Bölüm 9|

2.3K 60 46
                                    

Sabah, gelen su sesiyle uykum açılmaya başladı. Göz kapaklarıma çarpan ışıkla gözlerimi açtım. Etrafa bakındığımda kendi odamda değildim ve başım ağrıyordu. Yatakta doğruldum. Otel odasında da değildim. Bir kadın odası olduğu barizdi. Karşımdaki makyaj masası en büyük açıklamasıydı bunun. Neredeydim ben? Hiçbir şey hatırlamıyordum. Kıyafetlerime bakındığımda yerde olduğunu gördüm. Of, hadi ama! Fazla klişe olmadı mı? Yataktan çıkıp üstümü giyinmek için yere eğildim. Bir şeyler olmadığına emindim çünkü en son locadaydım. Beynimi biraz zorladığımda dün geceye dair birkaç şey hatırlamaya başladım.

Üstümü giyindiğimde, kesilen su sesiyle odadaki banyonun kapısına baktım. Birkaç saniye sonra açılan kapıyla içeriye dün pas vermediğim kız girmişti. İnsan doğru düzgün adını bilmediği biriyle yatabilir miydi? Evet, peki ben yapmış mıydım? Hayır. Ben ikisinide yapmamıştım. Emindim. Kız bornozla içeri girdi. Kız demesek mi artık, ayıp oluyor da. Nilgün.

Nilgün içeriye geçtiğinde herhangi bir şey demeden ve göz temasında bulunmadan dolabına ilerledi. "Ben çıkayım en iyisi." diyerek kapıya adımladı. Zira yanımda giyinmesi hiç etik ve hoş olmazdı. Zaten aramızda bir şey geçmemişti. Gerekte yoktu. Yanından geçerken kolumdan tutarak durdurdu. "Sormayacak mısın dün geceyi?" dedi. Ben kendimden emindim, neyi soracağım? Başımı olumsuz anlamda salladığımda bu ona yeterli olmuş olacak ki, saçındaki havluyu çıkartıp eline aldığında konuşmaya devam etti. "Dinçer, dün gece locada sızmıştın. O arkadaşında Lale'yi alıp siktir oldu gitti. Seni orda bırakınca görevlilerden birisi tanıyıp tanımadığımı sordu. Tanıdığımı söyleyince de götürmem için rica etti." dedi. Burak'tan bahsediyordu. Ulan Burak, ulan! Zaten sen içeceksin, beş dakika sonra da herhangi bir kadını külkedisi sanmayacaksın. "Sağ ol." dedim soğukkanlılıkla. Çokta bir şey yapmamıştı.

Lafına devam etti. "Nerede oturduğunu bilmediğim için de evime getirmek zorunda kaldım." dedi. Getirdim o kadar, bir de soyayım da öyle yatırayım mı dedin? Tamam kendince iyilik yapmışsın sağ ol ama yapmasan daha iyi olurdu. Orası, sürekli gittiğim bir yer olduğu için ev adresim mevcuttu. Rezidanstaki evin adresi. Zaten rezidansa vardığımda da görevliler tanıdığı için gerisini hallederlerdi.

Bir şey demeden dinlemeye devam ettim. "Arabaya bindirdiğimde bilincin yerindeydi, daha sızmamıştın. Birden kendine çektin, öpüştük." dedi. Hayır, biz öpüşmemiştik; sen dudaklarıma atıldın. "Nilgün." diye müdahale etmek istediğimde eliyle durmam için işaret verdi ve konuşmaya devam etti. İşaretine uyarak onu dinledim. "Daha sonra eve geldiğinde de terlediğini söylediğin için üstünü çıkarttım. Başka hiçbir şey geçmedi aramızda. Zaten bana pas vermeyen biriyle yatacak kadar düşmedim henüz." diyerek lafını tamamladı. Laf mı soktun şimdi, hem de seninle yatmadım diye. Seninle yatmak istemediğim için mi laf yiyorum. Ne?

Başımı hafifçe salladım. Onu düzelterek konuştum. "Biz öpüşmedik." dedim. Yüzü şaşkınlığa büründü. "Emniyet kemerini takarken ellerini belime sardın sonra kendine çektin..." diye devam ettiğinde bu sefer ben onu durdurdum. Karşımda çok güzel bir oyuncu vardı ama söyledikleri buraya kadar doğruydu. Hatırlıyordum. "Ben sana aramızda bir şey geçmeyeceğini söyledim sense bunu dinlemeyip beni öpmeyi tercih ettin!" dediğimde bu sefer daha da şaşkınlıkla baktı. Oynuyordu benle. Aptal yerine koyulmaktan nefret ediyorum Nilgün, haberin olsun.

"Bana karşılık verirken öyle demiyordunuz Dinçer Bey?" dedi ukalaca. Ne saçmalıyorsun? Karşılık falan vermemiştim. Resmen taciz edilmiştim ve neredeyse suçlu çıkartacaktı beni. Bir şey demedim. Çenem daha da kasıldı. Sinirlenmeye başlıyordum. "Ben sana karşılık vermedim Nilgün. Sen dudaklarını dudaklarıma bastırdın. Öpüşmedik bile. Başka da bir şey geçmedi aramızda." dedim. Sesim oldukça sert çıkmıştı. Tek kaşı havalandı. "Hâlâ geçmeyeceğinin garantisi yok ama..." dedi. Bana bir adım ilerlerken tam karşımda durdu. Aramızda yaklaşık iki adım vardı. "Var Nilgün, gece yapmadığım şeyi şimdi mi yapacağım?" dedim. Güldü. Alay edercesine güldü. "Belki de hatırlamak istersin diye dokunmamıştım." diyerek bir adım daha attı. Eli, bedenime dokundu. Ne saçmalıyorsun be kadın? İstemiyorum işte, kaba mı olayım, onu mu istiyorsun?

Bu Gece Başucumda +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin