Gözlerimi açtığımda yatağın sol tarafında Savaş'tan fazlasıyla uzaktım. Savaş aynı bir heykel gibi yatıyordu. Elleri başının altındaydı.
Yataktan kalkıp banyoya ilerledim, elimi yüzümü yıkadım. Kendime baktım, maşallah çok güzelim.
5 dakikanın sonunda banyodan çıktığımda Aynanın karşısında giyinmiş bir Savaş Duman gördüm.
"Oha! hangi ara giyindin" dedim şaşkınlıkla, o sırada gömleğinin yakasını düzeltiyordu. Bana dönüp gülümsedi. Ona doğru yaklaşıp yanağından öptüm.
"Günaydın" dedi mırıldanarak, saçlarımdan öptü.
Savaş'ın yanında çok mutluydum, ondan ayrılmak asla istemem. Bizi sadece ölüm ayırsın.
"Günaydın" dedim ben de gülümseyerek "Çok acıktım"
Elini belime sarıp odadan çıktık, salona indiğimizde İnci, Yunus, Çağatay ve Leyla kahvaltı yapıyorlardı.
"Selma hanım 2 tabak daha koyar mısınız masaya?" dedi Çağatay, "Günaydın" dedi ardından. Masaya geçtik
"Günaydın" dedim ben de ters bir tavırla, dünkü olayı hala unutmamıştım
"Tamam ya tip tip bakma özür dilerim" dedi Çağatay, gülümsedim. "Mutlu aile sofrası" dedi. Leyla kahkaha attı.
Yunus portakal suyundan bir yudum aldı "Savaş" dedi. Savaş Yunus'a. baktı neden bu çocuk dayı demiyor bilmiyorum ama çok komikti
"Efendim" dedi Savaş yumuşacık bir sesle.
"Hani biz seninle asker eğitim yerine gitmiştik ya" dedi Yunus çekingen bir tavırla, Savaş kafasını aşağı yukarı salladı "Bugünde gidebilir miyiz?" dedi.
"Anneciğim dayının işleri var" dedi İnci, Savaş'tan önce konuşarak.
"Bugün kiminle toplantı vardı?" diye sordu Savas, Çağatay'a.
"Emre Aksoy" dedi Çağatay
"Önemli birisi değil iptal etsinler toplantıyı" dedi Savaş, çayından bir yudum aldı.
"Savaş gerek yok" dedi İnci. Savaş İnci'ye baktı.
"Gideriz Yunus" dedi Savaş, gülümsedi.
"Abiciğim sabah sabah başka bir adam gibi davranıyorsun. Gülümsüyorsun filan başımıza taşlar yağacak" dedi Leyla, dalga geçerek. Sonra bana baktı "Yoksa bu mutluluğunun sebebi sevgili yengem mi?"
Savaş, Leyla'ya ters bir bakış attı "Sen konuşana kadar gayet mutluydum" dedi.
"Abi aslında sen Almanya'lılara çok benziyorsun" dedi Leyla bir anda, konuyu değiştirmişti.
"Kime? Hitlere mi?" dedi Savaş.
"Evet" dedi Leyla
"O Avusturya'lı Cahil" dedi Savaş, Leyla'yı bozarak. Gülümsedim, ilk defa bir aile sıcaklığı hissetmek çok güzeldi.
"Bunda genel kültür yok" dedi Çağatay, Savaş'a uyarak.
"Ya sen kendine bak!" dedi Leyla.
"Okulun nasıl Leyla?" dedi İnci bu sefer.
"Gerçekten çok sıkıcısınız" dedi Leyla "Hem Çağatay'da okumadı. Ama zengin" kendisini savunmaya çalışıyordu.
"Çağatay mafya" dedim.
"Yenge sen bu masadaki herkesten çok akıllısın aslında. Savcısın" dedi beni mi övüyordu? "Keşke ben de hukuk okusaydım"
"Her şey zekaya bağlı Leyla, derslerine odaklanırsan yaparsın. Ama sen anca benim paramla hayatını geçir." dedi Savaş, öğut vermeye başladığı sıra Leyla boğulmuş gibi davranıyordu.
YOU ARE READING
MAHKUMİYET
Fiksi Remaja"Sen yeter ki gözlerini gözlerimi kapatma, ben senin toprak gözlerine gömüldüm Savcı"