Bölüm 1|

7K 81 73
                                    

BU GECE BAŞUCUMDA 
Bölüm 1
Bismillah diyorum,
Başlama tarihi ve saat alabilir miyim?

Topuklu ayakkabılarımın çıkarttığı her tak sesinde dahada geriliyordum. Hayır, iş görüşmesine gitmiyordum ya da herhangi bir avukat gibi müvekkiliyle görüşmeye de değil. Veya annelerin ayarladığı, o eski muhallebicide buluşulan görüşmelerden de değil. Biraz daha aykırı bir buluşmaya gidiyordum. Sevişmek istediğim biriyle görüşmeye gidiyordum. Hayır, şaka değil. Ama bazen içimden şaka olmasını diliyordum. Yaptığım belki de büyük bi' aptallıktı. Peki pişman gözüküyor muydum? Hayır. Pişman mıydım? Şu an bilmiyorum. Fakat birazdan öğrenecektik...

Dün konuştuğum adamı cam kenarındaki masada görmemle duraksadım. Derin bir nefes alıp masaya ilerledim. Masaya düşen gölgemle kafasını bana çevirdi. Yüzüme bakıp ayağa kalktı. Yüzüme bir gülümseme yerleştirip elimi uzattım. Uzattığım elimi tutup sıktı. Elimi çektiğimde o da çekip gülümsedi. "Merhaba." diyerek sandalyemi çekmek için yeltendi fakat elimi kaldırıp gerek olmadığını işaret ettim. Ben sandalyemi çekip oturduğumda o da oturdu. "Merhaba, nasılsın?" dediğimde hareket halinde olan beni izliyordu. Konuşmamı bitirmemle yüzüme bakıp cevap verdi. "İyiyim, asıl sen nasılsın?" 

Sesinde ima vardı. Sanki yanlış yolda olduğumu söylüyor gibiydi. Dün gece bahsettiğim mevzuyu açmamam için diretiyor gibi çıkmıştı sesi. Bir ses tonu bütün her şeyi anlatır mı deselerdi, bu anı gösterirdim. Gözlerimi gözlerine çıkarttım. Bu hareketimle gözlerimizi de buluşturmuştum. "Dün geceyi hatırlamazsak, evet iyiyim." deyiverdi. Tek kaşım yukarı kalktığında yüzündeki sert ifadeyi görebiliyordum. Çenesi kasılmış, gözleri dalgındı. Bir şey takılmıştı belli ki aklına. "Neden?" dedim. Onu sınıyormuşum gibi derin bir nefes verdi. Nefesine gözleri de eşlik etti, kafasını birkaç saniyeliğine sol tarafa çevirdi. Camdan bakındıktan sonra tekrar gözlerimizi buluşturdu. "Leyla, saçmaladığının farkında mısın?" dedi. Gergindi, sinirliydi. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti. "Sen bu teklifi yapmadın, ben de bunu duymadım. Buraya da yemek yemeye geldik. Tamam?" 

Başımı salladım aksini iddia ederek. Çünkü öyle değildi ve bunu bu şekilde hor göremezdi. "Saçmalayan sensin esas. Yok buraya şu yüzden geldik, sen bunu söylemedin falan? Hayır. Tam da bunun için geldim ben, ha sen istemiyorsan söyle ben de başka birine söyleyeyim. Zorlamıyorum sonuçta seni. Senin kabul etmek istememen ne benim kararımı değiştirecek ne de beni alıkoyacak!" dedim, çantamı almaya yeltendiğimde kolumu tuttu. "Leyla, hata yapıyorsun. Önünde çok güzel yılların var, daha genceciksin. Emin ol birçok fırsat çıkacak ve belki de sen istemeyeceksin bile. Acele etmene değecek hiçbir şey yokken neden?" diye sordu. Çantamın kolunu hâlâ tutarken gözlerimizi birleştirdim. "Nedenini söylediğimde beni durdurmaktan vazgeçecek misin?" dedim kolumdaki elini gözlerimle işaret ederek. Elini çekti. "İkna edersen evet, vazgeçeceğim." dedi. Sırtını sandalyesine yasladı ve konuşmamı bekledi. 

"İstediğim bir şeyi yapmaktan çekinmiyorum ama seninle sevişmek istememin sebebi, yani daha doğrusu, aramda herhangi duygusal bir bağ olmadığını bildiğim biri olması. Çünkü ben o yataktan kalktığımda mutlu olmak istiyorum. Geçmişe dönüp baktığımda hatırlamak istemediğim biriyle paylaşmak istemiyorum." dedim. Ben konuşurken gözlerini bir kere bile gözlerimden çekmemişti. Sanki söylediklerimi gözlerimden teyit eder gibiydi. 

Başını öne eğdi. Birkaç saniye öyle kaldı. Geldiğimizden beri dik duruşunu bir kere bile bozmamıştı. Hâlâ da öyleydi. "Leyla, abin yaşındayım. Neden... Neden ben?" diye sordu bu sefer. "Deneyimli olsun istiyorum belki." dedim iğneleyici bir ses tonuyla. Gülümsedi. Söylediğime sadece gülümsedi. Belki alaycı bi' gülümsemeydi bu ama ben buna inanmadım. Yüzü birden ciddileşti. Çenesi kasıldı. Gözlerindeki gülümseme silindi. "Kabul." dedi, sesi oldukça hissizdi. Dün geceden beri beklediğim cevabı şimdi almıştım. Lakin ben de herhangi bir mimikte bulunmadım. "Otele mi?" diye sordum. Başını hayır anlamında salladı. "Ya sana ya da bana." dedi bir yandan da ayaklanırken. Onun bu girişimiyle ben de ayaklandım. "Babamlar ben de." dediğimde dehşet içinde yüzüme döndü. Bu sırada restorandan kalkmıştık, çıkışa doğru yürüyorduk. "Babanlar buraya gelmişken birde..." dedi. Resmen sesi beni kınıyordu. Başımı salladım. "Her zaman geldikleri gibi." dedim. Başını salladı sadece. Restorandan çıktık. Onun arabasına doğru yürürken bana baktı. "Sen arabanla gelmedin mi?" dediğinde başımı hayır anlamında salladım. "Arkadaşım bıraktı." dedim. Bir şey demeden arabaya bindiğinde ben de bindim. Arabayı çalıştırdı. "Üç gün yeter mi?" dedim. Anlamayarak baktı. "Sevişmemize." dediğimde derin bir nefes alıp arabayı park ettiği yerden çıkartmaya başladı.  O an hiç beklemediğim bir cevap geldi. "Sen kaç gün istiyorsun?" Sadece yüzüne baktım. "Dört günden fazla ayıramam." dedim. Lafımın bitmesini bekler gibi hemen arkamdan konuştu. "Dört gününü de ayır." dedi. Sesi o kadar soğuktu ki tanıdığım Dinçer değildi bu. Gerçi çok da tanımıyordum zaten. Babamla çalışmışlardı. O kadarını biliyordum sadece. 

"Beni bu kadar sikmek istediğini bilmiyordum." dedim. Saniyelik göz göze geldik. Sonra yoluna bakmaya devam etti. Sonrasında da bu söylediğimi umursamamıştı. Arabada oluşan sessizlik biraz daha öyle durduktan sonra Dinçer'in arabayı kenara çekmesiyle son buldu. Anlamayarak baktığımda, "Hadi gel." dedi ve arabadan indi. 

Arabadan indikten sonra mağazaya baktım. Kadın iç giyimdi. Açıkcası bu kadarını ben de beklemiyordum. Dinçer'in mağazaya yönelmesiyle yanına gittim. Beraber mağazaya girdiğimizde buram buram parfüm kokuyordu. Şekerli bir kokuydu. Tuttuğum nefesi vererek bizi karşılayan kıza gülümsedim. Dinçer arkamdaydı. "Hanımefendiye gecelik için gelmiştik." dediğinde ona döndüm. Bu sırada görevli kız gülümsedi. "Tabii efendim, getiriyorum hemen." diyerek yanımızdan uzaklaştı. Dinçer'e baktım. Hiçbir şey olmamış gibiydi. Tam bir şey diyeceğim sırada görevli kız gelmiş, bir şey diyememiştim. Dinçer bunu fark etmiş olacak ki gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Gözlerimi kısıp baktım ona. Oysa kızın getirdiği modellere bakmak için bir adım öne attı ve elini belime koydu. Geceliklerden birini dikkatlice inceledi. En sonunda eline alıp kenara ayırdı. Anlaşılan bir tane almayacaktı. Hemen arkasından bir gecelik daha beğenip kenara koydu onu da. 

Bana baktı. "Denemek ister misin?" dediğinde kararsızlıkla geceliklere baktım. Kendim de bir gecelik seçip kenara ayırdığımda başımı evet anlamında salladım. "İsterim." Hayhay dercesine bana bakıp sonrasında görevliye döndü. Görevli kız "Bu taraftan efendim, eşlik edeyim size." dedi. Önden giderken peşine takıldım.  Dinçer'se olduğu yerde kaldı. Kabine vardığımızda görevli kıza döndüm. "Teşekkür ederim." diyerek kabinin perdesini çektim. Başlasaydı benim perdeli kabinle mesai. Gerçekten gerek var mıydı buna ya? Perdeli kabin mi kaldı kardeşim.

Üfleye püfleye üstümdeki elbiseyi çıkartıp askıya taktım. Geceliği elime alıp inceledim. Beyaz ve satendi. Göğüs kısmının üstünde dantel işlemeler varken sırt kısmında da aynı işlemeler vardı. Karşıdan bakınca dümdüz elbise bile denebilirdi aslında. Fakat geceliğin dikiş kısımları yok, sadece iple birbirine bağlanmış iki parça vardı. Mini boydaydı. Üstüme geçirdiğimde vücuduma oldukça bol gelmiş ve kenarındaki ipli kısımlardan bedenimin yan tarafları gözüküyordu. İplerini tutup sıktığımda gecelik tam üstüme oturmuştu. Hâlâ yandan vücudum gözüküyordu ama bu sefer gecelik üstüme oturduğu için fazlaca feminendim.

Kendime aynadan bakarken tak tak sesi geldi ve arkasından perdeyi açıp giren birisi. Hızlıca arkama baktığımda Dinçer kabindeydi. Perdeyi kapatmış bana bakıyordu. Kaşlarımı çattım. "Ne yapıyorsun?" dedim sinirle. Aslında mesele kabine gelmesi değildi. Ya da korkmam. Korkmamıştım zaten, gelen Dinçer'den başkası olamazdı. "Bakmak istedim, sen içerde bu kadar uzun kalınca." deyiverdi. Gözlerimi devirip aynaya döndüm kendime bakarken o da arkamdan aynaya bakıp beni süzmüştü. Gözleri baştan aşağı bir tur attı, en sonunda da gözleri gözlerimi buldu. "Ya kararımdan vazgeçseydim? O zaman n'olacaktı?" dedim. Güldü. "Vazgeçmeyecektin. Gözlerinden belliydi. İnan bana Leyla, gözlerinde gördüm o isteği. Ben kabul etmesem bile başkasını bulacağını da." dedi. Bir şey demedim.

Geceliğin askısında olan elim, eline çarptı. Aynadan gözlerine baktım. O da bana. Askındaki eliyle geceliği düzeltti. Hemen arkasından elleri kollarıma, oradan da belime geldi. "Taşıyorsun geceliği." dedi. Başımı olumlu anlamda salladım. Aynı fikirdeydim. Gözler hâlâ gözlerimdeydi. Aynada ikimizi birden süzmüştü sanki. Yalan yoktu, yakışmıştık. Ve sanki o bundan memnunmuş gibi davrandı. Belimdeki eliyle beni kendine doğru çevirip dudaklarımızı birleştirdi.

Bölüm sonu.
Hopppala paşam! Uzun zaman sonra beraberiz. Görüşmeyeli nasılız?
Ben de iyiyim.
Ve tekrar uyarayım, eğer yetişkin içerikten rahatsızsanız okumaya devam etmeyin. herhangi bir sorumluluk kabul etmiyoruz.

Bu Gece Başucumda +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin