Bölüm 8|

2.2K 52 51
                                    

BU GECE BAŞUCUMDA
Bölüm 8

Kulaklarım uğuldamaya başladı. Nefes alamıyordum sanki. Bu da yetmezmişcesine kalbim teklemeye başladı. Kalbim öyle hızlı çarptı ki dayanamadım bu kadar hızlı olmasına. Nefes alışım zorlaşırken öylece babama bakıyordum. Nasıl yani, biliyor muydu her şeyi? Anlamış mıydı?

Öyleyse bile sonuna kadar inkar, Leyla. Sevmediğin biri bile olsa kimseyi harcayamazsın. Ne? Harcayacak hâlim tabiki de yok, saçmalama. Derin bir nefes verdim. Kulaklarımın uğuldaması devam ederken babama baktım. "Ne?" diyebildim sadece. Daha fazlası çıkmadı ağzımdan. Şaşkınlığım ses tonuma karışmıştı.

Babamın kaşları çatıldı. Anlamayarak bana baktı. "Bilekliğin Dinçer'deydi." dedi. Daha çok bunu soru sorar gibi söylemişti. İçimi bir korku kapladı. Gerildim. Ellerim titremeye başlamıştı. "Nesrin'deydi." diye aksini iddia ettim. Sesimin titrememesi için özen gösterdim. Keza başarılı da oldum. Baba unuttuğun bir şey var, ben avukatım.

Babam gözlerini kıstı. Yüzümü okuyordu. Sanki en ufak bir mimiğimde anlayacak gibi baktı bana. Yalan yok, anlardı. Onun kızıydım. O anlamayacaktı da kim anlayacaktı? Mimiklerimi sabit tutmaya çalışırken daha da gerildim. Derin bir nefes alıp verdiğim de biraz daha iyiydim. Gözlerimi sıkıca kapatıp açtıktan sonra gözlerimi babamın gözlerine diktim. "Sen kendine damat mı arıyorsun?" dedim. Zeytinyağı taktiği başlasındı.

"Benim öyle bir amacım yok Leyla, bunu sen de çok iyi biliyorsun." dedi, kaşları hâlâ çatıktı. Histerik bir şekilde güldüm. "Önce Ozan, şimdi Dinçer?" dedim. Yalan değildi, sıradan ilerliyordu. Babamın kaşları aniden havalandı. "Hangisini istiyorsun?" dedi imayla. Baba saçmalama ya, lütfen. Başımı hafifçe eğdim.

Ozan, bir zamanlar canımdan çok sevdiğim adam. Her şeyden vazgeçebilecek kadar aşktan kördüm. Tam bir aptal aşıktım. Tabii terk edileceğimden bir haber. Hayalleri için benden vazgeçmişti. Sorun hiçbir zaman hayallerinin peşinden gitmesi değildi. O, hayallerini kovalarken beni yanında istememişti. Daha doğrusu, bana ayıracak bir geleceğinin olmaması. Sahi ya, tam olarak böyle demişti. Leyla, sana ayırabilecek bir geleceğim yok. Şimdi gelipte hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu aptal herif.

Dinçer, hayatımda iki, bilemedin üç kez gördüğüm biriydi. Utanmadan kızların gazına gelip sevişmeyi teklif etmiştim. Başta kabul etmemişti evet, ama sonunda başarılı olmuştum. Sevişmiştik. Tabii bu ona sevişmek demese de, benim lügatımda öyleydi. Sevişmiştik. Ve ben, pişman değilim. İlk yemeğe giderken oldukça tereddüt etmiştim, hatırlıyor musunuz? İyi ki gitmişim, çünkü yaşadığım belki en güzel günlerden biriydi. Dinçer'le geçirdiğim günler. Bana abilik taslamaya devam etseydi bunları yaşar mıydık, bilinmez. Ama yaşadıklarımı inkar edemezdim, aldığım tutku akıl almaz derecede güzeldi.

Düşüncelerimi bir kenara attım ve hüsranla babama baktım. "Şaka mı yapıyorsun?" dedim. Babamın yüzündeki ifade iyice ciddileşti. Oldukça ciddiydi. "Leyla. Aranızda ne var?" diye sorusunu yineledi. Gözlerinin içine baktım. "Hiçbir şey yok, bugün annemle senin yanına gelmesem o adamı tanımam bile!" diye çıkıştım. Ses tonum oldukça sertti. Gerilmeye başlıyordum. İçim içimi yemeye başladı fakat renk veremezdim.

Ayrıca hayır, tanırdım. Her yerini, her zerresini ezberlemeye başlıyordum. Sürekli dip dibeydik. Mesela gözleri, koyu kahverengiydi. Kaşınının şekli yüzünden yüz ifadesi biraz daha sert gözüküyordu. Dudakları oldukça dolgun, yanakları kemikliydi. Ancak güldüğünde yanakları belli oluyordu. Burnu top gibiydi. Mizacı dışardan oldukça sert dursa bile, içi öyle değildi.

Bu Gece Başucumda +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin