"Lexi yeter." kolunu omzuma attı "hadi gidelim."
"Niall!" geri çekildim ama başım dondugunde tekrar ona tutundum "eğleniyoruz."
"Sen eğleniyorsun.Ben bebek bakiciligi yapiyorum."
"Şikayetçi misin?" ellerimi belime koydum.
"Evet." kolumu yakalamaya calisti "yeter Lex! Gidiyoruz!" beni kucağına aldi.
"Hey! Bu çok güzel!"
"Eminim oyledir."
Beni arabanin koltuguna biraktiginda kollarinin sicakligindan uzaklasmak rahatsiz etmisti.Onun arabaya binmesini bekledim ve sonra koltukta kivrildim.NIALL
Tekrar kucagima aldim ve arabanin kapısını kapatmasi için birine işaret ettim.
"Niall."
"Buradayım."
"Midem bulanıyor."
"Biliyorum canım." alnını öptüm "geçecek."
Merdivenlerdeyken babam odasindan cikti.Ne oldugunu anlayamadi ama Lexi'yi gördüğünde gülümsedi.Onu herkes severdi.Odamin kapisini acmamda bana yardim ettikten sonra çıktı.Lexi'yi yavasca yatağımın üzerind biraktim.Uzerini örttükten sonra yatağa oturdum.
"İyi misin?"
Kafasını salladı.
"Şimdi aşağı iniyorum ama hemen gelirim."
Ceketimi çıkarıp sandalyeye fırlattıktan sonra odamdan çıktım.Babam kapida beni bekliyordu.
"Nereye?"
"İrlanda'ya gidiyorum .Uçağım gece."
"Ah,doğru.Unutmuşum.Ne zaman gelirsin?" onu takip ederek merdivenlerden indim.
"Bilmiyorum." elini omzuma koydu "dikkat et oğlum.Kendine ve Lexi'ye.Onun korunmaya daha çok ihtiyacı var unutma."
Kafamı salladım "biliyorum.Dikkat ederim."Kafamın koltuktan dusmesiyle sarsilarak uyandim.Etrafa bakındığımdq koltukta uyuma sebebimi anladim.Koltuktan kalktım ve yatağın yanına gittim.Yerde dizlerimin üzerinde oturarak Lexi'ye baktım.Anlatamayacagim bir güzelliği vardı.Saclarının yastıkta dağılışı,dudaklarinin şekli,kirpiklerinin titreyisi sanki tanrı tarafindan özenle yaratılmıştı.
Dün gece onu evine götürebilirdim,Kate onunla ilgilenirdi.Ama sadece götürmek istemedim.Sadece burda olsun istedim.Benim evimde,benim odamda,benimle uyansın istedim.
Saate baktığımda işe gitmemiz gerektiğini farketmiştim.Saclarını oksayarak alnından öptüm.Güzel kirpiklerini kırpıştırarak gozlerini açtı.Bana baktıktan sonra arkasına donerek kafasini ortunun icine soktu.
"Kalkman gerek."
"Hayır."
"Lex.İşe gitmelisin."
"Başım ağrıyor."
"Biliyorum.Yataktan kalkıp benimle gelirsen bir çaresine bakabiliriz."
"Uyumak istiyorum."
"Lexi hemen yataktan kalkıyorsun."
Kızdığımı anlayınca yaramazlık yapmış çocuklar gibi yavaşça bana döndü "eve gitsem?"
"Bak..artık çocuk değilsin.Sorumluluk sahibi bir kız olman gerek ve buna işine giderek başlayabilirsin." örtüyü uzerinden cektim "gitmek istemiyorsan bugün bende gitmem ve biraz vakit geciririz ama bu bir daha olmayacak."
Kafasini salladi "tamam." yataktan kalkarak bacaklarini asagiya sarkıttı.
Esnerken onun güzelliğini biraz daha izlemek için gülerek ona baktım.LEXI
Niall garsonla konuşurken elbiseyi aşağıya çektim "tamam mı?"
Kafasını salladı "tamam." elbiseme baktı "kısa değil mi?"
"Biraz ama sorun yok."
Sandalyeyi benim için çekti.Ben oturduktan sonra o da oturdu.Garson hemen yanimizdaydi.Niall siparisleri verdikten sonra yalniz kaldık.
"Beni yordun."
"Teklif senindi." dirseklerimi masaya koydum.
"Haklısın.Şikayetçi değilim." elimi tuttu.
Sadece gülümseyebildim.Elimi çekmem gerektiği konusunda kendimle tartışıyordum.
"Niall Horan."
Kafamı kaldırdığımda Harry Styles tüm egosuyla karşımda duruyordu.
"Harry." nefesim kesilmişti.
"Nasılsın?" Niall'a bakarak konustu.
"İyiyim." Niall da onun kadar kibirli görünüyordu "ziyaretini neye borçluyum?"
"Yemeğe geldim ve iş arkadaşımı gördüm.Tabiki ziyaret edecektim." gülümsedi.
"İş arkadaşı." Niall kahkaha attı "evet.Beni gördün ve gidebilirsin Styles."
"Niall." olası bir kavganın önlemini alıyordum.
Saçını düzeltmek icin kolunu kaldırdığında parfüm kokusu bana gelmişti.Bana küçümseyici bir bakış attıktan sonra tekrar Niall'a döndü.
"Biraz kabasın."
"Evet Harry gidebilirsin.Tartışma istemiyorum."
Bana döndü "üçüncü nerede? Dün geceki çocuk.İyi gorunuyordu.Adı neydi? Ah,Tom."
"Seni ilgilendirmez."
"Haklisin." eliyle omzumu oksadiktan sonra "gorusuruz." dedi ve arkasina dondu.
Gozlerimle onu takip ettigimde.Gördüklerim karşısında gozlerim yanmaya başladı.Beth Harry'nin oturduğu masada oturuyordu.
"Hey.Sakin ol." Niall parmaklarımı bardağın üzerinden çekmeye başlamıştı.
"Hayır,hayır.Yanlış görüyorum,değil mi?" beklentiyle baktım.
Tek yaptığı kafa sallamaktı "Gitmek ister misin?"
"Hayır.Gidecek biri varsa o."
Ellerimizi birbirine geçirdi "bak.Seninle onları izleyerek berbat bir gece geçirmek istemiyorum.Onu burada görmek seni yeterince üzdü."
"Tamam." kafamı çevirdim "bakmıyorum."
-
"Yeter." gülerek bardağı elimden aldı "bu altıncı bardak."
"Çocuk değilim."
"Öyle davranıyorsun." elini kalırarak garsonu çağırdı "sarhoş olmadığın bir günü sonlandırmak istiyorum."
"Şanslısın,bende.." gülümsedim "zaten onlari izlemekten sıkıldım."
Masadan kalktim.Niall ceketimi giymem icin bana yardimci olduktan sonra çantamı aldim.
"Bu ayakkabılarla zor oluyor." dedim.
"Biraz dayan.Arabada cikartabilirsin."
"İzin vermene sevindim." ellerimi birbirine vurdum.
Arabanin kapısını benim için açtı.Ayakkabilarimi çıkarmak icin eğildiğimde başım ciddi sekilde döndü.Elimi ilk attigim yeri sıkıca kavradım.
"İyi misin?"
Kafami salladim "hayır."
"Çünkü sarhoşsun."
"Sarhoş değilim.Gerçekten.Tamam biraz yakınım ama değilim."
Sesimi taklit ederek dedigimi tekrarladiktan sonra arabayi sağa cekti ve bana egildi.Emniyet kemerine uzandi.
"Kendim yapabilirdim."
"O zaman yapsaydın."
Kafasini kaldirip bana bakti.Nefesini yüzümde hissettigimde elimde olmadan geri çekildim.Gerildigimi anlamis olmali ki hemen uzaklaştı.
Arabayi tekrar çalıştırdı.
"Sence ateş var mıdır?"
"Sanmıyorum.Çok soğuk."
"Bakalım mı?" ona doğru dönerek koltuğu geriye yatırdım.
"İyi değilsin."
"İyiyim,Niall.Lütfen.Eskiden hep giderdik."
"Tamam.Çok istiyorsan."
Arabayı sağa döndürdü ve sahile doğru olan yolda devam etti.Kocaman ateşi gördüğümde sevinçten çığlık attım.Emniyet kemerimi çıkardım ve hemen ayakkabılarımı giydim.
"Gidecek miyiz?"
"İstemiyor musun?" istekli olduğumu daha fazla nasıl belli edebilirim bilmiyordum.
Tekrar ataşe bakti.Sonra bana baktı ve arabayi durdurdu "gidelim."
Arabadan indim ve hızla yürüyerek ateşe yaklaştım.
"Chloe!" el salladım.
"Lex!" koşarak yanımıza geldi "çıkar şu lanet şeyleri kızım." eğilerek ayakkabılarımı çıkardı "işte şimdi iyi oldu." sonra kollarını bana sardı "artık gelmeyeceğinizi düşünüyorduk.Dürüst olayım,artık iş kadını havasına girer diye arkandan konustum."
Güldüm "ah,bende durust olayim,oyleyim."
Benden uzaklasarak Niall'a yoneldi.Ayaklarım kuma temas ettiği anda yine eskisi gibi hissettim.Mutlu,rahat,liseli,arkadaşlarıyla şarkı söylemeye gelmiş kız gibi.Ayakkabılarımı elime alarak arkadaşlarıma doğru kostum.Her haftanin ayni gunu mutlaka hepsi burada olurdu.
"Hey!"
Calum kalktı "hey,kravatları takın.Lexi Moore burada."
Ciddi bakışları beni germisti.Burada tekrar kabul edilmeyecegimizden korktum.Calum,Niall'a baktiktan sonra güldü ve kosarak ikimizede sarildi.
"Hadi,oturun."
Digerleriylede selamlastiktan sonra kendimi kuma attim.Niall yanıma oturarak sırtını büyük taşa yasladı.Kolunu belime sararak beni yakinina cekti.Ceketini çıkararak uzerime atti.
Ona eskisi gibi yakın olmamın ne kadar doğru olduğunu bilmiyordum ama bana karşı hislerinin farklı olduğundan emin olmadan ona uzak bir tavır sergileyemezdim.
Bu yüzden kollarımı ona sardım.Calum şarkı söylerken Chloe onunla uğraştığı için Calum aniden durdu ve Chloe'nun üstüne atladı.
Gülerken arkamdan gelen ses tüm neşemi aldı "çok tatlı."
Herkes ona baktı "Harry?"
"Yine karşılastık.Beth ile yürümek için gelmiştik." Beth'i gosterdi.
Aniden kalktım "Harry Styles!"
Gülümseyerek bana baktı "benim."
Kolundan tuttum ve onu sürükleyerek -yani o istemese benimle gelmezdi sonuçta benden on kat güçlü- arkadaslarimdan uzaklastirdim.
"Ne istiyorsun?"
"Sana soyledim.Yürümek-"
"Sürekli peşimdesin!"
"Dün gece oraya gideceğimi biliyordun."
"Hayır."
"Gemma söyledi."
"Evet,biliyordum ama sonra Gemma'yı arayıp oyundan vazgeçtiğimi söyledim."
"Oyundan mi? Yoksa benden mi?"
Hayır,hayır,hayır.Ağlamamalıydım.O karşımdayken ve bana bu şekilde bakarken ağlamamak zor bir seçenekti.Gözleri parlıyordu ve Harry Styles'ı tanıdığımdan beri gördüğüm ikinci acınası surat ifadesiydi.İlki ben mektubu okurkendi.
"Cevap ver Lexi."
