BEYLERBEYİ HAZERANİ

BÜYÜRSÜN

7 AY SONRA

Hazerani Amar'ın avuçlarına yakılmış kınalara yorgun gözleriyle bakıyordu .
Amar ise sırt üstü babasının göğüs kaslarına yaslamış şekilde uyuyordu.

Bir eliyle Amar'ın üstündeki beyaz elbisenin eteğini havaya kaldırmış diğer eliyle avuçlarını açıp , parmaklarına tek tek dokunuyordu .Oğlumuzun artık emeklemeye başlayacağı aylara geldimizi öğrendiği gibi derhal sünnet düğünü tertip etti .

Yedi gün evvel olan o kalabalık düğünde Amar Hazerani ve Şafak'ın oğlu Cihangir Demir'i sünnet ettirdi.Oğlunun sünnetsiz adım atmasını istemezmiş Beylerbeyi'm.Mihri ve Avreş'in düğünü , bebeğimizin adım adım büyürken her çocuk gibi yaşadığı ufak tefek şeyler, gösterişli sünnet düğünleri , Selim ve Nurbanu'nun kızının göz sorunları,benim sağlığım ...bunlarla tek tek uğraşması bir yana Van'da patlak veren aşiret kavgalarını dindirmek için sürekli seyahat etmesi gerekti ,dünya siyasetinde artık yeri belirgin bir hal almıştı ,bazen yurt dışına da çıkıp oradaki holdinglerin işleyişini de bizzat denetlemesini gerektiren sorunlar peyda olup duruyordu .Avreş de artık ona destek oluyor , Hazerani namına birçok yere gidiyordu fakat bu bile yetersizdi .

Benim gittikçe daha da büyüyen Mardini aşireti ve Hazerani aşireti içinde dönen düğünlere,davetlere koşuşturmamda kâr etmiyordu.Ne yaparsak yapalım günün sonunda en çok yorulan yine Beylerbeyi oluyordu .

Bazen saatler süren toplantılara katılmak zorunda kalıyordu .Sessizliği katlanmıştı.Ben onun yorğunluğundan şikayetçiydim ama o her şeyden memnundu .

Oğlumuza öyle bir gelecek bırakacakmış ki Amar  bir kez bile dara düşmeyecekmiş.
Aslında şuan bahsettiği gelecek içindeyiz.
Hiçbir şeye ihtiyacımız yok çünkü aklımızdan geçirdiğimiz önümüze yığınla seriliyor .
Hem kaç bebek yakutlu beşiklerde uyumuştur ki?Kaç bebeğin adına konaklar yatlar ,arabalar hediye ediliyordur ki?
Dünya kamuoyunda gündem olan oğlumuzun, aşiret büyükleri tarafından sevilmesi de bir başka güzellikti.Şimdiden köklü aşiretler oğlumuza namus anlamına gelen silahlarını yolluyordu .

Oğlumuzun ne denli şanslı olduğu herkesin dilindeydi .

Beylerbeyi'nin oğlunun bir bebekle kertilmesi bir ara civar illerde duyulmuştu .Ben gülüp geçiyordum ki Hazerani, Bager Ağa'nın doğan çocuğu kız olursa ona Hazerani yüzüğü yollacağını söyledi .Elbette Amar ile yeni doğacak bir bebeği  kertmeyi kastettiği yoktu.O sadece çok sevdiği Xani aşiretinin liderinin çocuğunu daha doğmadan  çocuğu gibi kabul edeceğini ima ediyordu ama Keje'nin bana söyledikleri aklımda şimşek gibi çakmıştı o an.

Amar o gök gözlü kadının karnındaki kız çocuğu ile bir işlemeli altın kemer ve iki yemin üstüne nikahlanacak demişti .
Ve Hazerani bunu bilmemesine rağmen şimdiden o xanilerin bebeğini çocuğu gibi göreceğini  o yüzden ona hediye olarak Hazerani sembollü bir yüzük yollayacağını söylüyordu.

Ve işin daha garibi şuydu ; Hazerani onca işinin içinde geceleri bazen elleriyle altın bir kemer işliyordu.

Bana Amar doğunca bir hediye vermesi gerektiğini düşünmüş ama hiçbir şeyi yeterli görmeyip,saf altından aldığı düz bir kemeri maharetli nakışları ile ay ışığı altında aylardır yavaş yavaş işliyor .Biteceği günü sabırla bekliyordum ve Keje'nin sözleriyle birleşen kaderimizi buğulu bir camın ardında duran parlak bir ışık gibi izlemek beni heyecanlandırıyordu.

"Yavrum,"

Onlara tutunmuş gözlerimin içinde patlak veren heyecanla dudaklarım aralandı.