"Harry! Girebilirsin!"
Mutfağa girdiğimde bir şort giyiyordu,üstü çıplak ve saçları ıslaktı "bu evde bir banyo olmadığını unutuyorsun." elindeki tavayı bıraktı.Kafamdaki havluyu çıkarıp saçlarımı kuruladı.
"En son baktığımda çocuk değildim."
Havluyu omzuma bıraktı "yani kendi kahvaltını hazırlayabilirsin." tezgahı gösterdi.
Bu dağınıklığın içine girmek istemiyordum ve muhtemelen elimi falan keserdim "hazırlayamam" kalçamla ona vurdum "çünkü benim için hazırlayacak bir sevgilim var."
Ellerini kalçamın iki yanına koydu "kahvaltı yapmayıp tekrar yatağa gitsek?"
"Harry."
"Koltukta olabilir." dudağını ısırdı.
"İşine dön!"
"İyi." gözlerini devirdi.
Tezgahın köşesindeki malzemeleri iterek kendime yer açtım.Zorlukla kendimi yukarıya çekerek oturdum.
"Tezgaha oturmayı seviyorsun."
"Tezgaha oturup seni izlemeyi seviyorum." bacaklarımı salladım.
"Bu-"
Telefonu çalınca konuşmasını kesti.Gözlerini kapattı ve sinirle elindeki bıçağı tahtaya sapladı.
"Vahşileşme." gülümseyerek bıçağı tahtadan kurtardım ve yanımda duran telefonunu ona uzattım "bil bakalım kim?"
"Oyun oynama Lex."
"Bence onu kızıl sürtük olarak kaydet."
"Sen aç." telefonu tekrar bana verdi.
"Ne?"
"Aç ve konuş."
"Harry-"
"Kapatacak,açacak mısın açmayacak mısın?" elini uzattı.
Ekranda parmağımı sürükleyerek açtım "evet?"
"Harry?"
"Mesgul." elimi tutarak parmağımdaki yüzüğü incelemekle meşguldü "neden aradın?"
"Telefonunu açtığın için sana kızacak,biliyorsun."
Kahkaha attım "canım o kurallar benim için geçerli değil.Sadece neden aradığını söyle."
"İşle ilgili.Senin gibi bir moda kızının anlamayacağına eminim."
"Ben ona iletirim.Bana söyle."
"Ver şunu telefona!"
Harry telefonu elimden aldı "bir daha ona bağırmayacaksın Beth.Çok açık söylüyorum." ağzına bir zeytin attı "ne var?"
Kolundan tutarak Harry'i bacaklarımın arasına çektim.Saçlarıyla oynamamdan kaçmaya çalışıyordu ama bacaklarımı çoktan etrafına sarmıştım.
"İmkansız.İptal edemezler." gülümsemesi gitti "hemen toplantı istiyorum! 20 dakika içinde herkes toplanacak!"
"Harry?"
Geri çekildi "gitmem gerek."
"Ne yani beni yalnız mı bırakacaksın?"
"Üzgünüm." alnımdan öptü ve koşarak merdivenlerden yukarıya çıktı.
Tezgahtan inerek arkasından yavaşça yürüdüm.Odasına girdim ve yatağın üzerine oturdum.
Elinde iki gömlek tutuyordu "siyah." dedim.
Siyah olanı yatağın üzerine bıraktı ve soyunmaya başladı.
"Ne zaman gelirsin?"
"Bilmiyorum.Eğer anlaşma iptal olursa günlerce kendimi oraya kapatmam gerekebilir.Çok önemli."
Dizlerimin üzerinde giderek yatağın ucunda durdum "beni özlemez misin?"
Omuz silkti "beni görmeye gelirsin."
"Beklediğim cevap farklıydı." kendimi yatağa bıraktım.
Gömleğinin düğmelerini kapatmayı yarım bıraktı.Yatağa çıkarak yanımda durdu "özlerim." boynuma öpücük bıraktı "o iğrenç kızın yanındayken emin ol seni her saniye özlerim."
Yuvarlanarak ondan uzaklaştım "hatırlatmana ihtiyacım yoktu."
"Burada durup seninle yatakta olmayı çok isterdim ama 20 dakikam var." açıkta kalan karnımı öptü.
Sonra gömleğinin düğmelerini ilikledi ve ceketini üzerine geçirdi "geç dönerim.İstersen evine bırakabilirim?"
"Kendim gidebilirim."
"Tamam.İstersen burada kalabilirsin."
Elinden tutarak onunla birlikte aşağıya indim.Asansörün önünde dururken sarıldık ve beni öptükten sonra asansöre bindi.
"Seni seviyorum." gülümsedim.
Cevap vermeden kapılar kapandı ve beni bir hayal kırıklığıyla birlikte bıraktı.
-
"Lex."
Telefondaki boğuk sesini duyduğumda kızgınlığım gitmişti "Harry."
"Nerdesin?"
"Çalışıyorum." önümdeki kağıdı imzaladıktan sonra Kate'e uzattım.
"Ne zaman biter?"
"Sadece 10 dakikalık bir görüşmem var." kapı çaldı "Harry kapatmam gerek."
"İşin bitince beni görmeye gelir misin? Çünkü burada katil olmamak için büyuk bir savaş veriyorum."
"Bilmiyorum,kapatmalıyım.Sonra ararım." telefonumu kafa karışıklığıyla kapatıp masamın üzerine koydum.Sandalyemden kalkarak misafirlerime elimi uzattım.
-
"Harry odasında mı?"
"Evet ama şuan sizinle görüşebileceğini sanmıyorum."
Masasına yaklaştım "artık ilk gün gördüğün kız olmadığımı anlamışsındır." parmağımdaki yüzüğü göstermek için elimi kaldırarak parmaklarımı oynattım.
Bir süre suratıma baktı.Daha sonra işine geri döndü ama hala bir çok göz üzerimdeydi.Hızlı adımlarla Harry'nin odasına yürürken kapısındaki kızı gördüm.
"Hey!" bana baktı "elindeki ne?"
"Yemek."
"Ah,tamam.Ben hallederim." elindekileri aldım "teşekkürler canım."
Kapıyı popomla iterek açtım.İçeriye girdiğimde Harry ve beş adam masanın etrafında toplanmıştı.Hepsinin kafası bana dönünce Harry kaşlarını çattı ve elindeki dosyayı sertçe masaya bıraktı.
Hepsi sıçrayarak masaya döndü.Biri hariç.
"Toplantı bitti."
Yavaş adımlarla kapı önündeki yerimi terk ettim ve elimdekini Harry'nin masasına bıraktım.Beş adam odayı terk ettiklerinde Harry sert bakışlarını gülümsemeye çevirerek yanıma geldi.
Elimi tuttu "seni özledim."
Sahte bir gülümseme sergiledim "bende."
"İyi misin?"
"Evet." ondan uzaklaşarak masasının önündeki koltuklardan birine oturdum.
"Aç mısın?"
"Hayır,teşekkürler."
"Bu adamlar şimdiye kadar elde ettiğimiz en büyük fırsatı kaçırdılar ve bütün gün onları görmek zorundayım.Bu şirkette kovmak istediğim o kadar çok insan varki."
"Haklısın." parmağımdaki yüzükle oynamaya başladım.
Telefonunu sertçe masaya bıraktı "hemen neden böyle olduğunu anlatacak mısın ya da zorla öğrenirim."
Ona baktım ve sonra tekrar kafamı yüzüğe çevirdim "asansöre binerken seni seviyorum dedim ama sen cevap vermedin.Bende bunun gece-"
"Duymadım." sandalyesinden kalktı "gerçekten." elimden tutarak beni kaldırdı ve kendisi oturduktan sonra kucağına çekti "kafamda binlerce şey vardı."
"Emin misin?"
"Yemin ederim."
"Yani şimdi söyleyebilirsin."
Dudaklarıma yaklaştı "seni seviyorum."
"Tekrar söyle."
"Seni seviyorum."
"Tekrar-"
Dudaklarımızı birleştirmesi bir sus emriydi.Bunu binlerce kez söylemesini isteyebileceğimi biliyordu.
Vücudumu ona döndürerek kollarımı boynuna sardım "ne zaman çıkabilirsin?"
"Yarın sabah işimin biteceğini planlıyorum."
Kafamı salladım "tamam."
"Bu akşam olan randevumuz için üzgünüm.Biliyorsun,telafi ederim."
"Biliyorum." gülümsedim.
Elini bacağıma koydu "elbise yakışmış."
"Teşekkürler Harry Styles."
"Şimdi çalışmam gerekiyor güzelim."
Kucağından kalktım.Aynaya bakarak kıyafetlerimi düzelttim ve çantamı aldım.Kapıya gidene kadar elimi tuttu.Geçmem için kapıyı açtığında ona teşekkür ettim.
"Benim evimde kal.Sabah seni orada görmek güzel olur."
Kafamı salladım "tamam."
Arkama döndüğüm sırada elimden tutarak beni kendine çevirdi ve alnımdan öptü.Kulağıma eğilerek "seni seviyorum." dedi.
"Seni seviyorum."
İstemesemde ondan ayrıldım.Bütün gün odasının bir köşesinde sessizce oturup onu izleyebilirdim.Koridorda yürürken Harry "herkes işine!" diye sert bir şekilde uyarı verdi.Asansöre bindiğimde çoktan odasına girmisti bile.
-
Harry'nin yastığına sarılmış bir şekilde uykumdan uyandım.Duyduğum tıkırtılar uyanmamı sağlamıştı.
Yataktan kalkarak kapıya yürüdüm "Harry?"
"Benim." ceketini eline almış yorgun bir görüntüyle merdivenlerde belirdi.
"Yorgun görünüyorsun."
"Öyleyim." yanımdan geçerken kolunu belime sardı ve beni kendisiyle birlikte yatağa sürükledi.
"Saat-"
"Umrumda değil."
"İşe gitmem gerek."
Bir gözünü açtı "gitme."
"Toplantım var."
Kolunu üzerimden çekti "iyi." yataktan kalkmak uzereyken kolumdan cekti "10 dakika daha."
"Geç kalmak istemiyorum." elinden kurtuldum "sanırım buraya biraz kıyafet getirmem gerek."
"Aynalı dolabı aç."
Üzerimdeki Harry kokulu kıyafetleri çıkararak dolaba yürüdüm.Kapaklarını açtığımda kadın kıyafetleriyle dolu bir dolapla karşılaştım "bu kadar düşünceli olamazsın."
"Öyleyim."
"Teşekkür ederim."
"Konuşmayı bırak ve giyin ya da yine konuşmayı bırak ve yanıma gel çünkü uyumam gerek!"
"Aç mısın?"
"Söylediğimi duymadın mı sen?"
"Cevap ver."
Sinirli nefesler verdi "evet."
"Tamam.Yemek yapacağım,sonra bütün günü bu yatakta birlikte geçirebiliriz." saçlarını okşadım.
"Ben içindeyken bu evi yakamazsın."
"Uyu."
Tekrar yerdeki tisortu aldım ve uzerime gecirdim.Kosarak odasindan ciktim ve merdivenlerden indim.Telefonumu biraz aradiktan sonra sonunda buldum,Kate'e yemek hakkında yardim için mesaj attım.
Elimdeki bıçağı beceriksizce kullanırken Celia mutfağa girdi "kendini kesmek mi istiyorsun?"
"Tek istediğim yukarıdaki yorgun ve aç adama yemek yapmak." bıçağı elimden bıraktım "ama pes edeceğim."
"Evet,pes etmelisin.Bu biberlere bakınca senden umudu kestim canım."
"Yapmıyorsan kapatıyorum çünkü Louis beni bekliyor." Kate telefonda bağırdı.
"Tamam,git.Seni seviyorum."
"Seni seviyorum."
"Pizza yer misin Celia?"
