16- Hızlı gidiyorsun

1.6K 245 354
                                    

O gece

Jungkook arabanın içinde otururken derin derin nefesler alıp veriyor ve Jimin'in karşısına nasıl çıkacağını düşünüyordu.

Kore'ye döneli neredeyse iki hafta olmuştu ve kimseye haber vermemişti.

Bugün Hoseok ile yaptığı rutin konuşmada barda eğleneceklerini öğrendiği için gizlice gelmişti ve belki de Jimin de gelmiştir diye düşünüp gelmişti.

Bir anda çıkıp sürpriz yapmak Jungkook'a göre değildi. Arkadaşı Hoseok'u ve kardeşi Jungheon'u arayıp sadece 'ben geldim, Kore'deyim.' demeyi düşünüyordu.

Ama Jimin'e ne söyleyeceği ya da nasıl karşısına çıkacağı hakkında bir fikri yoktu.

Arka girişe park ettiği arabanın içinde öylece oturup etrafına bakınırken bir anda kapı açıldı ve elinde birayla dışarıya çıkan birini gördü Jungkook.

Ve anında anladı Jimin olduğunu.

Evren de onları bir araya getirmek için uğraşıyor gibiydi.

Sarsak adımları ve düşük omuzlarıyla birlikte biraz ilerleyip duvara sırtını veren çocuk yere çökerek sigarasını yaktığında kendini yumruklama isteğini arka plana atmaya çalışıyordu Jungkook.

Onu çok özlemişti ve onunda kendisini özlediğini biliyordu. Yani, en azından öyle umut ediyordu.

Fark etmeden Jungkook'un arabasının tam karşısına oturan çocuk sessizce birasını yudumlayıp sigarasını içerken gözlerini zorlukla sarışından çekip etrafa dikkatlice bakındı. Birinin izleme ihtimaline karşılık.

Daha sonrasında daha fazla dayanamayıp kendine düşünme payı bile bırakmadan arabadan sessizce indi ve ses yapmamak için kapıyı bile kapatmadan yavaşça Jimin'in yanına doğru yürüdü.

Tam karşısına geçip küçük adımlar atmaya devam ederken ellerini cebine koyarak öylece bekledi.

Ve Jimin'in kendisine bakıp hayal gördüğünü düşünerek gözlerini kapatıp yeniden açmasına şahit oldu. Daha sonra ise onunla göz göze geldi.

Baygın ve dolmaya başlayan gözlere özlemle bakan Jungkook tam Jimin'in yanına gitmek için bir adım daha atacaktı ki kapının açılma sesiyle gerileyerek oraya doğru baktı.

Taemin'i görünce kanı çekilmiş gibi hissederken dişlerini sertçe sıktı ve sinirli bakışlarıyla birlikte yavaşça arkasına dönüp arabasına doğru ilerledi. Görünmemek adına sessizce arka koltuğa oturduğunda sinirden sıklaşan nefesini dizginlemeye çalışıyordu.

O anda gözü Jimin ve Taemin'e değdiğinde sarışının hala kendisini gördüğü yere baktığını fark etti. Bu onu mutlu ederken Taemin'i huzursuz etmiş olacak ki bir şeyler söyledikten sonra arkasını döndü ve çıktığı kapıdan içeri girdi.

Birkaç saniye sonra Jimin ayağa kalkıp etrafına bakınırken senden nefret ediyorum diyişini duydu.

"Bende kendimden nefret ediyorum." diye mırıldandı arabanın içinde.

Daha sonra Taehyung ve Jungheon'un geldiğini fark edince kafasını iyice eğerek görünmemeye özen gösterdi. Jimin'den önce kimseyle konuşmak istemiyordu.

Önce onunla konuşmak veya onun peşindeki adamları yakalamaktı derdi.

Kafasını kaldırıp yeniden dışarı baktığında kimseyi göremeyince ön koltuktaki şapkasını alıp yavaşça aşağı indi ve arabasının kapılarını kapatıp kilitledikten sonra elindeki şapkayı kafasına geçirip arka kapıya doğru ilerledi.

red [Askıda]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin