"Savcı, iyi ki varsın" dedi, alnımdan öptü "İyi ki benimsin" yanağımdan öptü "Şu 1 hafta ölüm gibi geçti"
"Kendine gelmişsin ama" dedim, sakallarını okşadım "Daha berbat haldeydin"
"Öyleydim, sadece bazı gerçekleri gördüm. Babamın da dediği gibi benim üzülme duygum yok" dedi bir itirafı gerçekleştirir gibi
"Sana o lafları söylediğim için özür dilerim" dedim mahçup bir tavırla, yüzümü yere eğdiğim sırada sırıttı
"Önemli değil, şimdi yanımdasın ya...hiç biri önemli değil" dedi saçlarımı sevdi, bu adam adam dı ya valla! erkek ya!
"Sen ne güzel seviyorsun ya beni böyle!" dedim şaşkınlıkla, kaşlarını çattı
"Sevmeyeyim mi savcı?" dedi ciddiyetle, gözlerimi fal taşı gibi açtım
"Hayır, sev" dedim mayışık bir tonla, dudakları dudaklarımı buldu. Elleri omuzlarımı boynumu, kendimi aniden geri çektim, soru sorar gözlerle bakıyordu "Birisi gelir görür!" dedim. Homurdanarak ellerini omuzlarımdan çekti
"Aman iyi be! bir kere de yalnız kalmazsak olmaz zaten" dedi, gömleğini düzeltti. Aynanın karşısına geçerek, eliyle saçlarını düzeltti. Bu işi yaparken çok ciddi gözüküyordu, bana doğru döndü eliyle kapıyı işaret etti. Kapıdan çıkıp düğün yerine gelmiştik, herkes gidiyordu saat de epey geç olmuştu 01.00, uykum gelmişti bir de İstanbul'a gidecektim!
"Benim uçağım 2 saat sonra kalkacak" dedim Savaş'a dönüp, o sırada Savaş'ın oturduğu masaya doğru ilerliyorduk
"Ne uçağı" diye sordu
"İstanbul'a gideceğim Savaş" dedim homurdanarak "İşlerim var"
"Cık" dedi göz kırptı "gitmeyeceksin, 1 hafta burada kalacağız. Ailemle tanışırsın işte fena mı" dedi alayla
"Stres olurum ben" dedim yalandan, burda kalmama gerek yoktu..
"Benim yanımda olmazsın, hem gideceğimiz yerler var" dedi, Sandalyeyi çekti oturmamı sağladı. Sonra yanıma oturdu
"İyi tamam, nerde kalacağız" dedim merakla, Savaş dirseklerini masaya koydu
"Benim evim de var, bizimkilerin konağı da. Sen seç" dedi, alt dudağını dişleyerek
"Babaannenlerin konağı" dedim heyecanla, yüzünü buruşturdu "Ne?noldu ki?"
"Çok ses, gürültü..." dedi alnını sıvazladı "Herkese de 'sesine hakim ol' diyemiyorsun işte" dedi mırıldanarak, güldüm.
O sırada bir ses duydum 'Uyyy bizim gelun" diye bağıran bir kadın sesi, Savaş'ın babaanesi Savaş'ın arkasından yanımıza yaklaşıyordu
"Bundan bahsediyorum" dedi Savaş kulağıma eğilerek, Babaannesi karşımıza oturup gülümsedi
"Sultan ben kizum, sen de Alev olmalusun" dedi sevecen bir tavırla, onun samimiyetine ben de karşılık verdim
"Doğrudur, nasılsınız?" diye sordum
"İyidur sen nasulsun" dedi, Savaş dikkatle bizi izliyordu
"İyiyim ne olsun" dedim, Sultan hanım bi Savaş'a bi bana baktı
"Senin anlattuğundan daha güselmuş" dedi Sultan Hanım, Savaş'a bakarak. Savaş herkese beni mi anlatmıştı? O sırada Savaş öksürdü
"Çağatay!" diye bağırdı, Çağatay Savaş'ın sesine baktı. Asu ile konuşuyordu hızla yanımıza geldi "Efendim?" dedi Savaş'a bakarak
"Babaannemin konağında kalacağız, Leyla'ya söyle. Bizim adamlarda...misafir konağına geçsinler, senle Salih ve Leyla konağa gelin" dedi Savaş otoriter bir sesle, Çağatay başını hızla salladı
YOU ARE READING
MAHKUMİYET
Teen Fiction"Sen yeter ki gözlerini gözlerimi kapatma, ben senin toprak gözlerine gömüldüm Savcı"