Oluyor .
Doğuyor.Güneş diyorum ;bu kez bizim için doğuyor .
Ben Hazerani'nin beni sevdiğini hissedince hatta ondan evvel yüzü görünce dahi güneşi hayatıma almıştım.Hazerani içinde karanlığın bittiğini daha doğrusu azaldığını biliyorum.
Ama ilk kez ikimize sıcak sıcak doğuyor güneş . Sebebi ise Avreş.
O günden beri ,yani mücadele edeceğini söylediği o günden beri, gerçekten çok çabalıyor.Açık konuşayım tam ben konuştum ondan böyle çabalıyor diye böbürlenecek olduğum bir günde yüzüme çarptı 'Aciz olduğumu biliyordum.Uyuşturucu isterken çok sefil göründüğümüde .Ama abimi ağlatacak kadar acınası durduğumu bilmiyordum.İşte bu yüzden o illetten kurtulacağım."
Abimi ağlatacak kadar demişti.
Abimi ağlatacak kadar .Anladım o sol gözünün sızısı neymiş .
Bu nasıl ağır geldi işte bunu anlatamam.
Koskoca Beylerbeyi ağlamış ,buna üç gece ağladım.İnce bir hastalık bile tuttu yakamı ,nefesimi.Ağlamalarımın nedenini çok sordu Hazerani.
Diyemedim.
Sol gözünden bir yaş akmış ona ölüyorum ağlaya ağlaya diyemezdim.
Avreş için ağlıyorum ya da Eren için sızlanıyorum sandı .Çok kızdı ,çok öptü .
Ama geçmedi sol gözümün sızısı.Üzülüyordu beni öyle görünce.
Bende bu yüzden ona ağlamayı yine onun için kestim.Diğer yandan ona , Avreş'e yardım etmem gerekti.Hazerani'ye Avreş'in yatağa kendi isteği bağlandığını kabul ettirmek çok zor oldu.Daha doğrusu asla onu öyle görmemesi şartı ile kabul ettirdik diyebiliriz.
Avreş'in iyiki güleç bir yüzü ve sivri bir dili var .Yoksa Hazerani'yi nasıl ikna ederdik?İkisi sık sık kabir ziyareti yapmaya başladılar.Avreş ve Hazerani sorun yaşamasın diye onlarla gitmiyorum ama vakit buldukça bende ara ara tek başıma gidip mezarlardaki çiçekleri kontrol ediyorum.
Ama Avreş'te çok sevmiş şakayıkları ,öyle diyordu Hazerani'ye.
Avreş'i mutlu etmek aslında çok kolay.Hatta o çoğunlukla mutlu eden kişi oluyor.Komik üslubu sayesinde de doktorlarıyla arasını çok iyi tutuyor .Velhasıl Avreş her anlamda iyiye gidiyor.
Ama benim aklımı kurcalayan mevzu ona uyuşturucu verende.Beni tehdit ettiğini sananlarla bir olsa gerek.
Kimse bize aleni düşmanlık besleyemez.
Ama bizi içerden oymayı düşünlerinde haddini bildirmə zamanı geldi.Adamlarımla iz üstündeyiz.Şüphelerimin üstünde yürüyoruz.Bulacağız.
Kararlılıkla"Bulucağım!"dedim .
Gözlerimin önünde şıklattığı parmağı ile irkildim.Tavana diktiğim gözlerimi ona devirip hemen sağıma dönerek uzandım.
"Neyi buluyorsun ?"diye sordu kaşlarını çatarak.
Çatma kaşlarını,canım.
"Sana soruyorum ,"dedi dudakları iple çekilmiş gibi minicik yukarı kaydı.
"Taş mı taşıdın hanım ağa? Kulakların duymuyor,ellerin tutmuyor gibi yığılmışsın şuraya .Bu kez çok yoruldun gibi."O gözlerini üstümde gezdirip göz kırptı.
Bende üstüme gözlerimi usulca indirdim
gerçekten yatağa yığıldığım doğruydu.
Taş taşıdığım kısmınıda üstümdeki geceliğin haline bakarak evet diye yorumladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYLERBEYİ HAZERANİ
Ficção GeralEl değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Seven sevdiğine kesik bir yürek bırakır . Ben sana ; belimdeki silahı ,dik başımı ve tenimin ardındaki canı da bırakıyorum. Buyur al ! Beylerin...