Kaşlarını kaldırarak bana baktığında istemedigini anladım.Pizza siparişi için telefondayken kapı çaldı.Celia'ya durmasını işaret ederek kapıya yürüdüm.Telefonu kapattıktan sonra kapıyı açtım.
Biraz sessizce suratıma baktıktan sonra "Merhaba." dedi.
"Merhaba." Harry'nin ofisine gittiğimde toplantıda gördüğüm adamlardan biriydi.
"Ben Ezra." elini uzattı.
Elini sıktım "Lexi."
"Harry evde mi?" diğer elinde tuttuğu dosyayı gösterdi "bunu ona vermem gerek.Unutmuş."
"Uyuyor.Ben verebilirim."
"Aslında ona söylemem gereken şeylerde var."
Telefonumu havada salladım "bu ne işe yarıyor?" güldüm.
"Doğru." gülümsedi.
Güzel gülümsemesine odaklandığım için dosyayı bana uzattığını fark etmemiştim.Gözlerimin önünde salladığında irkilerek dosyayı aldım.
"Üzgünüm,bir şeyler düşünüyordum."
"Önemli değil-"
"Lex! Kim geldi?"
"Ezra!"
Harry merdivenlerden indi "neden geldin?"
"Sadece bir maddeyi değiştirmek sorunu çözdü."
Harry hemen dosyayı aldı ve incelemeye başladı "orada geçen bütün zamanım boşuna mıydı yani?"
"Sayılır." omuz silkti.
Dosyayı kapattı "sonra konuşuruz şuan çok açım."
Ezra kafasını sallayarak "görüşürüz." dedi ama Harry cevap vermeden mutfağa girdi.
"Pizza sipariş ettim!" tekrar Ezra'ya döndüm "biraz uykulu ve aç,o yüzden-"
"Harry ve ben çocukluk arkadaşıyız Lexi.Her zaman böyleydi."
"Ah,bilmiyordum.Çocukluğundan pek bahsetmez."
"Evet." ellerini ceplerine soktu "neyse."
"Neyse." gülümsedim "görüşürüz."
"Umarım görüşürüz." gülümsememe karşılık verdi ardından arkasına dönerek yürümeye basladi.
Kapıyı kapattım ve mutfağa girdim.
"Sipariş vermiştim."
"Dünden beri yemek yemedim.Bunun nesini anlamadın?"
"Dün akşam yedin."
"Senin sayende o sırada yemedim.Sonrada unuttum." omuz silkti.
Karşısındaki sandalyeye oturdum "Ezra'ya çok kaba davrandın."
"O beni anlar."
"Çocukluk arkadasin oldugundan bahsetmedin."
"Seni ilgilendirmiyor."
"Senin hayatin beni ilgilendiriyor."
"Lexi.Dün akşam geldiğinde onun sana nasil baktigini gordum ve simdi senin ona bakislarini gordum.Ve umarım görüşürüz normal bir cümle değildi."
"Bizi mi dinledin?"
Eliyle susmamı işaret etti "Şimdi gelip benden onun hakkında bilgi almayı bekleme."
"Öyle bir şey yapmıyorum!"
"Daha fazla konuşma,iyi olmaz."
"Pardon? Beni tehdit mi ediyorsun Harry Styles."
"İki saniye susamaz mısın?!"
"Hayır! Çünkü bu söylediklerin saygısızlık! Bana ne demeye çalışıyorsun sen?" masadan kalktım.
"Siktir!" masada duran telefonunu aldı ve kulağına götürdü "kovuldun Ezra." kapattı.Sonra sandalyesinden kalktı "şimdiye kadar anlamamana şaşırdım." kolumu tuttu "birisi sana benim baktığım gibi bakmayı denerse bu kimse için iyi olmaz.İkiniz içinde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Broken
Fanfiction"Yıllar sonra gözlerine bakmak unuttuğum tüm hisleri bana geri kazandırmıştı ama tek yapabileceğim ona gülümseyip yanından geçmek ve hayatıma devam ediyormuş gibi davranmaktı.Oysa tek istediğim ona sarılmak,kokusunun üzerime sinmesiydi ve onu istedi...