Bugün benim için tuhaf birgün olacaktı. Yıllardır en yakın arkadaşımın bana aşık olmasıyla yüzleşecektim hadi hayırlısı bakalım.
Üzerimi giyinip her zamanki gibi durağa geldim. Benim peşimden 5 dakika sonra mertte gelmişti. Günaydınlaştıktan sonra ufak bir sessizlik olmuştu ama mert bunu bozmuştu.
"İyi misin sen."
"İyiyim neden sordun."
"Bilmem biraz düşünceli gibisin."
"Şey evet bi gerçekle yüzleştimde ondan öyleyim."
"Can gerçeği ile mi?"
Şaşkın gözlerle merte bakıyordum nereden anlamıştı. Evde ses yalıtımı yoktu ama bu kadarda olaya hakim olamaz heralde.
"Sen nereden biliyorsun."
"Bende dün anladım aslında."
"Nasıl yani."
"Dün sen sevgilin olmadığını söylediğinde."
"Hala anlamıyorum onu söylediğimde nasıl anladın."
"Çünkü can daha önceden sevgili olduğunuzu söylemişti. Dünde sen asıl olayı anlatınca anlamış oldum."
"Ne zaman söyledi sana bunu."
"Üniversitede tartıştığınız gün."
Duyduklarım gerçekten kafamdan kaynar sular dökülmesine sebep oluyordu.
"Neden böyle bir şey söylesin ki sana."
"Bilmem korkmuş belliki."
"Hiçbir şey anlamıyorum mert açık konuş."
Mert yoldan gözlerini alıp bana bakmaya başladı.
"Eskiden tanıştığımızı ve belki bu durumun aramızda bi yakınlaştırma getireceğini düşünmüştür diyorum ondan dolayıda tedirgin olmuş işte eğer seninde onda gönlün varsa hiç bekleme bence."
"Sen beni hatırlıyordur yani öyle mi?"
"Evet."
"Neden söylemedin peki bunca zamandır."
"Sen neden söylemedin."
"Beni hatırlamadığını düşündüm çünkü mert."
"Bana sorduğun sorununda cevabını vermiş oldun. Sonrasında da tanıdığımı söylememe can olayı izin vermedi zaten."
Mertin beni tanıdığını çaktırmamasına o kadar sinir olmuştum ki.
"İyi olmuş." Dedim ve sinirle gelen otobüse bindim mertte peşimden binmişti. İkimizde birbirimize en uzak yere gitmiştik.
Hiç konuşmadan yolculuğumuz bitmişti ve ben üniversiteye gelince inmiştim. O da bana hiçbir şey deme zahmetine girişmemişti. Bunca zaman beni hatırlıyor ve söylemiyordu. İnanılmaz derecede sinir bozucu bir olaydı bu.
Bunları düşünmekten vazgeçip Canı aradım.
"Konuşmamız lazım."
Can okula gelmemiş olacakki sesi uykulu açmıştı telefonu. "Hayırdır kızım sabah sabah."
"Ne sabahı öğlen olacak ." Saat daha 9du ama olsun.
"Ne öğleni ya hem dersim yok benim."
"Benim seninle konuşmam gerek diyorum anlamıyor musun."
"Biri bir şey mi yaptı ne oldu adres ver çabuk ağzını burnunu kırayım."
"Ne alaka ya ikimizle ilgili."
"Dün barışmadık mı biz."
"Can daha uzatacak mısın yoksa ben mi senin eve geleyim."
"Valla gel derimde gelmezsin biliyorum ondan bekle yarım saate ordayım."
"Tamam görüşürüz."
Okulun bahçesine çıkıp canı beklemeye koyuldum sonunda gelmişti.
"Ne oldu söylesene meraktan çatladım."
"Sen." Dedim yutkunmaya çalışırken." Sen bunca zaman neden söylemedin."
"Neyi." Canın gözlerindeki tedirginliği görebiliyordum.
"Can biliyorum ben artık senin beni sevdiğini."
Karşımdaki kişi candı böyle olaylardan sıyrılmak için sonuna kadar salağa yatardı.
"Kızım bende birşey sandım seni sevdiğimi herkes biliyor zaten."
Ciddi olduğumu belirtmek için gözlerimi gözlerine diktim. "Can yapmaaa." Derin bir nefes alıp devam ettim. "Merte sevgili olduğumuzu söylerken olduğun gibi cesur ol."
"O mu söyledi sana."
Canın artık kaçacak bir yeri kalmamıştı. Pes edercesine konuşmaya başladı. Gözlerinin içi dolmuştu. Onu böyle görmek benide üzmüştü.
"O söyledi veya söylemedi ne fark eder ki."
"Doğru haklısın."
"Bir şey söylemeyecek misin?"
"Ne söylemeliyim. Seni ne kadar çok sevdiğimi mi? Bunu defalarca söyledim aslında ama sen hepsinde arkadaş olarak anlayıp geçiştirdin. Belkide görmek istemedin beni."
Ne diyeveğimi bilemiyordum ne yapacağımıda. Sadece Cana sarılmak gelmişti o an içimden.
"Can bende seni çok seviyorum ama ." Can cümlemi kesmişti.
"Benim seni sevdiğim gibi değil evet biliyorum."
"Öyle olmasa bile ayrılmasın hiç arkadaşlığımız olur mu."
"Olmaz olur mu hiç."
Canla sarılma senfonisi ve ağlama senfonisinden sonra her zamnki gibi olayları şakaya vurup yolumuza devam ettik. Ama benim asıl hesap soracağım biri vardı. Mert.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son defa
Teen FictionDelikanlı mahçupca yaşlı adama defalarca teşekkür etti. "Saol amcacım çok güzel bir hediye bu." Kapıların açılmasıyla adam ineceğe yere gelmişti. Son bir kez baktı delikanlıya. "Bazı bağlar vardır evlat kaybetmeden farketmen gereken. Son defa olduğu...