Yemek yedikten sonra Kate ve Louis arkadaşlarının yanına gitmişlerdi.Ben ve Harry odamın balkonunda oturuyorduk.
"Şarap?"
Boş bardağı uzattım "olur."
Bacaklarımı Harry'nin üzerine uzattıktan sonra düşen örtüyü tekrar üzerimize çektim.
"Ne zaman evleniyorlar?"
"Kate bu yaz evlenmek istiyor ama Louis hemen evlenmek istiyor."
"Neden acele ediyor?"
"Louis,Kate'i çok seviyor.Kate'ten önce düğün,çocuk,aile hayalleri kurmaya o başladı.Onunla birlikte Kate'in gelinliğini seçmiştik."
"Sen nasıl bir düğün istersin?"
Düğünüm konu olduğunda heyecanlanmıştım.Küçüklüğümden beri bunun hayalini kuran kızlardandım.Oturduğumuz örtünün üzerinden kalktım.
"Bembeyaz çiçeklerle dolu olmasını isterdim." çiçekleri gösterdim "sevdiğim herkes orada olmalı,küs olmam önemli olmamalı çünkü bu hayatımın en güzel günü olacak.Neyse,süslemeye geri dönelim." kahkaha attım "insanlar büyük masalarda otursunlar,bizim masamızın etrafı mumlar ve çiçeklerle dolu olsun.Beyaz giymek yasak olmalı,sadece ben beyaz giymeliyim.Küçük kızlar mavi giysin,en sevdiğim renk.Önümüzden ve arkamızdan çiçekler atarak yürüsünler."
"Biz?"
"Hayal kuruyorum.Yani-öyle bir-ben-sadece-"
"Sakin ol." gülümsedi "devam."
Onu korkutmak istemiyordum "gelinliğim uzun olsun,kabarık değil.Saçlarım toplu olmasın,çiçekten bir tacım olsun.Ya da bosver çok basit.Tacım olmasın.Elimde mavi çiçeklerim olsun istiyorum." tekrar yanına oturdum "ama en çok annemin yanımda olmasını isterdim."
Elimi avcunun icine aldı "yanında olsa çok mutlu olurdu."
"Evet." gözlerim dolmaya basladi.
"Tamam! Aglamak yok."
"Ağlamıyorum." havaya bakarak gozlerimdeki yaşları geri gondermeyi denedim.
Elimdeki bardağı aldı "hadi,uyu artık."
"Uyumak istemiyorum,her gece yatağa yatıp binlerce şey düşünmekten ve sonunda sadece bu düşüncelerden kaçmak için uyumaktan bıktım."
Alnımdan öptü "bu gece bir şeyler düşünme.Olur mu?"
Omuz silktim.Koltuğa iyice yerleşerek kararlı olduğumu belirttim.Harry ayaklandı.Bir süre bana baktı ve beni kucağına aldı.Çığlıklar atarak onu engellemeyi denedim ama asla işe yaramayacaktı.
"Sessiz ol,komşuların rahatsız olabilir." güldü.
"Seninkiler çığlıklara alışkındır." yatağa bırakıldığımda tekrar kalktım.
"Eskiden,evet."
Kollarımı omuzlarına koydum "benimkileride alıştırabiliriz."
"Yavaş,cesur yürek." tekrar güldü ve omuzlarımdan bastırarak beni yatağa oturttu.
"Ciddiyim."
"Ve sarhoş."
"Hayır! Değilim!" yataktan kalktım.Halımın üzerindeki çizgilerden birinin üzerinde yürümeye başladım "bak." yürümeye devam ettim ama sonradan fark ettimki çoktan çizginin üzerinde yürümeyi bırakmıştım.
"Sus artık." kolumdan çekerek tekrar yatağa oturttu.
"Çok mu konuşuyorum?"
"Evet,çok."
"Tamam,susarım.Sadece-"
"Lex."
Omuzlarımı dusurdum "tamam."
Kendimi yataga biraktim.Harry yanıma uzandı ve kollarını vücuduma sardı.Soğuktu ve örtüye nasıl ulasacağımı bilmiyordum bu yüzden Harry'nin sıcaklığını daha çok hissetmek için ona daha cok yaklaştım.Uyku beni ele geçirmek üzereydi.
"Evlenmek için uygun kişi olduğumu düşünüyor musun?"
"Hayır ama uygun olmasanda denemeye değersin."
"Benimle evlenmek ister miydin?"
Kafamı salladım "çok isterdim."
-
Gözlerime çarpan ışık uyanmamda yardımcı oldu.Yatakta doğrularak etrafa baktım.Gözlerim ışığa geldiğinde ellerimle gözlerimi kapattim.
"Yapma."
"Kalk hadi."
Kendimi tekrar yataga ettim "neden sana sarılarak uyanmak yerine senin sert uyarılarınla uyanmak zorundayım?"
"Çünkü erken uyanmıyorsun."
"Güzel bir şekilde uyandırabilirsin."
Gözlerimi açtığımda Harry üzerimdeydi "bundan sonra dikkat ederim."
Ellerimi sırtına koydum "tam olarak böyle bakan gözlerini görerek uyanmak istiyorum."
Kahkaha attı "bunu düşünürüm."
"Düşün çünkü bu güzel olurdu." yuvarlanarak ondan kaçtım.
"İnan kendini uyurken görmeden güzel uyanmak nedir bilemezsin."
Dirseklerimin üzerinde durarak kafamı kaldırdım.Çenemi elimle destekledim "sana ne oldu?"
"Ne gibi?"
"Değiştin.Yani birden.Çok farklısın ve yabancı geliyor:Bu tabiki güzel.Biliyorsun,eskiyide seviyordum.Bazı halleri hariç." çekmecemdeki ilaçların arasında ağrı kesici aradım.
Yataktan kalkarak üzerini düzeltti "ben gidiyorum."
"Neden?"
Sesini yükselterek "biraz daha kalırsam seni kırmaktan korkuyorum."
"Ne? Ne yaptım?"
"Ne mi yaptın? Günlerdir sadece seni mutlu edebilmek için,artık seninle birlikte olabilmek icin yaptıklarımı görmezden geliyorsun! Söylediğin şeye bak! Eskidende memnun değilsin şimdide mutlu değilsin! Ne istiyorsun?Neden bu kadar zorsun?"
"Ben mi zorum?" yakınına giderek elimi ona uzattım.
Elimi kavradı ve "evet!" diye bağırdı "evet! Sen zorsun!"
"Sen ne yaparsan yap ben sana geri dönüyorum ve zor olan ben miyim?"
"Siktir! Anlamıyorsun! Sen bana geri döndüğünde bütün mutluluk baştan yaratilmis olmuyor! Sen.Lexi Moore.Asla mutlu olamazsin!"
"Sen mutlu olamazsin!"
"Evet! Çünkü mutlu olmamin tek yolu sensin ama bunu zorlastiriyorsun!" elinin yanindaki parfum şişesine vurarak yere dusmesini sağladı.
"Seninle bu konuda konusmayacagim.Yeter." aglamamak için dislerimi sıktım "Bıktım.Her zaman bir sorun çıkarmandan yoruldum.Ben seni oldugun gibi seviyorum! Ya da olmadigin gibi! Her zaman seviyorum! Bunu anlasan iyi olur! Ben Harry Styles'ı seviyorum! Ne kadar değişirse değişsin seveceğim! Ve sen bunu anlamak istemiyorsan evimden gitsen iyi olur.Çünkü sadece bir kac aydir hayatimdasin ve simdiden beni kimsenin yormadigi kadar yordun!"
"Seni yormuyorum! Hic bir sey yapmiyorum!"
"Daha fazla bağırma!" çıkabildiği kadar sesimi kullandım.
"Sadece seni mutlu etmek istiyorum ama asla memnun olmuyorsun!"
"Git." kapıyı açtım "Hemen!"
"Gitmiyorum."
"Gitmeni istiyorum!"
"Ben istemiyorum!"
Topuklarımı yere vurdum "Harry!"
Yatağıma oturdu.Başını ellerinin arasına aldı "neden denedigimi görmek istemiyorsun?"
Önce cevap vermedim.Kapının yanında durmaya devam ettim.Elimin arkasıyla gözyaşlarımı sildim.
Asla tam anlamıyla mutlu olmayacaktık.Bu hep böyle devam edecekti.Birden aklına bir şey gelecek ya da söylediğim bir şeye takılacak sonra her şey berbat olacaktı..Her şey iyiyken aniden Harry delirmiş gibiydi.Onu her zaman seveceğimi anlamak istemiyordu.
"Görüyorum." duvara yaslanarak aşağıya kaydım.Bacaklarımı kendime çekerek kollarımı etrafına sardım "bu ikimizide yoruyor Harry.Belki sorun sadece sende ya da bende değildir.Bizdedir."
"Birlikte mükemmeliz Lexi."
"Öyle görünüyor."
"Öyle hissetmiyor musun?" yeşil gözlerini bana çevirdi.
"Hissediyorum.Sadece-her mutluluğun arkasında saklı bir kırgınlık oluyor."
Kapıya yöneldi "tamam,gidiyorum." önümde dizlerinin üzerine oturdu.Boynumdan tutarak başımı kendisine yaklaştırdı ve alnımdan öptü "bu bir ayrılık değil Lexi.Düşünmeni istiyorum.İlk ve son kez bu ilişkiyi bitirebilirsin.Bunun dönüşü olmayacak." cebinden bir kutu çıkardı.Önüme bıraktı "dün gece sen uyurken aldım.Eğer benimle olmak istiyorsan yarın akşam sekizde benim evimde ol."
Kalktı ve kapıdan çıktı.Merağıma yenik düştüm,siyah kutuyu elime aldım.Evet çok mücevher görmüştüm ama bu farklıydı.Gördüğüm anda kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı.Şimdiye kadar gördüğüm en güzel ve büyük taşlı yüzük gözlerimin önüne serildi.Kapı sesiyle birlikte kutuyu kapattım ve yatağımın üzerine attım.
-
"Kesinlikle o adamla anlaşma yapmıyorum!" dosyayı kapıya doğru fırlattım "sana bunu söyledim! Hala bana bu dosyayı getiriyorsun!" kapı açıldı "defol-"
"Hey!" öteki dosyayıda fırlatmaya hazırlanmıştımki Kate kafasını gösterdi "sakin ol."
"Beni deli ediyor! Onu da kovmam gerek." kahve bardağımı aldım.
"Yeter,Lex." masamın önünde durdu "bugün 27 kişiyi kovdun ve hepsini masalarını toplamak üzereyken buldum.Hepsiyle konuşmak zorunda kaldım."
"Yenilerini bulabiliriz." elimdeki kalemi çevirdim "bizimle çalışmak isteyen binlerce insan var."
"Evet ama sen hepsine siktir git dersen bizimle çalışmak isteyen kimse kalmayacak.Sinirini baskalarindan çıkaramazsın.Bu Harry ve senin sorunun.Eğer buna devam edersen babanı aramak zorunda kalacagim tatlım."
"Sakın! Bu seni ilgilendirmez."
Hiç alınmış gibi durmuyordu "bu beni ilgilendirir canım."
"Haklısın." ellerimi çenemin altına koydum.Biraz düşündükten sonra "yarın gitmeli miyim?" dedim.
"Bu senin kararın." yanıma geldi ve masama oturdu "ama Harry'nin çabaladığını gorebiliyorum.Sana sadece bunu söyleyebilirim."
"Bende gorebiliyorum ama eger kabul edersem onunla evlenecegim.Harry Styles hakkında konuşuyoruz Kate.Onu biliyorsun."
"Belki başka bir şey olur ve ayrılırsınız." omuz silkti.
"Teşekkür ederim." elimdeki kalemi ona fırlattım.
"Ne? Sadece bu şekilde bitmemesi gerektiğini söylüyorum.Birden bağırmaya başladınız,ağladınız,sana bunu verdi" masamın üzerindeki siyah kutuyu gösterdi "ve gitti."
"Haklısın.Yine." ayaklarımı masama uzattım.
Kutuyu elime aldım.Muhteşem yüzüğe tekrar baktım.
-
"Anna! Kolumu bırak! Onu almayacağım." kolumdaki elinden kurtulmak için elini ısırdım.
"Lütfen! Sana çok yakışacak!"
"İstemiyorum!"
"İyi! Sen git,dışarıda bekle.Çünkü ben bu elbiseyi senin için alacağım."
Hızla yürüyerek asansöre bindim.Koluma astığım torbalar yüzünden benim dışımda kimse asansöre binemedi.Gülümseyerek kapının kapanmasını bekledim çünkü kötü bakışlar alıyordum.
Asansörden inmek zor olsada başardım.İpler kollarımi acıtmaya başlamıştı.Dışarıya açılan kapıyı benim için açan yakışıklı çocuğa gülümsedim ve ona çarparak kapıdan geçtim.
"Özür dilerim."
"Yardım ister misin?"
Kollarıma baktım.Biraz daha yürürsem düşeceğimden emindim "iyi olur."
Yükümü hafiflettikten sonra arkamdan geldi "yıllardır alışveriş yapmıyorsun sanırım."
"Sadece iki hafta oldu."
"O zaman delisin."
Harry'i dışarıdaki cafelerden birinde gördüğümde durdum.Yanındakini görmeye çalıştım.Kızıl saçları ve Harry'nin kolundaki elini görünce koşarcasına yürümeye başladım.Bana yardımcı olan cocuk aklima geldiginde durdum cunku Harry onu görürse iyi olmazdi.
"Tesekkur ederim ama işim çıktı.Onları alabilirim."
"Tamam."
"Görüşürüz-yani büyük ihtimalle görüşmeyiz.Neyse,tekrar teşekkurler."
Gülümsedi ve olduğu yerde bekleyerek bana baktı.Neden olduğunu anlayamadım.Harry ve kızıl sürtüğün masasına yaklaşırken havalı görünmeyi denedim ama eminimki bir ayıcık gibi görünüyordum.Harry yakıcı bakışlar gönderiyordu ama öteki kız-adını bile söylemek istemiyorum çok masum bakıyordu.Tabi bunu yapabilmesi mumkunse.Tekrar durdum ve arkama döndüm.Büyük bir savaş vererek çantamdaki kutuyu çıkardım.Büyük taşı parmağıma taktıktan sonra kutuyu torbalardan birinin içine attım.
"Hey."
Harry kafasını olabildiğince hızlı bana çevirdi "Lex." masan kalktı.
"Harry." yanağına bir öpücük bıraktım "naber?"
"İyi.Senden." şaşırdığını saklayamıyordu.
"İyi.Sen nasılsın?" kızıl saçlarından neredeyse güneş yansıyor diyebilirdim.
"İyi."
Gülümsedim "teşekkürler bende iyiyim."
"Burada ne yapıyorsun?"
"Yarınki randevumuz için alışveriş yapıyorum." yüzük olan elimi Harry'nin koluna koydum.
"Gelecek misin?" gülümsedi.
"Tabiki." kulağına eğildim "seni bu kıza kaptırmaya niyetim yok Harry Styles."
"Yüzük Harry'nin hediyesi mi?" parmağımdaki gözlerini ayırmadı.
Harry gözlerini devirdi "o Kate mı?" eliyle işaret etti.
"İki soruyada evet."
"Harry konuşmamız gerek." o da masadan kalktı "yalnız."
"Gidiyoruz.Geliyor musun?" Harry'i kolundan çektim.
Kolunu çekti.Bir an beni bırakıp onunla burada kalacağını düşündüm ama "konuşamayız.İzin verirsen artık düzenli bir hayatım olmasını istiyorum.Seninle otel odalarında görüşmek bu hayata dahil değil.Kendine yeni bir kurban bulabilirsin.Gördüğün gibi" elimi tuttu ve ona gösterdi "onunla evleniyorum.Uğraşmayı deneme bile.Yapabileceklerimi biliyorsun."
O daha ağzını açamadan Harry beni uzaklaştırmak için harekete geçti "bu biraz hızlı oldu.Güzel ama yavaş olmalısın.Bu kolumdakilerle yürümek kolay olmuyor."
Durdu ve beni kendine çevirdi "çok geç kaldık Lexi.Hiç bir şey için yavaş olamayız."
Gülümsedim "haklısın."
Beni yükümden kurtarmak için torbaları aldı.Kate'in yanına gittik "selam."
Anna ellerimize baktı "bu sabah kafama dosya fırlatıyordu bunun için benden özür dilemelisin Harry."
"Özür dilerim." kahkaha attı.Saatine baktı,bana döndü "gitmem gerek,önemli bir görüşmem var." saçlarımı gözlerimin önünden çektikten sonra alnımdan öptü "yüzüğü parmağında görmek beni çok mutlu etti."
"Anlıyorum ama konuşmamız gerek.Kalamaz mısın?"
"Dediğim gibi toplantım var.Kafamı dağıtmak için iki günümü toplantılarla doldurdum.Yarın akşam konuşacağız,söz veriyorum."
"Tamam."
Kate ile yumruklarını birbirlerine vurduktan sonra uzaklaştı.Saçları rüzgarda dağılırken ve o havalı bir şekilde yürürken onu izledim.
"Yani evleniyorsun." Kate kolumu dürttü.
"Sanırım." kahkaha attım.
"Louis delirecek!"
"Bunlardan kurtulmazsak" kollarımızı gösterdim gözlerimle "önce biz deliririz."
-
"Hemen geliyorum."
Arabanın anahtarını cebime koydum.Neden yanıma aldığımı bile bilmiyordum.Kahve dükkanının önündeki iki basamağı çıktıktan sonra kapıyı ittim ve çan sesleriyle içeriye girdiğim anlaşıldı.
"Hoşgeldin."
Biraz tanıdık gelen sese karşı hemen tepki vererek sesin geldiği yöne döndüm "sen?"
"Şu kolundakilerle ezdiğin çocuk." gülümsedi.
Üzerinde yeşil bir önlük ve elinde kahve bardaklarıyla dolu bir tepsi vardı "ah,evet.Dün için üzgünüm,yardımını aniden geri çevirmem gerekti."
"Sorun değil.İyi oldu,gerçekten ağırlardı."
"Evet." kahve siparişimi verdim ve tekrar ona dönerek elimi uzattım "Lexi."
Elimi sıktı "Ian."
"Ne?" elimdeki kahveyi yere bıraktım.
"Heyecanlanacağını düşünmemiştim.İyi misin? Yandın mı?"
"Hayır.Adını tekrar söyle."
"Ian."tezgaha döndü "aynısından hazırlar mısın?" dedi tezgahın öteki tarafındaki kıza.
"Siktir."
"Tanışıyor muyuz?"
"Evet-yani hayır.Kesinlikle tanışmıyoruz."
Kahveyi bana uzattı "daha dikkatli ol."
Kafamı salladım "tamam."
Hemen arkama döndüm ve koşar adımlar attım.
"Görüşürüz!"
Sadece el salladim.Çanlı kapıyı kapattıktan sonra koşarak arabaya bindim ve kahve bardağını Kate'in eline verdim.
"Ne oldu? Yüzün beyazlamış."
"Az önce" arka koltuktaki çantamı aldım.İçindeki kağıt parçasını çıkardım ve adresi kontrol ettim "farkında olmadan kardeşimle tanıştım."
"Ne?" bir süre ağzı açık öylece bana baktı "Adresi bilmiyor muydun?" kağıdı elimden aldı "hayir-yani evet ama aklımda bu yoktu."
"Tamam.Sakin ol.Onun karşısına tekrar cikamazsin Lex.Hayatini degistirmeye hakkin yok."
"Benimkini degistirdiler."
"Sen aynısını yapmayacaksin." elindeki kagidi yirtti ve camdan atti "unut."
"Siktir." direksiyona vurdum "bunu Harry'e anlatmam gerek."
"Önce beni eve bırakman gerek."
Eve doğru sürmeye başladım.Saate baktım.Büyük ihtimalle Harry uyuyordu çünkü saat 2 olmuştu.Asansörden indim ve koşarak merdivenlerden çıktım.Topuklu ayakkabılarımın sesi onu uyandırır diye düşünmüştüm ama odasına girdiğimde yatağın üzerinde oturduğunu görünce şaşırdım.Kapı açıldigi icin kafasini kaldirinca beni gordu ve gulumsedi.
"Uyumadin mi?"
"Uyumadigimi soylemistim."
Yatağa zıpladım "evet." dosyalara baktım "sonra çalışırsın." kağıtları iterek önüne oturdum "Ian'ı gördüm."
"Ian kim?" kaslarini catti.
"Kardesim olan."
"Gitmeyecegini soylemistin."
"Gitmedim.Yani gittim ama farkinda degildim.Kahve almak icin durduk-"
"Bu saatte disarida miydiniz?"
"Harry! Susar misin?"
"Haklısın.Devam et." kendini geriye doğru bırakarak yatağa uzandı ve bacaklarını iki tarafıma yerleştirdi.
"Baştan aliyorum.Bugun alisveris merkezinde birisi bana yardim etmeyi teklif etti,bende kabul ettim."
"Sus dedin ama bu kızacağım bir şey." kafasini kaldirdi.
Gözlerimi devirdim "Harry! Sonra senin yanina gelmem gerekti ve ondan ayrıldım.Az once eve giderken Kate kahve istedi ve yolda durdum.Sarhos oldugu icin benim almam gerekti.Kahve dükkanına girdiğimde o çocuğu gordum.Adini sordum ve Ian dedi.Sonra adres aklima geldi ve hemen dukkandan ciktim."
"Konusmadin mi?"
"Hayir." ellerimden tutarak beni uzerine çekti "konusmayacagim."
"Emin misin? Yani evet,bu şekilde karar verdik ve bence doğru olanı bu ama eğer konuşmak istersen diye soruyorum."
"Bilemiyorum.Evet,hayatı pek iyi görünmüyor ama ona yardımcı olabiliriz diye düşünüyorum.Olmaz mı? En azından iyi olduğunu,istediği bir hayatı olduğunu bilirim.Herşeyin yalan olduğundan haberi olmadığı bir hayatı."
Saçlarımı okşadı "öyle istiyorsan."
"Nasıl yardımcı olabiliriz."
"Bunu daha sonra tartışsak? Çünkü ben şuan ikimiz için daha güzel şeyler düşünüyorum." gülümsedi.
"Ne gibi?" gömleğinin düğmelerini açmaya başladım "neden hala üzerinde gömlek var?"
"Gece sarhoşken ağzından çıkanları gerçekleştirmek gibi." ceketimi çıkardı ve aynı şeyi gömleğim için yapmaya basladı.
"Aslında buraya kardeşim hakkında konuşmaya gelmiştim." kemerini açmaya başladım.
"Bekleyebilir."
Ellerimi dövmelerinin üzerinde dolaştırdım.Hala aklımda tutamadıklarım vardı.Harry gözlerini bana dikmişti ve karşımda bütün güzelliğiyle uzanıyordu.O kadar güzeldiki bakışını beynime kazımak için onu dikkatle inceledim.
Belimden tutarak beni yatağa yatırdı ve üzerime çıktı.Boynumdan karnıma doğru dudaklarıyla yol çizmeye başladığında irkildim "daha önce yapmadın,değil mi?"
"Bir şeyi değiştirir mi?" eminimki sesim titreyerek çıkmıştı.
"Lexi." kafasını kaldırdı "asla değiştirmez."
"Hayır."
Pantolonumun düğmesini zorladı "şunu açacak mısın yoksa kaba olmalı mıyım?"
Ellerim hemen harekete geçti.Harry elimi yakaladı ve dudaklarına götürdü.Yüzüğümden başlayarak koluma öpücükler bıraktı.
"Seni neden sevdiğimi daha önce söyledim mi?"
Çenesinden tutarak dudaklarımızı birleştirdim "hayır."
Kalktı ve pantolonumu çekti.Kendi pantolonunu da çıkardığında utanmamam imkansız hale gelmişti.
"Çünkü kimsenin sahip olmadığı bir güzelliğin var,kimsenin dokunmadığı,benim gibi görmediği.Kimsenin görmediği özelliklerini gördüm.Ve bunlar bir yana Lexi Moore.Sen mükemmelsin.Senden daha iyisi karşıma çıkmadı ve ben bunun için her gün dua ediyorum." saçlarımı yüzümden çekti "seni hak etmek için bir şey yapmadım ama şuanda mükemmel olana sahibim.Her zaman bana iyi geliyorsun." beni iç çamaşırlarımdan kurtardı "seni seviyorum."
Gülümsedim "tekrar söyle."
"Seni seviyorum ve bunu anın büyüsünden dolayı söylemiyorum.Yarın tekrar söyleyeceğim,ertesi günde,ertesi günde."
Ellerimi ensesine koydum ve kendime yaklaştırdım "sadece seni seviyorum Harry.Sebepsiz."
Korkuyordum,utanıyordum ama onu istiyordum.Hayatımda ilk defa bu kadar cesur davranmıştım ve pişman değildim.
Alnımdan öptükten sonra çekmeceden bir şeyler aldı.Öpücükleri boynumdan başlayarak bacaklarıma kadar ilerledi.
"Kızardın sevgilim.Sakin ol."
"Utanmam" derin nefes aldım "normal."
"Çirkinler utanır.Sen mükemmelsin." ellerini ellerime geçirerek yukarıya kaldırdı "bunu senin canını yakmadan yapmayı çok isterdim ama öyle bir yol yok."
"Öleceğimi düşünmüyorum."
Dudaklarımızı tekrar birleştirdi.Dişiyle dudağımı çekerken çok romantik davrandığını fark ettim.Harry Styles gerçekten değişmişti.Beni öpüşü bile değişmişti.
Dudakları boynumda dolaşırken inanılmaz bir his vücudumu sardı.Nefesim kesildiğinde Harry dudaklarıma öpücükler bırakarak beni rahatlatmayı denedi.
-
Son mumuda yaktıktan sonra yanıma uzandı.
"İyi misin?"
Kafamı salladım "evet."
Başımı göğsüne yasladım.Saçlarımın arasına öpücük bıraktı.
"Bana ne yaptın?"
Kolumu üzerine atarak daha çok sokuldum "sadece aşık oldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Broken
Fanfiction"Yıllar sonra gözlerine bakmak unuttuğum tüm hisleri bana geri kazandırmıştı ama tek yapabileceğim ona gülümseyip yanından geçmek ve hayatıma devam ediyormuş gibi davranmaktı.Oysa tek istediğim ona sarılmak,kokusunun üzerime sinmesiydi ve onu istedi...