"Cevap vermek zorunda degilim." arkasindaki,bize yaklasan Niall'a baktım.
"Cevap istiyorum Lexi.Benden vazgeçtin mi?" kolumu tuttu.
Elimle Niall'a durmasini isaret ettim "sen vazgeçmedin mi? Bu kızla buraya gelirken benden vazgeçmemiş miydin? Dün gece beni bir erkekle gördükten sonra giderken benden vazgeçmemiş miydin? Bana biz asla sevgili olmayacağız derken Harry..benden vazgecmemis miydin? Aslında bunların hepsi hatalı sorular.Sen ne zaman benim için çabaladın?"
"Sadece bu mu? Seninle sevgili olmamı mi istiyorsun?"
"Tek mesele o degil Harry.Sen benim hisettiğim gibi hissetmiyorsun."
"Ben mi?" güldü "seninle sevgili olursam hepsi bitecek mi?"
"Lex." Niall yanımda durdu.
"Ya da tüm mesele bu adamın sana aşık olup,seninle olması ve seni mutlu etmesi mi?"
O an konuşamadım.Ortamda sessizlik hakim olurken ben sadece Niall'a bakıyordum.Çok rahat görünüyordu.
"Yoksa Niall Horan bunu senden saklıyor muydu?"
Niall bana baktı "şimdiye kadar bana kimse Lexi'ye aşık mısın sorusunu yöneltmedi.Eğer sorsalardı söylerdim."
"Yani..doğru."
"Evet."
Kendimi arkamdaki kayalardan birinin üzerine bıraktım.
Sanki beynim şuan mükemmel,umutla bakan gözlerini benim üzerimden ayırmayan Harry Styles ve rutin hayatımın her köşesinde olan Niall
Horan arasında sıkışmış gibiydi.
"Neyse" Harry ellerini ceplerine soktu "kendine iyi bak." benden bir cevap beklercesine kaşlarını kaldırdı.
İsteyerek gözyaslarimi biraktim.Baska ne yapabilecegimi bilmiyordum.Kalbim patlamak uzereydi.Zor nefes aliyordum.İkiside bana doğru bir adım attı ama sonra durdular ve birbirlerine baktılar.Sonra bana.
Ne beklediklerini anlayamıyordum.Karar vermemi mi istiyorlardi,gitmemi mi,ikisindende uzaklasmami mi?
"Harry! Hadi!" Beth seslendi.
Aniden yerimden kalktım.İkisinide iterek aralarından geçtim.Beth'e doğru hızla yürüdüm ve tam önünde durdum.Bütün gücümle elimi kaldırarak suratına indirdim.
"Ne yapıyorsun?" Calum bağırdı.
Beth ne olduğunu anlamamış bir ifadeyle yüzüme baktı.Ona açıklama yapmak zorunda değildim.Tekrar koşarak Niall ve Harry'nin yanına döndüm.İkiside aynı suratla bakıyordu.Benden böylesine öfkeli bir hareket beklemedikleri ortadaydı.
"Sen!" Harry'i gosterdim "sana kizgin olmak icin yeterince sebebim var! Tekrarlamayacagim cunku yeterince duydun!" bu defa Niall'ı gosterdim "ama sen Niall! Sen beni yillarca kandirdin! Bana yalan soyledin,evet! Ben bu sekilde iliskiye baslayan insanlara gulerken sende benimle gulerdin! Ve simdi sen bana bunu yaptin! Beni hep kandirdin! Asla benim icin hareket etmediniz! Hep siz mutlu olmak istediniz! Beni asla mutlu etmek istemediniz! Asla!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Broken
Fanfiction"Yıllar sonra gözlerine bakmak unuttuğum tüm hisleri bana geri kazandırmıştı ama tek yapabileceğim ona gülümseyip yanından geçmek ve hayatıma devam ediyormuş gibi davranmaktı.Oysa tek istediğim ona sarılmak,kokusunun üzerime sinmesiydi ve onu istedi...