1Hafta Sonra
"Dayanamıyorum Dade!"dedi Argeş, hiddetle elinden attığı su bardağı avlunun içine dağılırken oda kendi içinde parçalara bölünüyordu.
Yaşlı kadın karşısında sinirden deliren ne yapacağını bilemeyen torununa kör gözlerinin yardım edebileceği kadarıyla ulaşmak istedi.Ayağa kalksa da Argeş 'in öfkesi onu görebilmesine engel oluyordu.
Durmadan isyan ede ede şunları söylüyordu.
"O kadını evimde odamda görmeye dayanamıyorum!"
Dedi üstündeki ceketi çıkarıp yaşlı kadının önüne koştu.Onun yerine oturtup ceketini ayaklarının altına serdi.
Yaşlı kadın göremese de torunun ne yapmaya çalıştığını anladı.
"Çek ceketini Argeş Ağa !Pes mi dersin?"
Dedi şiveli aksanıyla.
Argeş içindeki yangınla ceketten elini çekti ama onun ayağının altından almadı yaşlı kadının dizlerine sırtını yaslayıp oturdu .
Derin derin soluklar göğüsünü indirip kaldırırken "Sen istedin o kızla evlenmemi !Sen istedin hükmü kabul etmemi!Sana dedim dade dedim !Ben o kızı görmeye dayanamam dedim!"
Diye bağırıyordu hala.Ama yaramazlıkları bitmiş bir çocuğun yorgunluğu vardı sesinde .Elleri kendisine çektiği dizlerinden sarkmış yere bakıyor avuç içleri.Sanki toprak istiyor bedeni ya da toprağı çağırıyor.Çünkü hiç şikayetçi değil oturduğu buz topraktan.
Yaşlı kadın gözlerini kaybettiğinden beri onlar yerine kullandığı yaşlı ellerini kaldırıp sırtı dizinden taşan koca adam olan torununun önce omuzlarına değdi.Ardından elleri saçlarına değmek için başını buldu.
Alnından ensesine doğru bir anne sevkati ile oksayacağı saçları ezbere bilirdi.Rengi eskilerden zihninde gözlerinin karanlığı gibi simsiyah telleri kalın, gür ve yumuşak saçları aradı.
Ama eline sadece küçük küçük değen saç telleri için bir şaşkınlığı dile getirmek için dudaklarını arayacağında genç adam umursamaz bir gülüş kopardı nefesinden.
"Elleri saçlarıma değdi .Ondan kestim Dade."dedi yaşlı kadının yüzünü de onun ki acı sardı.
"Elinde ki kan saçına değdi tabi kesersin !"dedi yaşlı kadın bir yangının kanlı bıçağını torunun kalbinde döndürmüş acısını daha da körüklemişti.
"Dade o kız !onu gördükçe deliriyorum.İzin verecektin bu evlilik hükmünü veren bütün ağaları tepetaklak ederdim.Kim önümde durabilir kim?"dedi eli toprağı sıkarken.Avucuna toprak dolduruyor onu sıkıp sıkıp yere savuruyordu.Yaman bir ölüm onun parmaklarında toprağı kurban ediyor ama hala öfkesi geçmiyordu.
"O Geşa 'ya da defalarca dedim kabul etme bu hükmü dedim !Ama o kabul etti!Ben sana uyup razı oldum yoksa o kadın konağıma odama giremezdi.!"dedi nefret dudaklarını kırıyordu gözleri aydınlık olmasına rağmen gecenin ortasında gibi bakıyordu.
"Geşa aşireti için kabul etti . Babası ve abisi olacak köpekleri korumak için kabul etti ."dedi yaşlı kadın.Elleri giden saçın ağıdını kalanlara yakarken.
Ama Argeş Öfkesi saran düşünceyi hemen konuşturdu"Sadece aşireti için benimle evlenmiş !Babası ve abisi kesin öldüreceğimi biliyor sanki onlar pekte umrunda değil!"dedi içinde tekrara düşmüştü bu.
Yaşlı kadın torunun bir anda geniş omuzlarına indirdi ellerini iki kez vurup
"Yalan söylüyordur kesin onları da Geşa saklıyor.Çünkü o kız yaman bir kızdır.O aşirette nam eden tek kadındır.Küçüktür ama aklı zehir .."dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYLERBEYİ HAZERANİ
Fiction généraleEl değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Seven sevdiğine kesik bir yürek bırakır . Ben sana ; belimdeki silahı ,dik başımı ve tenimin ardındaki canı da bırakıyorum. Buyur al ! Beylerin...