Selam! Nasılsınız umarım iyisinizdir. Şimdi sanki böyle yazarlar gibi konuşma yapmayacağım ama birkaç şey diyeceğim.
Öncelikle hikayemin görüntülenme sayısı 350, hikayemi okuyan herkese çok teşekkür ederim. Tabiki de beğenmediğiniz yerler, cringe bulduğunuz, beğendiğiniz yerler olabilir. Benim de öyle. Zaten can sıkıntısından yazdığım bir hikaye.
Yani uzun lafın kısası 3-4 okunma bile olsa, hikayemi okuduğunuz için teşekkür ederim.
⚖️
Savaş Duman
Gözlerimi açtığımda, kafamı Alev'in boyun girintisinden zar zor kaldırmaya çalıştım. Nasıl sarmaş dolaş yatmıştık böyle? Kollarımla bedenini sarmalayıp bacaklarımı bacaklarına atmışım! Hay ben yatışımı...
Onu incitmeden çekildim, yataktan kalkmadan önce saçları dikkatimi çekti. Çok güzeldi. Simsiyah saçları aklımı başımdan almama yetecek kadar güzeldi.
"Ben sana olan sevgimi herkese söyleyeceğim ama sana asla, çünkü Gölge'nin o kahrolası gururu var" diye mırıldandım. Yine bir şiir okudum ama şiiri kendimce değiştirdim.
Gözlerim bir anda öfkeye büründü, sebebi ise dün gece yaşadığı olaydı. Hıçkırarak ağlaması beni deli ediyor! Onu ağlatanın canisi olacağımı söylerken dalga geçmiyordum. Olacaktım.
Saçlarını, yanağını öptükten sonra sessizce yataktan kalktım. Kendi odama doğru ilerledim. Giyinme odama girdiğimde yine klasik mafya takımı mı giyecektim
Mafya ha! Ne saçma sapan bir kelime, iğrenç. Ama kader diyip geçiyorum maalesef.
Simsiyaha büründükten sonra Gölge olarak odamdan çıktım. Ah Gölge! Nedir senden çektiğim çile?
Bu düşünceler beni daha fazla sinir ediyordu, ve dün ki ışıkların gitmesi!
Sinirli, ve hızlı bir şekilde bahçeye çıktım. Adamlar, ve Yusuf pürdikkat bana bakıyordu.
Yusuf'a dönerek "Evde kimler var?" diye sordum sertçe.
"Leyla, Çağatay, Salih, İnci, Yunus" dedi Yusuf, neye bu kadar sinirlendiğimi bilmediği için ürkmüş gibiydi
"Bana bu evdeki elektrikten sorumlu olan kişiyi getir Yusuf" dedim dümdüz bir ifadeyle, Yusuf şaşkınlıkla baktığında "Hemen!" diye bağırdım. Yusuf hızlıca yanımdan uzaklaştı. Karşımdaki 10 tane adama nasıl baktıysam adamlar tedirgince bana baktılar.
"Siz de işinizin başına!" diye bağırdıktan sonra hepsi yanımdan hızlıca ayrıldı. Ben de havuzun olduğu yere ilerleyip, kanepelerden birine oturdum. Cebimden çıkardığım sigarayı yaktım. Kahvaltı yapmadan da pek güzel değildi ama öfkemin dinmesi lazımdı. Bağırırken Alev'in uykusundan uyanıp rahatsız olmasını istemiyordum.
20 dakikanın sonunda, Yusuf ve adını bilmediğim bir adam bana doğru yaklaştı. Yusuf söze girdi "Elektrikle ilgilenen adam, Arif" dedi. Arif bana tırsarak bakıyordu.
Ben ise sakince konuştum "Dün neden evin ışıkları gitti ?" dedim Arif'e bakarak.
Arif ise ne diyeceğini bilemeyip "Şey...abi...Savaş bey, neden gittiğini bilmiyoruz" dedi. Ben ise gülümsedim, ama gülümsemem öfke doluydu
YOU ARE READING
MAHKUMİYET
Teen Fiction"Sen yeter ki gözlerini gözlerimi kapatma, ben senin toprak gözlerine gömüldüm Savcı"