Gözlerimi araladığımda Savaş'ın evinde olduğumu idrak edebilmiştim.
Dün akşam bana "O adam ayaklarının altında olacak sevgilim." demişti.
Sevgilim.
Savaş beni seviyordu, ve ne kadar inkar etsem de ben de onu seviyordum. Benim tek istediğim 12 seneden beri silahlarla ilişkimi kesip düzgün bir hayat yaşamaktı. Ve ben 12 yaşımdan beri cinayet işlememiştim, Savaş'la beraber olduğumdan beri eski anılarım aklıma geliyordu. Çünkü Savaş cinayet işlemeyi bırakmamıştı. Ta ki dün gece bana dediği cümlelere kadar.
"İstersen bu hayatı bırakabilirim, sen yeter ki mutlu ol. Gölge olmam" demişti, bir anlık gafletle mi bunu demişti yoksa gerçekten beni düşündüğü için mi bilmiyorum ama, kömür gözleri bana aşık olduğunu âdeta bağırıyordu.
Kendime geldiğimde yanaklarımda olan dudaklar dikkatimi çekmişti, Savaş durmaksızın yanağımı küçük küçük öpüyordu. O her öptüğünde ben daha fazla gülümsüyordum, sanki Savaş'ın yanında kendimi en mutlu kadın olarak ilan etmiştim. Onun yanındayken kötü düşüncelerim aklımdan gidiyordu, ve ne kadar inkar etsem de Savaş bana iyi geliyordu.
Ben hala gülümserken o konuştu "Ne kadar uyanman için konuşsam da uyanmadın, ben de böyle bir çözüm buldum" dedi gözlerinden sinsilik akıyordu
"Çözümün süpermiş" dedim 32 gülümserken, bir anda ben de onu yanağından öptüm. Ellerimi ensesinde birleştirdim. "Bugün birisini öldüreceğim" dedim sevinçle, Savaş ise kaşlarını çatmıştı.
"Birisini öldüreceksin diye bu kadar mutlu olma, insan öldürmek iyi bir şey değil" dedi mırıldanarak
"Bunu sen mi söylüyorsun?" dedim şaşkınlıkla
"Evet?" dedi kendisini hiç bozuntuya vermeden, ben ise kahkaha attım "Gülme Alev gülme" dedi ellerini belimde birleştirerek "İki edebiyat yapacağım kursağımda bıraktın"
"Tamam ya bir şey demedim, sen yap edebiyatını" desem bile hala gülüyordum
"Ciddi ol biraz" dedi, yüzüme düşen saçımı üfleyerek geri itikledi. Ben de dediğine uyarak bir anda ciddileştim
"Dün söylediklerim için, özür dilerim...panik atağıma engel olamadım" dedim mahcup bir tavırla, o ise elini saçlarımda gezdiriyordu
"Sıkıntı yok" dedi elleri hala saçımda gezerken
"Neden birisinin senden özür dilemesini istemiyorsun ki?" dedim merakla "İnsan bir şeyden hatasını alıp özür dilemesi gayet iyi"
"Koparılan çiçeği suya koymak kadar gereksizdir kalbe sunulan özür" dedi Yazar Miraç Çağrı Aktaş'ın sözünü söyleyerek "Ayrıca insan özür dilemeden olacakları düşünmeli"
"Bu edebiyatını beğendim" dedim memnun bir tavırla "Ben de bir söz söyleyebilir miyim?"
"Söyle" dedi gülümseyerek.
"Hep seni düşünmek için kimsenin yüzüne bakmadım" dedim, gözlerimden sanki mutluluk akıyordu.
"Hmm" diye bir ses çıktı boğazından, beni kendine çekti "Tutanacak bir dal arama, ağacın ta kendisiyim savcım" dedi boğuk bir sesle
YOU ARE READING
MAHKUMİYET
Teen Fiction"Sen yeter ki gözlerini gözlerimi kapatma, ben senin toprak gözlerine gömüldüm Savcı"