₪41₪Araf

1.6K 84 30
                                    

Herkese merhaba!

Gecikmeden dolayı üzgünüm fakat lise son sınıf öğrencisiyim ve lise yıllarımın son sınavlarını oluyorum. Bu yüzden bölüm gecikiyor.

Bölümü; AlminaKak biriciğime ithaf ediyorum. Multimedia'ya bakmayı da unutmayın.

Düşünce/eleştiri ve oylarınızı eksik etmeyin. Sizi seviyorum, gelecek bölümde görüşürüz...

Zivon yanımdan kalkarken uyku sersemi gözlerimi açmadım. Sol kolumun üzerine yatarken örtüyü üzerime biraz daha çektim. Uykuma geri dönerken uzaktan gelen bir ses duydum. Ses tekrarlanınca yatakta doğruldum ve kapıya doğru baktım. Bir kez daha duyduğumda bu sefer denilenler anlaşılıyordu.

"Melina, yardım et!" Sesin sahibi annemken yataktan kalkmak için örtüyü üzerimden attığım sırada biri arkamdan boynuma ip doladı ve beni yatağın başlığına çekerek boğazımı iple sıkmaya başladı. Arkamı dönüp kim olduğuna bakamıyorken boynumda ki ipten de kurtulamıyordum. Bacaklarım yatağın üzerinde ileri geri hareketler ederken parmaklarımla boğazımda ki ipi kavramaya çalışıyordum. Nefes alamamaya başlamamla akciğerlerimi doldurmaya çalıştım ancak başarılı bir sonuçla karşılaşamadım.

"Annene yardım etsene Belina. Yoksa onunda senin gibi boğulduğunu bilmiyor musun?" Bütün gücüm bir anda yok olmuştu. Vücuduma en ufak bir oksijen girmiyorken yolun sonuna geldiğimi anladım. Kapıdan içeriye biri girerek annemin hareketsiz bedenini yere atarken bende son demlerimdeydim, neredeyse tükenmiştim.

"Hadi anneni kurtar." Ric'in son cümlesi benim de ölümümün başlangıcıydı. Kollarım iki yanıma düştü, bacaklarım hareketlerini kesti ve mavi gözlerimin perdelerini çekerek başımı boşluğa bıraktım.

"Melina, kendine gel!" Vücudumda ki büyük sarsıntı ile kendime gelirken öksürüyordum. Ellerimle boğazımı tuttuğumda hiçbir acı hissetmedim. Karşımda tüm endişesi ile bana bakan bir çift kahverengi göz gördüğümde rahatladığımı hissettim. Bir kâbus daha görmüştüm.

"İyi misin?" Sadece başımı aşağı yukarı sallayarak cevap verebilmiştim.

"Tanrım," derken elleri ile yüzünü kapatarak dirseklerini bacağına yasladı. Onu böyle görünce kötü oldum ve dizlerimin üstüne çıkarak boynundan sarıldım. Boynuna küçük bir öpücük kondurduktan sonra ise mahçup bir şekilde mırıldandım. "Özür dilerim."

Ellerini yüzünden çekerek başını kaldırırken geriye çekildim ve gözlerine baktım. "Beni ne kadar korkuttuğunu biliyor musun?" derken sesi kızgındı. Korktuğu için kızdığını biliyordum. Ona asla kızamazdım. Benim yüzümden onu da üzüyordum.

"Özür dilerim."

"Melina... Kendine ne kadar zarar verdiğinin farkında mısın? Aynı gün içerisinde seni ikinci kez boğulurken görüyorum."

"Uyuya kaldığımı farketmemişim," dedim kısık bir ses ile.

"Sorun o değil. Sorun, asıl nedeni." Yataktan kalktığında elimden tutarak beni de yataktan kaldırdı ve kenarda ki aynanın önüne götürdü. Arkamda durarak omzumun üzerinden bana bakıyordu. "Şu haline bak." Mavi gözlerim aynada yavaşça gözlerimi bulduğunda yüzümde gezdirdim. Mavi gözlerim yorgun bakıyordu. Gözaltlarım hafif kararmaya başlamıştı ve yüzümde ki ifade yorgunluğun belirtilerini taşıyordu.

"O yüzden hemen giyinmeni istiyorum."

"Neden?" dedim ona doğru dönerken.

"Doktora gözükmelisin. Her uyuduğunda kendini nasıl öldüreceğini izlemek istemiyorum," derken son cümlesinde ses tonu yükselmişti.

₪Ölümün Elçisi₪(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin