9.bölüm

8.7K 246 59
                                    

Yazardan

Yavuz balkonda oturmuş bir elinde sigara düşünüyordu. Bazen gözleri dalıyor ne düşündüğünü unutur oluyordu. Sonra birşey sirkiliyor sigarasının kendisine zarar verdiğini kendisini içten içe bitirdiğini hissetsede vezgeçemiyordu bir nefes daha çekiyordu içerisine. Aklına efsun geliyordu 'küçük karısı' daha karısı olmasada yakında olacaktı. *Efsunlu kadın* ne kadar da  uyuyordu bu isim ona. Yavuz artık hissediyordu sadece yavuz değil efsun da bunun hislerini yaşıyordu. Efsun artık bir kız değil kadındı. Erken yaşta kadın olmaya mecbur bırakılmış bir kadın. Halen daha bakire olsada hem ruhen hemde bedenen bir kadının bile kaldıramayacağı şeyler yaşamıştı. Bu yaşadıklarını anlatmasada o masum gözlerine bakan biri bir bakışta anlardı masumluğunu. Bu düşüncelerin daha fazla mahkumu olmak istemediği için yavaşça yerinden kalkmış odasına doğru gidiyordu. Efsunun kapısının önüne gelince adımları birden yavaşlayı verdi. Sonra efsunun yanına gitme düşüncesini  hemen kafasından def edip hızla odasına girip huzursuz bir uyku uyudu efsunun aksine.

Sabah dün akşamın aksine efsun huzursuzdu. Bugün Yavuz göreve gidiyordu. Ne zaman gideceği belli değildi aslında belliydi ama efsun bu zaman dilimini bilmiyordu. Gerçi bilse ne hacet gitmesini engelleyemezdi. Yavuzun hayatında bulunduğu durumdan dolayı değildi engelleyememesinin nedeni yavuzun görevi buydu bu yüzden engelleyemiyordu. Efsun bu düşüncelerin esiri olurken yavuz evde değildi. Sabah erkenden bahardan aldığı bilgiyle yola çıkmıştı. Nereye mi gidiyordu çok acayip gelecek olabilir çünkü Yavuz ilk defa pastaneye gidiyordu. Pastaneye gitmesinin nedeni ise Efsundu. Efsunun bademli kurabiyeyi sevdiğini biliyordu bu yüzden erkenden çıkıp almaya gitmişti şuan ise pastaneye yeni yeni girmişti.

"Merhaba buyrun ne istersiniz"

"Ben bademli kurabiye bakacaktım"

"Ee maalesef bademli kurabiyemiz kalmadı ama başka kuru yemişli kurabiyelerimiz var yada meyveli falan buyrun burda kurabiye çeşitlerimiz istediğini söyleyin vereyim hemen"

Yavuz sinirle soludu tamda kendisinin alacağı gün biterdi dimi

"Tamam teşekkürler ben bademli arıyodum"

"Birşey değil gene bekleriz"

Yavuz sinirle başka bir pastane aramaya başladı.

Efsun ise evin her tarafını gezmiş ama Yavuz'u bulamamıştı nasıl yani kendileriyle vedalaşmadan mı gitmişti oturma odasında otururken melek anne gelmiş hemen efsunun yanına oturarak birşeyler olduğunu sezmiş gibi sorusunu sormuştu

"Noldu kızım nedir bu suratında ki ifade"

"Anne yavuz evde yok bizle vedalaşmadan gitmez dimi"

Melek anne birşey diyemedi çünkü oğlu vedaları sevmezdi bu yüzden çoğu zaman vedalaşmadan giderdi. Bunu efsune söylemeye çekinir gibi baktığında efsunun kendisine olan korku dolu bakışları gördü.

"Anne birşey söylesene"

"Kızım yavuz çoğunlukla bizimle vedalaşmaz ama belki se-"

Melek annenin sesi efsunun hıçkırmasıyle kesildi. sonra kapının zil sesi duyuldu melek anne ayağa kalkarak kapıya giderken bir yandan da efsunla konuşuyordu.

"Kızım ağlama"

Efsun hiç tınlamamış gibi ağlamaya devam ediyordu. Yavuz ise kapıya gelmişti zile bastığı vakit içerideki ağlama sesini duydu ne olmuştu ki bu şekilde biri ağlıyordu. İçerisine korku tohumleri ekilmişti. Sonunda kapıyı açan melek anne yavuzun geldiğini görünce sevinçle gülümsedi.

"Ana içerde kim ağlıyo böyle"

Melek anne nedenini söyleyecekken Yavuz hemen kenardan sıyrılıp oturma odasına gitti. Elinde halen daha kurabiyeler vardı onları hemen ordaki masaya bırakarak efsuna doğru hızlı adımlarla giderken ağzından efsunun ismi döküldü

ASKERİN KÜÇÜĞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin