Merhaba!
Yeni hikâyem Ölümün Elçisi ile başlıyorum inşallah da başarılı olacağım, siz yanımda olduğunuz sürece.
Multimedia'da hikayeye ait video var. İyi okumalar, yeni bölümde görüşürüz canlarım.
İnstagram; olumunelcisi
₪
Mert Erkman, nam-ı diğer Beyin Kırıcı.
Onun gücü; zekâsı ve mantığıydı. Şimdi ne o zekâ ne de mantık vardı diye düşündü, genç adam. Hayatın ne kadar da garip ve adaletsiz olduğunun bir kez daha farkına varmıştı. Uğruna canını vereceği kişi artık yoktu. Türkiye'nin en tehlikeli mafyası birkaç gün önce tüm dünyaya gözlerini yummuştu.
Genç adam, rahmetlinin ofisinde büyük camdan ayaklarının altında olan şehri izlerken her şeyin başına Mert Erkman'ın ikiz çocuklarının geçeceğini düşündükçe sinirleniyordu. Onlardan hoşlanmadığı, sevmediği bir şeyler vardı. Mert Erkman'ın, onun bu düşüncesinden haberi vardı ve onu hep anlayışla karşılamıştı. Genç adam onun ailesinden biri gibiydi, olmayan erkek kardeşi gibiydi.
Ofisin kapısı sessizce açılırken genç adam hiç istifini bozmadı ve arkasında ki masaya doğru yaklaşan adım seslerini dinledi.
"Rahmetlinin eşyalarını aldık."
"Yerine ulaştırın," derken bunu gönülsüz söylemişti. Bu duruma alışmak istemiyordu.
"Yalnız, sana vermem gereken bir kâğıt var, Anıl. Doktoru bugün eşyalarını alırken teslim etti. Mert Abi'nin vasiyetiymiş." Genç adam hızla arkasına döndüğünde kaşlarını çoktan çatmıştı. Masaya ilerleyerek diğer tarafta dörde katlı ona doğru uzatılan kâğıdı hızla aldı. Hissettiği öfke ile kâğıdı açmaya çalışırken dudaklarının arasından bir küfür savurdu. Onu öfkelendiren vasiyetinin neden bu kadar geç ellerine geçmesiydi.
Genç adam, elinde ki kâğıtta bulunan tek cümleyi en az on kere okumuştu. Bu okuma anlamadığından değildi, şaşkınlığındandı.
Onu yerime getirin.
Başını yavaşça kâğıttan kaldırarak gözlerini Mert Erkman'ın masasının üzerinde gezdirdi ve masanın üzerinde, sol tarafta bulunan fotoğrafa baktı. On, on bir yıl önce çekilen Mert Erkman'ın gayri meşru kızı. Melina Mears.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
₪Ölümün Elçisi₪(TAMAMLANDI)
Детектив / ТриллерKüçük kız, sekiz yaşında kalbindeki birini kaybetti. Yıllar sonra acısı hala geçmemişken bu seferde annesini kaybetti. Küçük bedeni ilk önce rüzgâra yakalanmıştı ancak peşinden fırtına gelerek tüm hayatını alabora etti. Gökyüzüne yükseldim dediğinde...