red [Askıda]

13- Yasak

.

.

.

Tezgahı tertemiz bir şekilde silen çocuk bezi lavabonun yanına bıraktıktan sonra ellerini yıkadı ve gelen siparişleri hazırlamak için içkilerin olduğu bölüme geçti.

Yeni girdiği bu iş yerine alışması zaman almıştı çünkü eski yerine göre daha geniş ve düzensizdi.

Fakat yine de hem sevdiği ve anladığı işi yapıyor hemde iyi bir maaş alıyordu Jimin. Bu yüzden mutluydu.

Jungkook'u görmeden geçirdiği bir ay boyunca onu özlese de artık bu duruma alışmış bir haldeydi ve eskisi kadar kafasına takıp kendini üzmüyordu.

Hayat bir şekilde gelip geçiyor ve hiç planda olmayan şeyleri yaşatarak oyunun büyüsünü bozuyordu. Jimin alışkın olduğu bu durum yüzünden ergenliğinden beri plansız hareket ederdi çünkü ne olacağı belli olmadan hesaplanan şeyler gün geldiğinde bütün her şeyi birbirine karıştırırdı.

Kendini üzmemek için beklentiye girip hayal kırıklığına uğramayı göze almıyordu.

Ama yine bütün bunların içinde hesaba katmadığı şeyler olmuştu bile.

Aşık olmuştu. Bir erkeğe.

Hiç beklemediği bir anda beklemediği bir şekilde karşısına çıkan en kaba ve duygusuz adama.

Bunları düşünmeye devam ederken onbeş dakika içinde gelen siparişlerin hepsini halletmiş ve tepsilere dizerek garsonları yönlendirmişti.

Jungkook'un mekanına göre burası daha fazla tehlikenin var olduğu bir yerdi.

Jungkook kumar salonu işlettiği için genelde iş insanları gelip giderdi. Ama burası herkesin belinde silahla dolaştığı bir yerdi.

Fakat Jimin bundan rahatsızlık duymuyordu çünkü umrunda değildi. Kimseye bulaşmadığı ve ayak altında olmadan işini yaptığı sürece güvende sayılırdı.

Tabii şu an kendisini iki farklı açıdan izleyen ve her anını aklına kazıyıp patronuna iletmek için an bekleyen iki adamdan habersizdi.

Haberi olsaydı bir saniye bile beklemeden çekip giderdi elbette.

Bar sandalyesine oturan kişiler çoğalmaya başlarken Jimin onlarında isteğini hızlıca yerine getiriyordu.

İçkisini uzattığı bir adam gözlerindeki yaşlarla birlikte bardağı eline alırken Jimin'e baktı ve "Ben çirkin biri miyim?" diye sordu. Sesi çaresiz ve umutsuz çıkmıştı.

Jimin adamın kendisine soru sormasına şaşırırken aynı zamanda yüzüne bakarken üzülmüştü de.

Kafasını iki yana sallayarak içten bir şekilde gülümsedi ve "Hayır." dedi.