17. bölüm +18

9.5K 292 95
                                    

Bazen birisi var dersin bütün derdini unutturan, yanında kendini bulutların üzerinde hissettiğin birisi. O birisi gelince İçindeki o unuttuğun boşluğun dolduğunu hissedersin. Bu his öyle muazzam bir histir ki sana bu hazzı yaşatan kişiye dört elle sarılırsın. İşte benim hayatımdaki o birisi: Yavuzdu, Hayatımdı, bütün ömrüm boyunca içimdeki o boşlukta aradığım kişiydi. Bu hissi şimdi daha da iyi anlıyordum.Peki ya dudaklar bir insanın dudakları nasıl ilaç olabilirdi? Belkide ilaç olan  dudaklar değil bizim o dudaklara yüklediğimiz anlamdı.

Şuan da benim dudaklarımı örten bu dudaklara yüklediğim anlam çok büyüktü. Bazen içimdeki bu anlam ve dolu dolu hislerden ölesiye korkuyordum. Hayatımda bu zamana kadar hissetmediğim bu hisler ya bir andan kaybolup giderse? İşte bu düşünce hiçbir zaman aklımın köşesinden çıkmıyordu. Oraya yuva kurmuş minik minik ele geçiyordu aklımı. Ama bu korkuyu unuttuğum zamanlarda oluyordu şuan da olduğu gibi. Ben şunu anlıyorum ki dudaklar,eller,bir insanın bedeni insana herşeyi unutturabilirdi. Dünyadan bütün iletişimini kesip sadece kendisine ve o ana odaklayabilirdi. Şuan da karşımda duran ve dudaklarımda hüküm süren bu adam tamda anlattığım şeyleri yapıyordu. Deyim yerindeyse ayaklarımı yerden kesiyor içimi anlamsız bir mutlulukla dolduruyordu. İşte ben bu adama aşıktım. Bir insan bir insanı ne kadar çok sevebiliyorsa işte o kadar çok seviyordum onu.

Sevmeyi en çokta sevilmeyi bilmediğimi düşünürken farkettiğim bu hisler kalbimi okşuyordu. Hayatımdaki herşeyin ilki olan bu adam ilk öpücüğümün de sahibiydi.

...

Kahvaltı masasında yavuzla birlikte yemek yiyorduk. İkimiz de ağzından hiçbir kelime çıkmıyordu. Çok sevdiğim sesini duymama izin vermiyordu. Belki ben birşey dersem konuşur diye düşünerek cümlemi sıraladım.

"Yavuz bugün dışarıya çıkalım mı?"

Tepkisine bakmak için kafamı ona çevirdiğimde yemeğini yemeyi kesmiş sigarasını içtiğini gördüm. Halen daha ben hiç konuşmamışım gibi sigarasını içerek dışarıya bakıyordu. Tekrar seslendiğimde gene duymamış gibi yaptı.

Ne yaptığıma anlam veremiyordum. Öpüşmemizinden sonra üzerimi değiştirip yemeğe inmiştik. Acaba yanlış birşey mi yapmıştım. Kaçan bütün iştahım ile masadan kalktım. Odaya gidip birazcık dinlenmek istiyordum. Masadan kalkıp birkaç adım atmıştım ki Yavuz'un sesini duydum.

"Yavrum nereye?"

Onun bana yaptığı gibi dediklerini duymamışım gibi yaptım.

Tekrardan seslendiğinde merdivenlere kadar gelmiştim.Gene dediğini duymamış gibi yaptım. Ben merdivenden çıkarken arkamdan gelen ayak sesi Yavuz'un arkamdan geldiğini gösteriyordu. Hem beni takmıyor, duymamış gibi yapıyordu hemde peşimden geliyordu. Adımlarım daha da hızlandığında Yavuz'un arkamdan daha da hızlı geldiğini duydum. Hızlı hızlı yürümeye çalışırken kendimi bir anda Yavuz'un kucağında bulmamla ağzımdan bir çığlık kaçtı. Bir anda kucağına aldığından dolayı büyük bir korku yaşarken kollarım hızla boynuna dolandı.

Ben ne yapıyorsun demeye kalmadan kucağında pozisyonumu değiştirdi. Artık bedeni ayaklarımın arasındaydı. Ben halen daha şok içindeyken beni duvara yasladı. Kalbim ağzımda atıyordu. Neden bu şekilde anı hareketler yapıyordu ya kalbime mi indirmek istiyordu. Bacak aramda hissettiğim sertlik ile hafif bir irkilme yaşadım. Yavuz da irkildiğimi görmüş gibi edepsiz edepsiz konuştu:

"Hayırdır yavrum büyüklüğü korkuttu mu?"

Utançla kafamı göğüsüne gömdüm. Gerçekten de dediği gibi çok büyük hissetmiştim. İnşallah hissettiğim kadar büyük değildir.(Daha da büyük askim jznxjxhdjsjsjbsjsnsnzjs kocaman bir kocan var) sertliğini tekrardan bana bastırdığında ağzımdan istemsizce bir inilti çıktı. İniltim ile daha da utanmıştım. Yavuz ise sanki mümkünmüş gibi kendisini daha da bana bastırmaya başlamıştı. Kasıklarım yanıyordu, kadınlığım sızlıyordu ve bunların olmasının sebebi şuanda duvar ile arasında olduğum kocamdı. İçimdeki korku artık yok olmaya başlamıştı. Ne olursa olsun yavuz bilerek canımı yakmazdı. Hem çokta acımayacağını söylemişti.

ASKERİN KÜÇÜĞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin