⚖️
"2 gün sonra...en güzel doğum günüm olacak savcı"
Onu hapise atmam onun için hediye mi olacaktı? ölmek mi istiyordu?
Savaş'ı ilk gördüğüm zaman yaşım 12'idi. Ben onu 15 temmuz da görmüştüm.
1 yıl sonra, yine 15 temmuz da gitmişti, ablası onu almıştı.
Ve yine, 15 temmuzda. Benim yüzümden gidecekti.
Hem benden, hem ailesinden.
Peki ben, Savaş'ı hapise atacak mıydım?
Düşüncelerimi hemen bir kenara bırakıp toparlanmam lazım. Bunları düşündüğümden karnım yine ağrımaya başlamıştı! Savaş benim düşmanım ben onun savcısıyım, onu hapise atmakla yükümlüyüm. Ona karşı hiç bir duygum olamaz!
Ama ben Savaş'la asla Savcı ve mahkum ilişkisinde olamadım. Onun benden daha üstün olması beni sinir ediyor! Kaç seneden beri bu durumla karşılaşmayan bir kadınım ben.
"Bakma bana öyle, yemeğini ye." dedi Savaş, ona tip tip mi bakıyordum? farkında bile değildim.
"Yunus ile asker eğitim yerine gitmişsin?" diye sordum konuyu hızla değiştirerek. Başını olumlu anlamda salladı.
"Gittim, gelmeyi çok istiyordu" dedi "Salih şanslı, güzel bir çocuğu var." dedi imrenerek, acaba Savaş baba olmayı istiyor muydu?
"Sen baba olmak istemez misin?" diye sordum dan diye, kaşlarını çattı.
"Çocuk için bir tane kadın lazım savcı" dedi ilk önce "Hem...kim katilin, mafyanın çocuğu olmak ister ki?" dedi yarım ağız. Gözlerindeki hüznü yakalamıştım "Ben berbat bir baba olurum" Diye de ekledi, kesinlikle berbat bir baba olmazdı. Bunu kendisinin de bilmesi lazımdı
"Kendine yalan söyleme" dedim, dediğimi anlamamış olacaktı ki kaşlarını çattı "Berbat bir baba olmazsın. Gayet iyi bir baba olursun."
Savcı Ateş yada Demir! Kendine gel! aklından geçen her şeyi söylememen lazım.
Savaş cevap vermemişti o yüzden ben konuşmaya devam ettim "Biliyorum...Baban gibi baba olmayı istemezsin. Veya katil olduğun için çocuğun olmasını istemezsin. Bu hayat yüzünden istemezsin. Ama berbat bir baba olacağını sanmıyorum. Hem görüyorum, çok iyi bir abi, bir dayı, bir amcasın. Kendine haksızlık etme" yüzündeki ifadeyi ilk defa görüyordum. Onu düşündüğüm için şaşkın mıydı? veya onu anladığım için.
"Ama, çocuğum benden nefret eder" dedi zar zor "Onu mafya hayatına soktuğum için. Ben babamdan nefret eden bir çocuktum savcı. Bana bu hayatı yaşattığı için"
"Sen çocuğuna işkence edecek biri misin Savaş?!" diye kızdım.
"Ağzından çıkanı kulağın duysun savcı" dedi gözlerini kısarak "Saçma sapan laflar..." diyerek şarabından büyük bir yudum aldı.
"Ee o zaman?" dedim.
"Çocuğumun olmasını hak eden birisi değilim" dedi ağzımı açacağım sıra yine o konuştu "Konu kapandı, bence."
"Hı hı sence" dedim göz devirerek.
Konuşacağı sıra telefonu çaldı, kulağına götürdü "Söyle savcı" dedi. Galiba gayrimeşhur babam arıyordu "İşler yolunda hayırdır?...İyiyim...Selim savcı ben iyiyim ne demek istiyorsan söyle kapatacağım" dedi bıkkınlıkla, gözleri bana döndü "Ona söyle o zaman...Onun hakkında karar veremem. Çok sığ bir adam oldun...Demedim bir şey...bakarız." dedi galiba artık konuşmayı kapatmak istiyordu. Ve sonunda telefonu kapattı.
YOU ARE READING
MAHKUMİYET
Teen Fiction"Sen yeter ki gözlerini gözlerimi kapatma, ben senin toprak gözlerine gömüldüm Savcı"