9- Uzaklaş

1.8K 264 433
                                    

Jimin bugün işlerin az olmasından dolayı büyük bir mutlulukla önlüğünü çıkarıp tezgahın üstüne bırakırken bara yaklaşan bir beden görünce kafasını kaldırıp oraya doğru baktı. Arkasında duran Yoongi de onun baktığı yere bakmıştı.

Jungheon görüş açısına girince hafifçe gülümsedi ve elini sallayarak "Selam." dedi.

Jungheon karşılaştığı hoş tavırla kocaman gülümseyip dirseklerini tezgaha yasladı ve Jimin'e bakarken "N'aber?" diye sordu.

Yoongi, Jungkook'un kardeşiyle Jimin'in bu kadar samimi olduğunu bilmediği için, şaşkınlık içinde kalırken köşeye çekildi ve sandalyeye oturup onları sessizce izledi. Kimsenin odağı onun üstünde değildi zaten.

Jimin kendisine gülümseyen Jungheon'a aynı şekilde karşılık vererek "İyidir senden?" diye sordu o sırada.

"İyi bende." Jungheon gözlerini bar kısmında gezdirirken sandalyede oturan kedi gözlü çocuğu görünce "Selam." dedi samimi bir tonda. "Jungheon ben. Jungkook'un kardeşi."

"Biliyorum." Yoongi bakışlarını Jungheon'a çevirip küçük bir tebessüm sunduğunda içinden o adam neden benimle tanışmak istesin ki diye geçiriyordu.

"Tanışmak istemiyorsun galiba." Jungheon gülerek konuşup tezgahta tamamen Yoongi'ye dönerek "İnsan kendi ismini de söyler. Memnun oldum falan der." dedi.

Bu kadar samimi bir tavırda yaklaşmasını beklemeyen Yoongi kaşları havada bir şekilde adama bakmaya devam ederek "Kusura bakmayın." dedi. "Yoongi ben. Min Yoongi."

"Kedi Yoongi." Jungheon onun gözlerinin içine bakarak yüzünü süzerken tatlı bir tonda söylediğinde gözlerini kaçırma ihtiyacı duydu Yoongi.

"Neyse, bakın size ne diyeceğim." Jungheon onu rahatsız ettiğini düşünerek bakışlarını üzerinden çekti ve tezgahtan uzaklaşırken ellerini iki yana açarak "Yarın öğleden sonra evde barbekü partisi veriyorum." dedi. "Ve sizin de gelmenizi istiyorum."

Jimin kocaman olmuş gözleriyle karşısında sevinçle konuşup sanki çok büyük bir haber veriyormuş gibi davranan çocuğa baktı. Onları çağırmasını beklememişti.

"Ben gelemem." Yoongi hemen reddedince suratını asan Jungheon ona dönüp "Oyunbozanlık yapma." diye mırıldandı sahteden kızgın bir tonda.

"Biz ne yapacağız ki orada? Yani, başka arkadaşların olacak. Biz orada şimdi..." Jimin lafın devamını nasıl getireceğini bilemiyordu ama düşündüğü şeyde haksız da değildi.

Jungheon paranın gücü gereği çevresinde oldukça zengin bir kesim barındıran çocuktu. Keza Jungkook da öyleydi. Onların evinde, onların arkadaşlarıyla bir partiye katılacak olma düşüncesi garip ve bir yönden rahatsız ediciydi.

"Ben sınıf ayrımı karşıtı bir insanım çocuklar. Öyle insanlarla da arkadaşlık yapmam." Jungheon bozulduğunu belli edercesine gıcık bir şekilde konuştuğunda Jimin hemen ellerini kaldırıp iki yana salladı. "O anlamda demedim."

"Nefret ediyorum bundan. Sizinle konuşmama bile şaşırıyorsunuz. Tamam bazı zengin bebeleri bu ayrımı yaptığı için yanlış anlaşılıyor ama sizinde herkesi aynı kefeye koymanız bir nevi sınıf ayrımı yapmak değil mi?" Jungheon bu konudan oldukça yaralı olduğu için uzun ve soluksuz bir şekilde bütün gıcıklığını kusmak ister gibi konuştuğunda Yoongi ile Jimin birbirine garip bir bakış atarak yeniden ona döndüler.

"Öyle bir şey ima etmedik ki. Niye bir anda yükseldin?" Yoongi gayriresmi bir şekilde konuşarak oturduğu yerden ayağa kalktığında Jungheon ona dönerek "Gelin o zaman." dedi.

red [Askıda]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin