaneye felan giderim diye geldim hocam."
Salih hoca kafasıyla anladığını işaret etti ." Tamamdır görüşürüz ececim."
"Görüşürüz hocam." Demiştim ama sonrasında aklımda bir ampul yanmıştı. Mert ile ilgili bilgi alabilirdim ben bu adamdan. Kampüse doğru giden hocanın peşinden koşmaya başladım.
"Salih hocam bi bekler misiniz."
Salih hoca seslendiğimi duyunca olduğu yerde beni beklemeye başladı. Yanına yaklaştığımdaysa hemen sordu. "Ne oldu ece."
Salih hocanın meraklı soruşuna hemen cevap verdim. " hocam hani geçende biz cabla kavga ederken yanınızda bir adam vardı.
"Evet mert." Salih hoca konunun nereye gideceğini anlamaya çalışıyor gibi tek kalını kaldırmıştı.
"Evet mert soy ismi korkmaz değil mi?"
"Evet öyle de sen neden soruyorsun ki bunu."
Eee ece buraya kadar spontane takıldın ama şimdi ne diyeceksin.
"Ş-şey hocam bana korkmaz inşaattan iş teklifi gelmişti de acaba bu adamın şirketi mi sizce nasıl iyi mi diye soracaktım." Sonunda mantıklı bir cümle kurduğum için derin bir nefes aldım.
"Haa mert çok iyi çocuktur onların şirketi hatta mert ciosu. "
Daha fazla bilgi gerekiyor hocam ya. Ama nasıl sormalıyım.
"Anlıyorum peki sizce okul bitince orada çalışmalı mıyım?"
"Yani ececim bana sorarsan iyi bir şirket zaten mertte mühendis o yüzden sana her konuda ayrıcalık tanıyacağına eminim."
"Siz baya yakınsınız sanırım mert beyle."
"Evet öyleyiz ondan diyorum eğer seçeceksen için rahat olsun."
"Teşekkür ederim hocam. Çalışacağım kişilerin sizinle yakın olmasına sevindim. Hem belki eşlerinizde tanışıyordur malum sinem ablayıda çok severim."
Tamam konuyu saçma bağlamıştım ama hedefe giden her yol mübahtır.
"Mertin eşi yok ama olsaydı iyi anlaşırlardı mutlaka."
Ya bunu biliyorduk ya sevgilisi onu söyle be adam.
"Ama sevgilisi mutlaka vardır heralde hocam kaç yaşında adam."
Salih hoca tam cevap verecekti ki onun vereceği cevabı ağzına tıkan biri oldu.
"Hayır yok sevgilisi."
Sizce ecenin merakının gitmesine sebep olan bu kişi kimdi?
Mert neden eceye bakmıyordu?
Bölümü beğendiyseniz lütfen oylamayı unutmayın. Keyifli okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son defa
Teen FictionDelikanlı mahçupca yaşlı adama defalarca teşekkür etti. "Saol amcacım çok güzel bir hediye bu." Kapıların açılmasıyla adam ineceğe yere gelmişti. Son bir kez baktı delikanlıya. "Bazı bağlar vardır evlat kaybetmeden farketmen gereken. Son defa olduğu...