Savaş Duman ve babası Zahir Duman karşı karşıya gelmiş birbirlerine bakıyorlardı
Savaş'ın kömür gözleri nefretle babasına bakıyordu, duruşu dik, ve kendinden emindi
Zahir Duman ise mahcubiyetle ama bir o kadar da dik duruşuyla oğluna bakıyordu
Mum kesilmiş gibi annesi, Ayla Duman, abisi, Yavuz Duman ve kardeşi Leyla Duman onları izliyordu
Annesi sarışın bir kadındı, 50 li yaşlarında. Abisi 35 yaş civarındaydı esmer biriydi, Kız kardeşi. Kumral tenli uzun açık kahve saçları vardı
"Evimde ne işin var?" diye sordu Savaş, Zahir bey'e sesi kendinden kararlıydı ve sertti. Galiba Gölge moduna girmişti
"Burası benim de evim Savaş" dedi Zahir kışkırtıcı bir tavırla, Savaş alayla kahkaha attı
"Anlayamadım ? senin de mi evin?"
"Kabul et ya da etme, ben senin babanım. Ve evet pişmanım" dedi Zahir, bu adam ne diyordu ya ?! Savaş'a onca kötülüğü yaptıktan sonra ne bu tavır
"Son pişmanlık neye yarar Zahir bey, benim canımı daha fazla sıkmadan. Siktir git evimden" dedi Savaş, kömür gözlerinden kin ve nefret akıyordu. Ben bile korkmuştum
Savaş Zahir'in konuşmasına izin vermeden cam kapıdan dışarı çıkacaktı ki Zahir konuştu "Canisin biliyorsun değil mi?" Savaş ağır ağır arkasını döndü. Büyük ihtimalle bu kelime onu derinden etkiliyordu
Gözlerim Çağatay'a kaydığında koekuyla Savaş'ın hamlesini bekliyordu, Ve Savaş'ın yanında bir adam daha vardı. Siyah saçlı, esmer, simsiyah gözleri, siyah paltosu ve dik duruşu Savaş'a bakıyordu
"Evet, ben bir caniyim." dedi Savaş, cani olduğunu kabul ediyordu, ağır adımlarla Zahir'e yaklaştı "Ama sen beni Her gün dövdün lan, her Allah'ın günü. Sebepli, sebepsiz...hatırlıyorsun değil mi?, sonra evden kovdun ben uyuşturucu kullandım, kızları tecavüz ettim. İşitiyorsun dimi dediğimi?"
Öyle dikkatle Zahir'e bakıyordu ki, bu cümleler karşısında Zahir'in dik duruşu bozuldu
"Ulan ben neler yaşadım haberin mi var senin? kim korudu beni ha? annem? abim? sen mi? ablam korudu beni...ve o kadın hangi cehhennemde sen çok iyi bilirsin! senin korkuna annem sustu! abim sustu! ablam sustu! Barış sustu! Leyla sustu! ama ben asla sana boyun eğmem bunu sende iyi biliyorsun, çünkü sen beni Gölge yaptın. Şehrin mahkumu Gölge!"
"Ve hatta ben bir cani olarak Barışı öldürüp 1 senedir onu oynuyorum!" dedi Savaş, annesi ağzını kapatmış. Abisi, Çağatay ve adını bilmediğim adam tepkisizdi
Barış aslında ölü, ama Savaş Barış'ın yerine geçmiş
"Zahir bey! şu kız varya!" eliyle Leyla'yı gösterdi "Biricik kızın Leyla, senden öyle korkuyor ki...anlatamam her gece seni rüyasında görüyor, abi babam ne zaman ölecek diye soruyor bana !"
"Şu kadın varya!" dedi Savaş yine eliyle annesini gösterdi "Senin korkuna beni koruyamadı, konuşmadı sustu! ama ben onları koruyorum. Kimden? senin o sikik düşmanlarından! Ben mi istedim lan bu hayatı sorsana ? sen beni mahkum etmedin mi bu hayata?" dedi Savaş bağırarak
"Çünkü...Savaş veya Gölge. Ailesini korur, canidir, kumarbazdır, pavyonları, içkisi, rakısı, düşmanları, dertleri, kabusları bitmez..." sonlara doğru sesi kısıldı, göğsü hızla hareket etti. Savaş'ın astım krizi tuttu!
"Savaş!" dedi Çağatay, elinde nefes verici ilacı Savaş'a verdi, ama Savaş ilacı kullanmak yerine Duvara sertçe fırlattı. Babasının önüne ilaç düştü
YOU ARE READING
MAHKUMİYET
Teen Fiction"Sen yeter ki gözlerini gözlerimi kapatma, ben senin toprak gözlerine gömüldüm Savcı"